Üniversitelerin sayısının artmasına karşı olmadıklarını da ifade eden Berova, ancak yeni üniversiteler kurulurken belli bir sermaye şartı getirilmesi gerektiğini kaydetti.

Göreve gelmesinden bu yana yaklaşık beş ay geçtiğini belirten Berova, göreve geldiğinde öğretmen eksiklikleri, fiziki alt yapı eksiklikleri bulunduğunu, göreve geldikten sonra 45 öğretmeni öğretim kadrosuna kattıklarını, bir takım fiziksel eksiklikleri de giderdiklerini anlattı. Berova “Şu an itibariyle eğitim öğrenim sürdürülebilir durumdadır” dedi.

Gerek öğretmen gerek öğrenci sayısı dikkate alındığında Eğitim Bakanlığı’nın nüfusun yaklaşık yarısına hitap eden bir kurum durumunda olduğuna dikkat çeken Milli Eğitim Bakanı, böyle geniş bir kesime hitap eden bir kurumda bazı sorunlar yaşanabileceğini ifade etti. “Eğitim değişken bir süreç içeriyor. Öğrenci sayısının sürekli farklılık göstermesi söz konusu. Şu anda eğitimi engelleyen bir tablomuz yok” şeklinde konuşan Berova, gelecek yıl için hazırlıklara başladıklarını. İnşaat Birimi’nin yaz tatili boyunca tüm eksiklikleri gidermeye hazır olduğunu kaydetti.

Berova, iyi bir alt kadro ile çalıştığını da ekledi.

Sendikalar eğitim ve öğretimi aksatmamalı

Bakan Berova, öğretmen sendikalarının grev ve eylemlerine de değinerek, şunları kaydetti:

“Çalışanların sosyal güvencesi ve buna bağlı olarak sendikalaşmak, çağdaş demokrasilerin bir parçası. Ancak sendikal hareketlerin grev metotlarına bakacak olursak farklı grev yöntemleri belirlenmeli. Her durum için grev yapılması sıkıntılı bir durum içeriyor. Eğitimde öğrencilerin eğitim alamaması demek, sonraki nesillere bunun yansıması demektir. Çocuklarımız geleceğimiz demektir. Eğitimde eksiklik yaşayan çocuklar, ülkenin ve toplumun yararına gelecekte tam anlamıyla faydalı olamayacaktır. Grev hakkı kullanılırken dikkatli olmak gerekiyor. Eğitim ve öğrenimi minimal şekilde aksatacak eylemler yapılması gerekiyor.”

“Hazırlık ödeneği verilmeli. Bu konu vicdani olarak beni yaralıyor”

Bakan Berova, 2011 yılı sonrası göreve başlayan öğretmenlerin hazırlık ödeneği alması gerektiğini belirterek, Bakanlar Kurulu’nda bu konuyu sıkça gündeme getirdiğini kaydetti, şunları ekledi:

“Ülkemizde bir ekonomik protokol yürütülüyor. Konu genel ekonomik şartlar içinde değerlendirilmeli. Yüksek maaş alan öğretmenlerimize hazırlık ödeneği verilmesi, 2011 sonrası işe giren ve nispeten daha az maaş alan öğretmenlere bu ödeneğin verilmemesi vicdani olarak beni de yaralıyor. Bu durumla ilgili Bakanlar Kurulu’nda da birçok kez bu görüşümü dile getirdim. Çözümü için çaba sarf ediyorum.

Üniversite kurulurken belli bir sermaye şartı getirilecek

Milli Eğitim Bakanı Berova, üniversitelerde 70 binin üzerinde bir öğrenci potansiyeli bulunduğunu ve kaliteli eğitimin devamının son derece önem arz ettiğini vurgulayan Milli Eğitim Bakanı, üniversite sayılarına şu anda bir sınırlama getirme kararları olmadığını söyledi. Berova ancak, mevcut yasa ve tüzüklere yeni maddeler getirilerek, önümüzdeki süreçte başvuru yapacak yeni üniversitelerin belli bir sermayeyle girişim yapabilmeleri için değişikliğe gitme girişimleri olacağını açıkladı.

