Duygu Alan

Döviz kurlarındaki artış, temel tüketim maddelerine ard arda yapılan zamlar derken ülke genelinde alım gücünün dibe vurduğu 2016 yılında vatandaş, gıda alışverişlerinden dahi tasarrufa gitti.

Türk Lirası’nın döviz karşısındaki değer kaybı yüzde 30’un da üzerine çıktı, vatandaşın cebindeki nakit eridi, alışverişlerde kredi kartlarına yüklendi.

Vatandaşın tasarruf kemerlerini iyice sıkması ve mecburi alışverişlerinde ise kredi kartı kullanması, çarşıyı vurdu. Piyasaya sıcak para akışı durdu. 2016 yılını kayıplarla kapatan ülke ekonomisi için 2017’nin ilk üç ayı da pek parlak olmadı.

Zaten ağır vergi yükü altında ezilen esnaf, 2016 yılından başlayarak halen devam eden ekonomik sıkıntılar nedeni ile mali çıkmaza düştü.

Yüzde 70’i sektörde eski esnaflardan

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası’nın kayıtlarına göre KKTC genelinde 2016 yılı itibari ile bin 500 işyeri kapanırken, 1 Ocak-13 Mart 2017 tarihleri arasında ise 145 işletme devlete olan yükümlülüklerini yerine getirmek sureti ile faaliyetlerini durdurdu.

Ekonomik kriz nedeni ile işyerini kapatan işletmecilerin yüzde 70’i sektöründe 5 yıl ve üzerinde hizmet verip, ülkeye katma değer katkısı olanlar.

Kanber: Ekonomi yok oluyor

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO) Başkanı Mahmut Kanber, gelir ile giderin aynı para birimi üzerinden olmaması, dövizdeki dalgalanma, işletmelerin devlet tarafından yeterli düzeyde denetlenmemesinin yanı sıra işyeri izinlerinin belli bir planlama çerçevesinde verilmemesi nedeni ile son 14 ayda binin üzerinde esnafın iflas bayrağını çektiğini söyledi.

Kanber, global yansımaların yanı sıra Merkez Bankası’nda, kendi hazinesinde bir miktar para olmayınca dövizin artışı veya piyasada canlı paranın tutulması noktasında KKTC devletinin kontrol mekanizması olamadığını belirterek, “hal bu olunca da KKTC gibi küçük ülkelerde ekonomi yok oluyor” dedi.

Piyasada hiç sıcak para olmadığını ifade eden Kanber, alışverişin de düştüğünü kaydetti.

Mahmut Kanber, “Alışverişler hep kredi kartı ile gerçekleşiyor, yani insanlar cebindeki parayı değil de kredisini yiyor. Yaptığımız araştırmalarda tespit ettik, insanlar, gıda alışverişlerinde bile tasarrufa gitti. Bu tabi esnafa direkt yansıdı. Yüzlerce esnaf iflas etti. Bu büyük bir kayıp. Devlet tarafından bu kaybın bir şekilde ve en kısa sürede önlenmesi lazımdır” dedi.

“Gelir ve gider aynı para birimi üzerinden olmalı”

Mahmut Kanber, TL’nin döviz karşısında değer kaybının yüzde 30’un üzerine çıktığını KKTC’de esnafın en fazla yara aldığı konulardan birinin de bu olduğunu kaydetti.

KKTC dışında dünyanın başka hiçbir ülkesinde üçüncü ülkenin para biriminin o ülkenin esas para biriminin önüne geçemediğini belirten Kanber, “Biz bir kere karar vermeliyiz. TL ise TL. Döviz ise döviz. Öncelikle ülkede gelir de gider de aynı para birimi üzerinden olmalıdır. Devlet kapıdan giren malın gümrüğünü TL ile alarak bu sistemi kurmaya başlamalıdır” dedi.

