Ceren Özbil

Türkiye’den KKTC’ye gelen suyun hala kim tarafından yönetilip işletileceğine kara verilmedi. UBP’li belediye başkanları, Türkiye’den gelen suyun yönetimine ve işletmesine talip olmak amacıyla 26 belediye tarafından kurulan “KKTC Belediyeler  Su ve Kanalizasyon İşletmeleri” (BESKİ) Litimed Şirket üyeliğini gözden geçirmek için bugün bir araya gelecek. BESKİ yönetiminde bulunan 4 UBP’li belediye başkanının yönetimden çekilmesi gündemde. DP UG’li  Tatlusu Belediye Başkanı Hayri Orçan da BESKİ üyeliğinden her an çekilebileceğinin sinyalini verdi.  Lepta ve Yeni Boğaziçi’nin UBP’li belediye başkanları ise baştan beri BESKİ’ye katılmama kararı almıştı.

Belirsizlik belediyeleri mahvetti…

Türkiye’den gelen suyun Geçitköy Barajı’na akmaya başlamasına rağmen nasıl işletileceği ve yönetileceği konusunda hala karar verilmemesi belediyeleri zor duruma soktu. Belediye başkanları 2016 bütçesinde suya yer verip vermeyeceğini bilemiyor. 

Edip: Su konusunu hükümetler çözmeli

Beyarmudu Belediyesi Başkanı İlker Edip, UBP’li belediye başkanlarının bugün bir araya gelerek BESKİ konusunu değerlendireceğini açıkladı. Su yönetimi ile ilgili protokollere bugüne kadar hükümetlerin imza attığını hatırlatan Edip, “Hükümet oturup bu konuyu bir çözüme kavuşturmalıdır” dedi.

“Tüm modellerde iyileştirme şart”

Edip, su yönetimi ve işletmesi ile ilgili ortaya konulan tüm modellerde iyileştirmenin şart olduğunu söyledi ve şu şekilde konuştu:

Bazı konularda yanlış bilgiler var. “Yap İşlet Devret” modeli ile elimizden alınıyormuş gibi gösteriliyor. Bunun oturulup konuşulması gerekir. Su Yasası olmalıdır, ayrıca yönetimin yine hükümetin devletin elinde olması gerekir.  Geçmişte imzalana protokoller yapılan anlaşmalar var. Su gelene kadar komiteler oluşturulmalıydı.

“Asıl sorun depoya kadar olan kısmıdır”

Türkiye’den KKTC’ye borularla getirilen su ile ilgili en büyük sorunun bu suyun depolara kadar kimin tarafından yönetileceği ile ilgili olduğunu belirten Edip, bu konuda da BESKİ’nin ihaleye katılabileceği ifade etti. Edip, Beyarmudu Belediyesi’nin 4 yıldır akıllı sayaç uygulamasına geçtiğini hatırlatarak, bu nedenle depodan sonra suyun dağıtımı konusunda bir sıkıntı yaşamayacağını belirtti.

Orçan: Artık güvenim kalmadı

Tatlısu Belediyesi Başkanı Hayrı Orçan, son yaşanan yüzde 0.25’lik katkı payının dağılımının ardından Belediyeler Birliği’ne güveni kalmadığını anlattı. Devlet katkısının yüzde 0.25’nin kırsal kesim belediyelerine yani nüfusu 5 bin altındaki belediyelere verilmesi konusunda uzlaşı sağlanmasına rağmen bu oranın kent ve kırsal kesim belediyeleri olmak üzere tüm belediyelere verilmesi kararı alındığına işaret eden Orçan, bu karara belediyeler birliğinin de itirazı olmadığını hatırlattı. Orçan bu kararın Yenierenköy Belediyesi’ni bulunduğu mali çıkmazdan kurtarmak için alınan bir kara olduğunu ancak yüzde 0.25’lik katkının tüm belediyelere eşit şekilde dağıtılmasının Yenierenköy Belediyesi’ni de bulunduğu durumdan kurtarmayacağını ifade etti. Orçan bu katkı payı dağılımında Belediyeler Birliği’nin daha önce aldığı karar sadık kalmaması nedeniyle artık su yönetimi konusunda da güveni kalmadığını belirtti.

“BESKİ üyeliğimizi yeniden gözden geçireceğiz”

Belediyeler Birliği’ne olan güveninin iyice sarsıldığının altını çizen Orçan bu nedenle BESKİ üyeliğini de yeniden gözden geçireceğini söyledi. Orçan, daha önce suyun depoya ulaştıktan sonraki kısmının mutlaka belediyeler tarafından yönetilmesi gerektiğini savunduğunu hatırlattı ve artık bunun bile kendisi için önemli olmadığını kaydetti. Belediye başkanı Orçan, “5 büyük belediyenin menfaatleri düşünülüyor. Kırsal kesim belediyelerinin halini soran yok. bu nedenle üyelikten ayrılabilir” dedi.

