Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Lefkoşa Milletvekili Birikim Özgür, Türkiye ile imzalanan ancak uygulanmayan Ekonomi Program nedeniyle rahatsızlığını dile getirdi. 

Özgür, “Türkiye 3 milyar TL verdi. Karşılığında bizim reformlar yapmamız gerekiyordu, yapmadık, aldattık bu insanları” diye konuştu. 

“Kendimi rahatsız hissediyorum” diyen Özgür, “Benim milletvekili olduğum devlet uluslararası bir anlaşma yapacak ve uygulanmadığı zaman da hiçbir şey olmamış gibi algılanacak toplumda ve siyasetçi de bunu zevk-i sefa şeklinde izliyor olacak, hiç kılını kıpırdatmayacak. Bu bana garip geliyor” dedi.

“Tansiyon hastasıysanız, reçete bellidir”

Özgür, Diyalog Tv’de katıldığı DETAY programında Aytuğ Türkkan’ın sorularını yanıtladı, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Bir önceki CTP ile DP hükümetinde Türkiye ile imzalanan ekonomik programın uygulanmamasını eleştiren Özgür, “Bu programda talep edilen yapısal reform denen şeylerin neredeyse tamamı yer alıyordu. Tansiyon hastasıysanız, reçeteyi kim yazarsa yazsın tedavisi bellidir” dedi. 

Özgür, örnekler de vererek sıkıntıları ortaya koydu. Bütçedeki ek mesai ödeneğinin 50 milyon TL olduğunu ancak 80 milyon harcandığını anlatarak, böylelikle bütçe açığının büyüdüğünü kaydetti. “Bunu yaparak çocuklarımıza borç bırakıyoruz” diyen Özgür, bu yanlışların görünüp girişimci bir yaklaşım içine girilmesi gerektiğini söyledi. 

“Ahde vefa diye bir şey var”

Geçmiş hükümet döneminde bunun yapılmadığını anlatan Özgür, şunları söyledi:

“Türkiye 3 milyar TL verdi. Karşılığında bizim reformlar yapmamız gerekiyordu, yapmadık, aldattık bu insanları. Ahde vefa diye bir şey var, çok ciddi bir sorun var. Bunu toplumun konuşması gerekiyor. Bu söylediklerim programı savunmak değildir. Kimse parmağının arkasına saklanmasın. Eğer bir uluslararası anlaşma imzalıyorsa Kıbrıs Türkü, bu anlaşmanın uygulanıp uygulanmaması bizim ahlaki değerlerimizi ne kadar belirler? Bu programı uygulamadığımız zaman kendimizi ne kadar ahlaklı hissediyoruz? Rahat mıyız? Ben kendi adıma söyleyeyim programın katılmadığım noktaları olmasına rağmen ahlaken kendimi çok mutlu hissetmiyorum, dürüstçe ifade edersem rahat hissetmiyorum kendimi. Benim milletvekili olduğum devlet uluslararası bir anlaşma yapacak ve uygulanmadığı zaman da hiçbir şey olmamış gibi algılanacak. Toplumda ve siyasetçi de bunu zevk-i sefa şeklinde izliyor olacak, hiç kılını kıpırdatmayacak. Bu bana garip geliyor.”

“Her kuruş reformlarla ilişkilendirilmeli”

Birikim Özgür, “Ben Türkiye’nin yerinde olsam yeni bir program da imzalamayabilirim” diyerek imzanın arkasında olunması gerektiğini belirtti. “Yeni bir program herhalde olacaktır” diyerek sözlerini sürdüren Özgür, hazırlanacak programın sosyal sürecine de vurgu yaparak halkla paylaşılması gerektiğinin altını çizdi. 
CTP Vekili Özgür, kendince yapılması gerekenleri de şu sözlerle ifade etti:

“Bizim kendi yapacağımız reformları belirlememiz ve Türkiye’den alacağımız her bir kuruşu yapacağımız reformlarla ilişkilendirmemiz gerekir. Türkiye’ye gidip, “Kardeşim benim yapacağım reform şu, bunun için şu kadar kaynağa ihtiyacım var, yıllık da şu kadar bir katkıya ihtiyacım var” dersek, Türkiye’nin söz hakkı olmaz.

Bunu Türkiye bize yapınca baskı yaptı diye algılanıyor. Bakın Avrupa Birliği de böyle yapıyor, kimseye karşılıksız bir şey vermiyor. Biz kendi kendini yönetme arzusuyla yanıp tutuşan ve seçim sürecinde de vesayeti, Kıbrıs Türkü’nün kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini vurgulayarak seçimden birinci parti çıkıyor ve 3 yıldır da iktidardaysa, kendi kendini yönetmenin gereklerini yerine getirmemiz gerekiyor. Hem “vesayet” diyeceksiniz sonra da kendi yağınızla kendi ciğerinizi kavuracağınız şeylere de karşı çıkacaksınız. O zaman siz nasıl bir siyaset yürütürsünüz diye halk günü geldiğinde size sorar. Ben bundan çekiniyorum dolayısıyla dürüst olmak lazım, kendi reformlarımızı şu an konuşuyor olmamız lazım.”