Berova şöyle konuştu:

Kalite korunmalı

“Yüksek öğrenim ülke ekonomimiz açısından ana lokomotif sektörlerimizden biri. Yüksek Öğrenimi yakinen takip etmek ve ekonomik ve kaliteli eğitim için desteklemek görevimizdir. Üniversite sayılarında bir artış süreci yaşanıyor. Öğrencilerin yetiştirilme kalitesinde bir sorun yaşanırsa tüm emekleri boşa çıkarabilir. Kalitenin korunması ve devam etmesi gerekiyor. Üniversitelerin akademik programlarının denetlenmesi YÖDAK’a bağlı. Bir Denetleme Kurulu oluşturuluyor. Üç kişinin YÖK’den ve iki kişinin YÖDAK’tan olacağı beş kişilik bir grup üniversitelerimizdeki akademik programlarını denetleyecek.  Şu anda mevcut üniversitelerin programları akredite edilmiş ve YÖK tarafından da tanınan programlar. Esas amaç eğitimde kaliteyi korumak ve geliştirmek.”

“MESLEKİ OKULLARA AĞIRLIK VERİYORUZ”

 2010 yılında, zorunlu eğitimin değişmesi ve gelişmesi konusunda DAÜ ile bir protokol imzalandığını ve bu çalışmalar devam ettiğini kaydeden Berova, şunları ekledi:

“Yazım aşamasına gelindi. Yeniden gözden geçirildiğinde gelecek yıl bir pilot uygulamayla müfredatta değişiklikler için çalışmalar yapılıyor. Önümüzdeki dönemlerde yabancı dilin ağırlıkta olduğu bir eğitimle kolejler kadar genel liselerimizin de talep görmesini öngörüyoruz. Bir önceki Bakan Arabacıoğlu döneminde Metehan Bölgesi’nde bir kampus projesi için bir yer tahsis edildi. Kısa bir süre sonra sınıfları, atölyeleri ile daha donanımlı Mesleki Teknik Okullarımızın bir arada olacağı bir kampus hedefimiz var.”

Eroğlu birinci turdan bitirecek

Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusuna da değinen Berova, “merkez sağ” diye nitelendirilen kitlenin bu seçimi 1. Tur’da bitireceğine inandığını belirterek şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanlığı makamında görmek istediğimiz isim Dr. Derviş Eroğlu. Bakanlık görevlerimiz dışındaki zamanlarımızda halkla birlikteyiz. İlk turda seçimin biteceğini öngörüyorum. Genel tabloya baktığımda çok adaylı seçimler demokratik bir süreç olduğunu gösteriyor. Merkez sağ diye nitelendirdiğimiz kitlenin bu seçimi 1. Turda bitireceğini düşünüyorum.  Cumhurbaşkanı aynı zamanda toplum lideridir. Önümüzdeki süreçte en fazla önem göstereceği görev Kıbrıs Sorunudur. Bu kişinin geçmişi çok iyi bilmesi ve konulara hâkim olması gerekiyor. Bu görüşmelerde hata yapma payınız yoktur. Burada tecrübe ön planda olmalı. Devlet tecrübesi olan bir Cumhurbaşkanı profili olması önceliğimiz. Bu kişi de Dr. Derviş Eroğlu’dur. Bu seçim, bir milletvekili, bir belediye başkanlığı seçimi değildir. Bu süreçte küskünlük olamaz. Seçmen kitlemize ve halkımıza geleceğimiz için karar vermemiz gerektiğini aktarıyoruz. Bu aktardıklarımız kabul görüyor. DP-UG ve UBP olarak sorunsuz şekilde seçim kampanyamızı sürdürüyoruz.  Bizim ülkemizde icraatlar parlamenter sistemde uygulanmaktadır. Cumhurbaşkanı makamı gereği, belli konularda görüşlerini iletebilir. Fakat icraatları yönetmez. İcra görevi parlamentodadır. Bu dönemde bazı adayların icraatla ilgili konularla değinmesi doğru değildir.

Hedef bu seçimlerin 1. Turda bitmesidir. Halka 2. Tura gidilecek fikri empoze ediliyor. Bu yanlış bir algıdır.”