Namsoy: En başından katılmadım

Lapta Belediyesi Başkanı Fuat Namsoy, en başından beridir BESKİ’ye üye olmadığını ve hatırlattı ve nedenlerini açıkladı. Suyun yönetiminin ayrı işletmesinin ayrı olduğunu kaydeden Namsoy, şu anda ihaleye çıkılacak konunun işletmesi olduğunu belirtti. Namsoy şu ifadeleri kullandu:

Yönetim daha çok devleti bağlayan bir konudur. İşletmede amaçlanan ise su Karşıyaka da denize çıktığı yere Türkiye’den hibe olarak akıtılacak. Denize çıktığı yerden eve kadar olan işletmedir. Bunun için ihaleye çıkılacak.5 yıl içinde KKTC’de genelinde büyün kanalizasyon, arıtma geriye dönüşüm bu ihalenin içinde yer alacak. Miyadı dolmuş su şebekeleri yenilenecek. Bunun için 25 yıla kadar süre öngörülüyor.

“Şaibeli bir durum”

BESKİ’nin ana depodan suyun dağıtımına talip olduğunu kaydeden Namsoy, şu anda bu görevi belediyelerin yapmakta olup belediyelerin bundan vazgeçmesi içinde bir neden olmadığını ifade etti. Namsoy, bu uygulamanın belediyenin toplayacağı su parasını BESKİ’ye verilmesini öngördüğünü kaydederek, bu paranın da nüfusa göre kar yapıp yapmama oranına göre verileceğini söyledi. Bu durumu şaibeli bir durum olarak değerlendiren Namsoy, “Bizim ilk önce yaptığımız anlaşmada suyun depodan eve kadar olan kısmını her belediyenin kendisinin yapmasıydı. Bunun içinde kanalizasyon, su boru hatları bakımı gibi alt yapı çalışmaları yapılması gerekiyor” dedi. 

“Oluşacak yönetimde belediyelerinde temsilcisi olmalı”

Namsoy suyun yönetimi için oluşturularak yönetimde mutlaka ve mutlaka belediyelerinde bir temsilcisinin yer alması gerektiğini savundu. Belediye Başkanı Namsoy, ayrıca, BESKİ’nin de eğer isterse ihaleye katılabileceğini bu konuda önünde engel olmadığını söyledi.

Güngördü: Beni rahatsız eden nokta Su Kurumu

Girne Belediyesi Başkanı Nidai Güngördü, BESKİ oluşumundan rahatsız olmadığını BESKİ’nin yola çıkış nedeninin son derece doğru olduğunu ifade etti. Su Kurumu’ndan ve Yasa Tasarısı’ndan son derece rahatsız olduğunu kaydeden Güngördü, özellikle tasarının 41. Maddesinin kendisini çok üzdüğünü belirtti.

Güngördü, bu maddenin belediyelerin su ile ilgili mal varlıklarına el konulmasını içerdiğini savundu. Güngördü,  belediyelerin tüm yaptığı yatırımlara bir çırpıda el konulmasının doğru olmadığını söyledi.

“Mutlaka belediyelerin görüşü alınmalı”

Güngördü, KKTC ile Türkiye yetkilileri arasında yapılan görüşmede belediyelerinde görüşüne de yer verilmesi gerektiğin ifade etti. Yasa tasarısında 28 belediyeden kaç temsilci olacağının yazılmadığını ifade eden Güngördü, birinci taslakta böyle bir şey görmediğini ikinci taslakta ise var olduğundan söz edilmesine rağmen yine böyle bir yazı okumadığını kaydetti.

“Eksiklikler olabilir”

KKTC’deki ilk defa bir oluşumun dersini çalışarak Türkiye’nin karşısına çıktığını ifade eden Güngördü, bu hazırlıklar yapılırken bazı yanlış yapılmış olabilineceğini ancak bunlarında düzeltilebilir yanlışlar olduğunu söyledi. Güngördü, BESKİ ödevini tam anlamı ile yaparken bu konuda devletin geri kaldığını belirtti.

“İşbirliği olabilir”

Belediyeler ve özel bir şirketin işbirliği yapabileceğini kaydede Güngördü , “Yeni yatırımların sahibi kim olacak? AB normlarına göre 2 binin üstünde nüfusu olan köylerde arıtma tesisi olacak. Bunun çalışma programı ne olacak kim tarafından yönetilecek. Bence belediyeler ve özel bir şirket işbirliği yapabilir” dedi. 

“Su İşleri Dairesi pasif kalıyor”

Su İşleri Dairesi’nin su yönetimi konusunda çok pasif kaldığını ifade eden Güngördü, protokolün 2010 yılının Temmuz ayında imzalandığını hatırlattı. Güngördü, buna rağmen dairenin hiçbir çalışma yapmadığını ifade ederek, aslında belediyelere rehberlik etme, yön gösterme görevinin de Su İşleri Dairesi’de olduğunu belirtti

“Mevcut personel ne olacak”

Su yönetiminin belediyelerin elinden alınması durumunda belediyelerin su birimlerinde çalışan personelin durumunun ne olacağını soran Güngördü, kent belediyelerinde su biriminde çalışan 30-35 personel olduğunu söyledi. Güngördü, vatandaşların belediyelere olan su borçları konusunda da belirsizlik olduğunu kaydetti.

