Hüdaoğlu, konuyla ilgili yazılı açıklamasında, mevcut durumun sürdürülebilir olmadığının farkında olduklarını ancak tarihi Bellabais Manastıra zarar verme riski yüksek bir projeyle durumun düzeltilmesi yoluna gidilmesini endişeyle karşıladıklarını belirtti. Hüdaoğlu,“Arıtma tesisi yapılmasına karşı değiliz ancak yeri ve manastıra verebileceği ciddi zarar konusunda ciddi endişelerimiz var” dedi.

İzinsiz olduğu gerekçesiyle Girne Belediyesi tarafından durdurulan, daha sonra ise gerekli izinlerin alınmasının ardından başlanan arıtma tesisi inşaatının, bölge halkının şikayeti üzerine ara emir alınarak durdurulduğunu anımsatan Hüdaoğlu, bölge halkının ‘koku sorunu olacak mı’, ‘gürültü yapacak mı’, ‘tarihi manastıra zarar verilecek mi’ yönündeki endişelerinin haklı olduğunu söyledi.

Hüdaoğlu çevredeki tesis ve konutların da arıtma tesisinin olumsuzluklarından etkilenmeye başladığını belirtti.

Anayasa’nın 39. maddesinin kültür varlıklarını koruma altına aldığını belirten Hüdaoğlu, vatandaşların eski eserleri, Eski Eserleri Koruma Dairesi’nden korumak zorunda bırakılmasının düşündürücü olduğunu kaydetti.

Yaşanan gelişmeler üzerine Çevre Mühendisleri, İnşaat Mühendisleri ve Eski Eserler Dairesi uzmanlarından oluşan teknik bir komite kurularak, gerekli çalışmaların yapılmasına karar verildiğini belirten Hüdaoğlu, bunun olumlu bir gelişme olduğunu söyledi. Hüdaoğlu, konunun biran önce uzmanlar, bölge halkı, tesis sahipleri ve ilgili örgüt temsilcilerinin içinde olacağı bir ekip tarafından konunun yeniden değerlendirilmeye alınması gerektiğini belirtti.

Turizm Bakanlığı yetkililerinin ‘En uygun yer burası, daha iyi önerisi olan varsa söylesin’ şeklindeki yaklaşımını da doğru bulmadıklarını kaydeden Hüdaoğlu, “Bellapais Manastırı gibi çok önemli tarihi bir mekanı ilgilendiren bir konuda ortak akılla hareket etmek gerekmektedir. Bu nedenle, başta yetkili makamlar olmak üzere, ilgili tüm kesimler en doğruyu bulmak için birlikte çalışmak zorundadır” ifadelerini kullandı.