Ekonomi ve Turizm Eski Bakanı Ekonomist  Deniz,Su konusunda hükümetin bir karar üretemediğini ve koalisyon ortaklarının bu konusda farklı farklı görüşler içinde olduklarını  bunun da toplumda bir kafa karışıklığına neden olduğunu vurguladı

Deniz, BESKİ konusunda ortaya atılan söylemlerin tamemen Popülizimden ibaret olduğuna vurgu yaparak, BESKİ'yi oluşturmak ve suyun yönetimine talip olma noktasında uzun bir süre bilimsel çalışmalar yapıldığını kaydetti

Son günlerde bazı belediyelerin BESKİ oluşumundan ayrılma girişimlerini de değerlendiren Derviş Kemal Deniz, BESKi’den ayrılma girişiminde bulunan belediye başkanlarının “BESKi siyasallaştırıldı” gerekçesini ön plana çıkararak  topu hükümetin CTP kanadına atma niyetinde olduklarını söyledi

Hükümet kanadının karar alamaması nedeniyle BESKİ’nin yalnız kavga eden bir kovboy haline geldiğine de dikkat çeken  Deniz, TC’nin tavrını çok net ortaya koyduğunu ve eksikliğin ve ne yapacağına karar veremeyenin yapamayacağına  hükümette olduğunu belirtti

Abbas ELMAS

Ekonomi ve Turizm Eski Bakanı Ekonomist Derviş Kemal Deniz,  toplum içinde suyun yönetimi konusunda kafaların karışık olduğunu, BESKİ konusunda ise, hükümetin net bir karar üretmediğini söyledi. Su konusunda hükümetin iki kanadının da farklı görüşlere sahip olduğuna dikkat çeken Deniz, UBP ve CTP kanadığın verdiği farklı mesajların ise  halkın kafasının karışmasındaki en büyük etken olduğunu belirtti.

Hükümetin suyun yönetimi konusunda bir karar verememesini Türkiye ile ilişkilendirilmesinin yanlış olduğuna da dikkat çeken Derviş Kemal Deniz, TC’nin çok önemli bir yatırım ve proje yaparak suyu adaya getirdiğini ve bu suya Ada'nın büyük ihtiyaç duyduğunu vurguladı.

"Önyargı var"

Suyun nasıl yönetileceği ve dağıtılacağı konusunda bugüne kadar yetkili organın Su İşleri Dairesi olduğuna işaret eden Derviş Kemal Deniz, belediyelerin sadece belediye sınırları içindeki su dağıtımını BESKİ adı altında kurulan şirket bünyesinde sürdürmek gayesinde olduklarını kaydetti. Belediyelerin su yönetiminde başarısız olacaklarına yönelik bazı ön yargıların olduğuna da dikkat çeken Deniz, BESKİ’nin 2015 Temmuz ayından buyana suyun dağıtımı konusunda ciddi bir takım çalışması sergilediğini ve projede uzman kişilerin yer aldığını söyledi.

Yapılan çalışmalar neticesinde her belediyenin kaç aracı olduğu, su dağılımında kaç kişinin çalıştığı ve belediyelerin su dağılımı için ne kadar elektrik harcağının dahi ortaya çıktığına dikkat çeken Derviş Kemal Deniz, yapılan çalışmalar sonucunda stratejik işletme planının hayat bulduğunu belirtti.

Yapılan çalışma sonrasında hissedarların belediyelerin olduğu bir özel şirketin ortaya çıktığına dikkat çeken Derviş Kemal Deniz, BESKİ ile ilgili oluşan soru işaretlerinin tamamen popülizmden ibaret olduğunu söyledi. Siyasi kanattan belediyelerin batak olduğu ve yatırım yapamayacağı noktasında eleştiriler yapıldığını ifade eden Deniz, yapılan hesaplamalara göre stratejik işletme planının ortaya çıktığını ve  bu plana göre 370 milyonluk yatırım gereksiniminin ortraya çıktığını ancak bu meblağın ancak  70 milyonunun acil yatırım olduğunu söyledi. Herkesin 380 milyon TL’yi nerden bulunacağı yönünde sorular yöneltildiğini belirten Deniz, 40 milyon TL’lik bir kaynak bulunması durumunda 3 yıl içinde işletmenin 75 milyon TL’lik karşılayabileceği bir seviyeye ulaşabileceğini söyledi.

"İlk etapta kaçaklar giderilecek"

İlk etapta eski hatlardan dolayı meydana gelen kaçakların ve aspes boru hatlarının değişiminin söz konusu olduğunu ifade eden Deniz, şu anda 75 milyon metreküplük suyun boru hatlarına verilmesi durumunda 35 milyon metreküplük kısmının kaçaklar nedeniyle kayıplara karışacağına dikkat çekti. Deniz, 40 milyon TL’lik kaynak bulunması halinde ilk olarak su kaçağı olan boru hatlarının yapılacağını ve bunun 35 milyon metreküplük suyu satma imkanı sağlayacağını söyledi.

