Deniz Abidin / Özlem Çimendal

1974 Kıbrıs Harekâtı öncesinde Akıncılardan sonra en büyük Türk köyü olan Mehmetçik Köyü sakinleri, yıllardır köyün aynı şekilde yerinde durduğunu, köyde ne altyapı yönünden ne de yatırım yönünden bir ilerleme sağlanmadığını belirtiyor.

1974 yılından bugüne kadar köyün 10 belediye başkanı değiştirdiğini, hepsinin de köyün gelişmesi için projeleri olduğunu, ancak bunların hiçbirini göremediklerini söyleyen vatandaşlar, “Altyapımız bozuk. Bir yağmur yağdığında yolu karşıdan karşıya geçemezsiniz. Köyün içindeki yollar çok dar. Bir arabayı anca sığıyor” şeklinde konuştu.

Mehmetçik Köyü sakinleri,  köyün altyapısının bozukluğundan şikayetçi… Köyün 1974 yılında nasılsa şimdi de aynı olduğunu belirten köy sakinleri, yetkililerin ve siyasilerin köy ile ilgilenmediğini belirtiyor. Köyde kahve dışında vakit geçirecek bir yerin olmadığını ifade eden vatandaşlar ekonomik durumun da kötü olduğunu söylüyor. “Devlet çiftçiyi öldürdü” diyen vatandaşlar, “ülkede üretim neredeyse hiç kalmadı. Çiftçi kuraklık parasını tam olarak alamadı. Gelir desteği henüz ödenmedi. Siyasiler üretime önem vermelidir” şeklinde konuştu.

Vatandaş ne dedi?

Osman Cengizer: Devlet çiftçiyi öldürdü

“Sosyal sigortadan emekliyim. Mehmetçik Köyü’nde iş imkanı hiç yok. Gençlerin birçoğu boş boş dolaşır. Ben önceden çiftçilik, kuru ziraat yapardım. Türkiye’den su geldi ama ziraat amaçlı kullanamıyoruz. Kuraklık bu yıl bizi kötü etkiledi. Kuraklıktan dolayı verim asgariye düştü. Eski verimi alamadığımızdan dolayı asmalar kurudu. 15 yılda 80 dönüm söktük. Devlet çiftçiyi öldürdü. Ülkede üretim neredeyse hiç kalmadı. Çiftçi kuraklık parasını tam olarak alamadı. Gelir desteği henüz ödenmedi. Siyasiler üretime önem vermelidir”

Özdemir Mehmet: Altyapımız bozuk

“Hayvancılık ve çiftçilik yaparak geçimimi sağlıyorum. Çocuğuma ev yapmak için uğraşırım. Sabah 6, akşam 6 çalışırım. 1974 yılında bu köy nasılsa şimdi de aynı. Belediye Başkanının bir takım projeleri olduğunu biliyoruz. Ancak henüz bunların hiçbirini göremedik. Bu köyden neredeyse 10 belediye başkanı geldi geçti. Köyümüzün alt yapı eksikliği hiç giderilmedi. Altyapımız bozuk. Bir yağmur yağdığında yolu karşıdan karşıya geçemezsiniz. Ekonomik yönden ülke olarak zor durumdayız. Herkes kredi kartıyla yaşar oldu. Ay bittiğinde kimisi hesabını dahi kapatamıyor. Her gün artan zamlar bizi bezdirdi. Vatandaş zamların altında eziliyor. Son cep telefonlarına gelen zam fiyaskodur. Artık bu ülkede nefes alacak durumda değiliz”

Ali Selver: Köy yerinde iş yok

“Emekliyim. Zor geçinirim. Çiftçilikle uğraşırım. Aldığımız maaş yetmiyor, çünkü her şey zamlandı. 2 oğlum, 2 torunum var. Doğdum, büyüdüm bu köydeyim. Gençlerin bir kısmı başka kasabalara yerleşti, ancak burada hayatını kuranlar da oluyor. Köy yerinde iş yok. Gençler de iş olan yerlere gitmeyi tercih ediyor. 67 yaşımdayım. Bu köy yıllar önce nasılsa şimdi de aynı. Devlet bu tarafa yatırım yapmıyor. Ben bundan sonra da bir ilerleme olacağını düşünmüyorum”

Zeki Yorgancıoğlu: 200 zeytin ağacı ektim sonra pişman oldum

“Aldığımız maaş kime yeter ki bize de yetsin. Sürünüyoruz. Bu ülkede bir şey olacağı yok. Kıbrıs sorunu yıllardır görüşülüyor. Ancak bir sonuç çıkmıyor. Bu konuda ne olacağını bilmiyoruz. Kıbrıs Türkünün kurtulması için bir anlaşma olması şarttır. 200 zeytin ağacı ektim sonra pişman oldum. Gençlere iş imlanı çok az. Bu geçim derdiyle gençler yuva kuramaz. Vaktimizi kahve köşelerinde geçiriyoruz. Gençlerin vakit geçirebileceği alanlar yok. Köyde 2 süpermarket, 1 dönerci, 2 tane de benzin istasyonu var”

Osman Hastunç: Köyün içindeki yollar çok dar

“Sigortadan emekliyim. 3 evlat sahibiyim. Torunum var. Bu köyde altyapı iyi değil. Köyün içindeki yollar çok dar. Bir arabayı anca sığıyor. Ben Kumyalı köyündenim. Köyümüze yerleşen, hayat kuran gençler var. Benim çocukların hiçbiri kalmadı. Bir zamanlar kırsal kesim arsası dağıtılırdı. Ancak verilse bile ev yapacak para nerde? Ülkenin durumu gittikçe kötüye gider. Sosyal yardım alan, sigortadan geçinen insanlar nasıl hayat sürdürecek? Nasıl geçinecek, nasıl ev yapacak? Pahalılık çok. Dövizin yükselmesi de bizi olumsuz etkiledi. Bunun karşısında halk çaresizdir. Siyasiler ise hiçbir önlem almıyor”