Eski ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer, "Beni ve ÇEV'i Ergenekon davasına dahil etmek, cemaatin sahte delillerle yaptığı öç alma operasyonudur" dedi.

"Kafes eylem planı", "Amirallere suikast", "Gölcük'te ele geçirilen belgeler" ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticileri hakkındaki iddialar ile 86 tutuksuz sanığın yargılandığı Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat davası, Anadolu Adliyesi'ndeki Şehit Hakan Kılıç Konferans Salonu'nda görülmeye devam ediliyor. Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmaya aralarında eski ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer'in de bulunduğu 21 tutuksuz sanık ve avukatları katıldı. Hakkında 6 yıl önce yakalama kararı çıkarılan ve geçtiğimiz nisan ayında hakkındaki yakalama kararı kaldırılan Gülseven Yaşer de duruşmaya katıldı.

Hakkındaki tüm suçlamaların sahte ve düzmece olduğunu öne süren Gülseven Yaşer savunmasında, "Tüm suçlamaları reddediyorum. Amacım sahip olduğum maddi ve manevi değerleri toplumun genç kuşaklarına ulaştırmak olmuştur. İstanbul Üniversitesi'nde ders verirken kız çocuklarının türban takmaya başladıklarını gördüm. Nedenini araştırdığımda yurtlarda kalan ağabey ve ablalar vasıtası ile bir takım tarikatlara bağlandıklarını, onlardan gördükleri destekle Cumhuriyetle hesaplaşmak için eğitim aldıklarını öğrendik. Günümüzde tüm okulların imam hatip okullarına dönüştürülmesi üzücüdür. Bizler Cumhuriyet aydınlanmasının yolunu seçtik. Amacımız Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak. Yasalar çerçevesinde hareket ettik. Bunun aksini iddia etmek, yanlışla, yalanla, gerçek olmayan iddialar ortaya koymaktır. Beni ve ÇEV'i Ergenekon davasına dahil etmek, cemaatin sahte delillerle yaptığı öç alma operasyonudur" dedi.

DURUŞMA 2 EKİM'E ERTELENDİ

Duruşma, 2 Ekim 2015 günü saat 09.30'a ertelendi. Duruşma sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Gülseven Yaşer, Türkiye'de olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek, "Çok tarihi bir gün yaşıyoruz. 6 yıl 8 aydan sonra ülkeme döndüm. Ergenekon davasında gerçekleri ifade etme olanağı buldum. Bütün sahte ve haince hazırlanan plan gereği Türkiye'nin cumhuriyet yapısı cemaat denen denetime tabi olmayan kuruluşlar tarafından esir alınmıştır. Bütün bunların sahte olduğunu belgelerle ifade ettim" diye konuştu.

Hastalığı nedeniyle Türkiye'ye gelemediğini kaydeden Yaşer, "Rahatsızlığım nedeniyle bugüne kadar gelemedim. Amerikalı dostlarım, doktorum, avukatım Türkiye'ye hangi cesaretle geldiğimi sordular. Ben Türkiye'de saygın hukuk adamlarının olabileceğini gördüm gözlerimle, bütün gerçekleri dile getirdi. Tedavim için dönmem gerekiyor Amerika'ya. Türkiye'de olmak harika bir duygu" dedi.