Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Belçika Başbakanı Charles Michel'in, 18 Haziran 2015 tarihinde Temsilciler Meclisi'nde kendisine yöneltilen soruya cevaben, "1915 olaylarının "soykırım" olarak tanımlanması gerektiğini düşündüğünü" ifade ettiği kaydedildi. Belçika Başbakanı Michel'in söz konusu ifadelerinin tarihi gerçeklerle bağdaşmadığı ve hukuku ihlal ettiği belirtildi.

Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, Belçika Başbakanı Charles Michel'in, 18 Haziran 2015 tarihinde Temsilciler Meclisi'nde kendisine yöneltilen soruya cevaben, "1915 olaylarının "soykırım" olarak tanımlanması gerektiğini düşündüğünü" ifade ettiği kaydedildi. Belçika Başbakanının söz konusu ifadelerinin tarihi gerçeklerle bağdaşmadığı ve hukuku ihlal ettiği belirtilen açıklamada, "Belçika Başbakanının, yetkili uluslararası bir mahkeme tarafından hakkında bir hüküm verilmemiş olduğunu kendisinin de teslim ettiği, hakkında hukuki bir karar ve akademik uzlaşı bulunmayan bir konuda haddini her bakımdan aşarak hüküm vermeye kalkışması ne kabul edilebilir ne de herhangi bir şekilde mazur görülebilir. Bahse konu ifadeler, Belçika Hükümetinin bir süre önce Temsilciler Meclisinde ortaya koyduğu hukuki bir niteliğe sahip olan "soykırım" kavramının gelişigüzel kullanılmaması gerektiği yönündeki tutumuyla da çelişmektedir. Türk milletini haksızca itham eden kanaatlerin bu kadar kısa sürede değişmesi dahi, konunun bilimsel ve hukuki zeminden çıkarılarak ne ölçüde siyasallaştırıldığının açık bir göstergesidir" ifadelerine yer verildi.

"BU TUTUMUN, DOSTLUK VE MÜTTEFİTLİK İLİŞKİLERİNE SAHİP OLDUĞUMUZ BELÇİKA İLE İKİLİ MÜNASEBETLERİMİZDE OLUMSUZ YÖNDE SONUÇLAR DOĞURMASI KAÇINILMAZDIR"

Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Kendi tarihinin karanlık sayfalarıyla yüzleşmemiş bir ülke olan Belçika'da bir süredir, Türk kimliği ve tarihi üzerinden Türkleri itham eden beyan ve faaliyetlerin sayısında ciddi artış kaydedildiğini kaygıyla gözlemliyoruz. Belçika'da sorumluluk sahibi olması gereken politik çevrelerin de dahil olduğu "Türkleri karalamak" üzerinden siyasi rant elde etme egzersizlerinin, ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı boyutlarının bulunduğu bir vakıadır. Bu durumun, Belçika'ya ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda önemli katkılar yapmış ve yapmakta olan Türk toplumunu en hafif tabiriyle rencide edeceği ve bu toplumun entegrasyonu bakımından olumlu katkı sağlamayacağı açıktır. Belçika'daki Türk toplumunu da rahatsız eden bu tutumun, dostluk ve müttefiklik ilişkilerine sahip olduğumuz Belçika ile ikili münasebetlerimizde olumsuz yönde sonuçlar doğurması kaçınılmazdır."