“Kendi kaynaklarımızı kullanabilecek miyiz”

Su işletme ve yönetiminin özelleşmesi durumunda yeşil alanlarda yapılan sulamalar için belediyelerin kendi öz kaynaklarını kullanıp kullanamayacağını soran Güngördü, Birçok bilgi eksiği var. Bize kimse net bilgi vermiyor bizde önümüzü göremiyoruz” dedi

* * *

İŞTE TÜRKİYE'NİN SU PROJESİ FORMÜLÜ!

Bertuğ Topal

Türkiye’den gelen suyun yönetimi ve işletmesi konusunda kriz giderek büyüyor. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun önceki gün adaya gelişi ile suyun yönetimi yeni bir boyut kazandı. Davutoğlu ve heyeti KKTC yetkilileri ile suyun yönetimi konusunda yaptıkları görüşmelerde yeni bir formül ortaya koydu.

Türkiye’nin formülüne göre “Türkiye’den gelen suyun bundan sonraki yatırımlarını da Türkiye Devlet Su İşleri yapsın ve tahsilatı da DSİ alsın” noktasında. Yine formüle göre belediyelere de belirli bir pay verilmesi önerisi yapıldı.

Tüm bu gelişmelerin ardından önerilerin KKTC’de duyulması kısa sürede gerçekleşti. KKTC’de öneri ile ilgili ciddi fikir ayrılıkları hükümet başta olmak üzere bir çok kesimde yaşandı.

Cumhuriyetçi Türk Partisi bu öneriyi değerlendirirken, hükümetin küçük ortağı Ulusal Birlik Partisi öneriye sıcak yaklaştı. Önerinin ardından ise hükümetteki su yönetimi krizi daha da büyümüş oldu.

Baş döndüren gelişmeler yaşanıyor

Özellikle Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun KKTC’yi ziyaretinde masaya koyduğu yeni formülün ardından ülkede baş döndürücü gelişmeler yaşanıyor. Önerinin duyulmasının ardından özellikle CTP ve UBP’de üst üste toplantılar yapılarak yeni formül değerlendiriliyor.

Davutoğlu öneri ile geldi

Davutoğlu’nun KKTC ziyaretinde her ne kadar da Kıbrıs sorunun bağlamında açıklamalar yapılsa da ana gündem maddesinin Türkiye’den gelen suyun yönetimi olduğu dün anlaşıldı. Davutoğlu’nun yaptığı yeni öneri ile gündem bir anda değişti.

“DSİ yapsın”

Davutoğlu ve heyeti, sunduğu yeni formülde suyun bundan sonraki süreçteki yatırımlarının ve tahsilatının Türkiye Devlet Su İşleri Dairesi tarafından yapılması önerisi masaya konuldu. Hükümetin CTP kanadı tarafından hazırlanan ve Türkiye’ye gönderilen Özerk Su Kurumu Yasa Tasarısı AK Parti hükümeti tarafından gündeme dahi alınmadı. Önceki gün gelen Türkiye heyeti ara formül olarak “DSİ” kartını masaya koydu

Yatırım ve tahsilat DSİ’de

KKTC’de faaliyet gösteren TC Devlet Su İşleri Ofisi’nin “su alt yapı yatırımını yapması, tahsilatı alması ve belediyelere de pay vermesi” en güçlü formül olarak öne çıktı. Hükümetin CTP tarafı özelleştirmeyi, Türkiye kanadı ise “BESKİ” formülünü kabul etmiyor.

UBP kabul ediyor

Hükümetin küçük ortağı Ulusal Birlik Partisi’nde ise durum CTP’den farklı. UBP, Türkiye Başbakanı Davutoğlu ve heyetinin sunduğu yeni formüle sıcak bakıyor.  UBP’li yetkililer, suyun yönetimi konusunda belediyelere pay verilmesini de önerdi.

BESKİ dağılıyor mu?

26 belediyenin bir araya gelerek destek verdiği, sadece Lapta ve Yeniboğaziçi belediye başkanlarının uzak durduğu BESKİ isimli özel şirketten UBP’li dört belediye ayrılma aşamasında. Bağımsız Mağusa ve Girne ile, DP’li Tatlısu belediyeleri de ayrılma sinyali verdi.

BESKİ’nin akıbeti belirsiz

Davutoğlu’nun formülü üzerinde uzlaşıya varılması durumunda belediyelerin kurduğu BESKİ’nin durumu ile ilgili hiçbir öneri mevcut değil. BESKİ’nin geleceğinin yapılacak tartışmalar ve görüşmelerin ardından belirleneceği ifade edildi.

UBP’de kritik gün

Ulusal Birlik Partisi’nde meclis grubu ve belediye başkanları “su” gündemi ile bugün bir araya gelecek. Toplantı sonrasında, “Türkiye ile aynı paralelde” bir görüşün ortaya çıkma beklentisi yüksek. UBP’li belediye başkanları da açıklamalarında bu sinyali verdi.