Kanber, yapılan bir diğer hatanın da esnaf kredisinin bir kurtuluş gibi nitelendirilmesi olduğunu söyledi, “Batan esnafa ver krediyi… Bu bir kurtuluş değil. Esnaf borç ile borç ödüyor daha da batıyor” dedi.

“Planlama yapılmalıdır”

Mahmut Kanber, ekonomide planlama için; istatistiksel verilere ulaşılıp, ihtiyaç olan bölgeler için, ihtiyaç olan alanlarda işletme izinlerinin verilmesi gerektiğini dile getirdi.

Kanber, “Verilerimize göre kapanan işyerlerinin yüzde 70’e yakını eski işletmeler. Eğer siz bir işletmeden 40 yıldır vergi alıyorsanız süreç içerisinde gözlemlemeniz lazım, sadece verginizi sigorta pirimi aldığınız zaman o işletme ‘iyi bir işletmedir’ demek değildir. O işletme düşüşe geçtiğinde, istihdamı azaldığı zamanlarda gidip destek olmanız lazımdır. Siz aynı alanda, aynı kriterlerde birçok işletmeye izin vererek enflasyon yaratıyorsunuz. Enflasyonu da kalitesizlik üzerinden yaratıyorsunuz” dedi.

Kanber, esnafın alıp sattığı ürünler üzerindeki kar marjının devlet tarafından bilinmesi ve faaliyetlerin bu noktada da denetlenmesi gerektiğini kaydetti.

Kanber, “Artık alım gücü düştü. İnsanların parası az, herkes ucuz mala koşturuyor. Dolayısıyla aynı alanlarda fırsatçılık ortaya çıkıyor, kaliteli mal satan yok olup gidiyor. Kaliteli mal satanın karlılığını ayarlayamamak devletin hatasıdır. Ürün üzerindeki esnafın kar marjını devlet bilmelidir. Mesleklerde enflasyon geri kalmış ülkelerde kalitesizliği getirir. Halbuki rekabet kalitesizliliği değil çok satmayı ve karlılığı düşürmeyi gerektirir. O da büyük nüfuslu yerlerde olur. Bizim ülkemizde böyle bir nüfus yoktur. Böyle bir nüfusun olmadığı yerde bu kadar iş yerinin olması becerisizlik anlamına gelir” diye konuştu.

“Ucuz iş gücü kayıtlı esnafın hakkını gasp ediyor”

Mahmut Kanber, sektördeki bir diğer sorunun da ucuz işçilik olduğunu söyledi. Kanber, KKTC’de bugün 26 bin üniversite öğrencisinin üçüncü ülke vatandaşı olduğunu ve bunların 9 bininin kayıtlı çalışan olduğunu kaydetti.

“ama bir bu kadar da kaçak iş gücü var” diyen Mahmut Kanber, kayıt dışı ucuz iş gücünün tüm yükümlülüklerini yasal çerçevede eksiksiz yerine getiren esnafın hakkını gasp ettiğini dile getirdi.

Devletin bu noktada da yeterli denetim yapmadığını söyleyen Kanber, “Denetimsizlik kaçağa teşvik getiriyor” dedi.

İşletmelerin devamlılığı yok

Mahmut Kanber, işletmecilerin sektördeki faaliyetlerinin kalıcı olmasının o ülkede sürdürülebilir bir ekonomi olduğunu göstergesi olduğunu belirterek KKTC’de son 14 yılda toplamda bin 645 işletmenin kapandığını bunun yüzde 70’inin ise sektörde 5 yıl ve üzerinde faaliyet gösteren işletmeler olduğunu söyledi.

Ekonomide kapanan iş yerlerinin yerine bir başka işyerinin açılmasının ise ‘Ekonomide fırsatçılık’ olduğunu söyleyen Kanber, “Ekonominin büyüklüğü kazanan işletmeler üzerinden hesaplanır. KDV yaratan işletmeler üzerinden yapılmalıdır” dedi.