Bugüne kadar belediyelerin aylık su giderinin 33 milyon metreküp olduğuna dikkat çeken Derviş Kemal Deniz, 33 milyon metre küp suyun sadece 19 milyon metreküplük kısmının faturalanabildiğini, geriye kalan 13 milyon metreküplük kısmın ya su kaçağı, ya da tahsilat kaçağı olduğunu kaydetti. BESKİ’nin sadece su kaçaklarından meydana gelen kaybı giderdiğinde sisteme 23 milyon TL’lik bir gelir sağlayacağına dikkat çeken Derviş Kemal Deniz, finansman mantığıyla bakıldığında iyi çalıştırılmış, parasını zamanında toplamış bir şirketin projenin ihtiyacı olan kaynağı 3 yıl içinde kendi kendine sağlayabileceğini belirtti.

"Yurtdışından bir şirket de yönetebilir ancak"

Yurt dışından özel bir şirketin su ihalesini alması durumunda ise projenin 3 yılda değil daha kısa sürede tamamlanabileceğini ancak, özel şirketin maliyetlerini de karşılamak için suyun fiyatını yüksek tutacağına dikkat çeken Derviş Kemal Deniz, “Projenin bir anda hayat bulup suyu yüksek fiyata satın almak mı?, yoksa projenin 3 yılda hayat bulup suyu daha uygun fiyata satın almak mı daha avantajlı olur?” sorusunun sorulması gerektiğini söyledi.

Belediyelerin ilk etapta 40 milyon TL’lik kaynağı bulmasının, belediyelerin de durumu göz önünde bulundurulduğunda çok da kolay olmayacağına dikkat çeken Derviş Kemal Deniz, BESKİ yönetim kurulunun “Biz iddialıyız. Bu parayı bulup yöneteceğiz” dediğini ve bu fırsatın BESKİ’ye verilmesi gerektiğini kaydetti.

"Bekleyelim de dayağı biz yemeyelim"

Son günlerde bazı belediyelerin BESKİ oluşumundan ayrılma girişimlerini de değerlendiren Derviş Kemal Deniz, BESKi’den ayrılma girişiminde bulunan belediye başkanlarının “BESKi siyasallaştırıldı” gerekçesini ön plana çıkardığını söyledi. Bunun topu hükümetin CTP kanadına atma niyeti olduğuna dikkat çeken Deniz,  BESKİ’den ayrılma nedeninin “Bekleyelim de dayağı biz yemeyelim” mesajı olduğunu belirtti.

Hükümet kanadının karar alamaması nedeniyle BESKİ’nin yalnız kavga eden bir kovboy haline geldiğine dikkat çeken Derviş Kemal Deniz, TC’nin tavrını çok net ortaya koyduğunu ve eksikliğin ne yapamayacağına karar vermeyen hükümette olduğunu belirtti. Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC’nin birbiri ile ilişkilerini çok iyi tutması gereken iki devlet olduğuna dikkat çeken Deniz, “Eğer KKTC hükümeti suyun yönetimine yönelik iyi bir argüman hazırlarsa ve TC Hükümetine bunu kabul ettirirse ortada hiç bir sorun kalmaz. Ancak, eğer elinde iyi bir argüman yoksa o zaman masaya oturulur ve ne yapılacağına bakılır. Masada her iki taraf da ne kadar taviz verebilir ona bakılır. Bu anlaşmalarda BESKİ’de yer alıp neler yapabileceğini ve tavrını ortaya koyar” diye diye konuştu.

"Türkiye istedi"

Hükümetlerin bazı konularda “Türkiye istedi” imajı yarattığına dikkat çeken Deniz, “Bu böyle değildir. TC hükümetiyle KKTC hükümeti farklı noktalarda durabilir. Ben bakanlık yaptığım dönemlerde hiç bir zaman TC’nin dayatmaları olmadı ve her konuda açıklıkla masaya oturup tartıştığımız dönemler  oldu” diye konuştu. Ülkede özelleştirilmeden korkulmaması gerektiğini ancak, hükümetlerin de denetim zafiyetlerinin bulunduğuna vurgu yapan Deniz, ihaleleri alan şirketlerin KKTC’den büyük olduğunu ve KKTC hükümetlerinin bu şirketlere yaptırım uygulayacak özgüveninin olmadığına işaret etti. Kamuoyunda Ercan’da yaşananlardan dolayı bazı önyargılar oluştuğuna dikkat çeken Derviş Kemal Deniz, su konusunda durumun farklı olduğunu, Ercan’ın ticari bir işletme olduğunu, suyun ise çok farklı noktalarda değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Ercan örneği

Ercan örneği temel alındığında, “Onlar mı şartları yerine getirmiyor? Yoksa biz mi iyi denetleyemiyoruz?” sorusunun sorulması gerektiğine dikkat çeken Derviş Kemal Deniz, Ercan konusunda bir zafiyet yaşandığını ve bu zafiyetin aşılmaması durumunda, yarın özelleştirilecek telefon, liman ve diğer alanlarda ciddi sıkıntılar yaşanacağını söyledi.  Derviş, “KKTC’de her şeyden önce yönetim zafiyetlerinin ortadan kaldırılması gereklidir bence. Bundan sonraki dönemde eğer yönetim zafiyetlerini aşamazsan daha bir çok defa Ercan örnekleriyle karşı karşıya kalacağız” diye konuştu.

Kaynak: Yeni Bakış