Nupelda Karabuğday

Ada Tv’de Erçin Şahmaran’ınkonuğu olan İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun, Ulusal Birlik Partisi’nin kuruluş yıldönümüne katılarak,‘UBP’nin Cumhurbaşkanı’ imajını yarattığını söyledi. Eroğlu’nun basına yaptığı açıklamalarda sürekli kendisinin eleştirilerini dile getirdiğini belirten Talat, “Eleştireceğim tabii. Kıbrıs dilinde bir laf var, bize de mi lololo. Eroğlu bize mi inandıracak çözüm istediğini? Yani biz de buna inanacak mıyız? Diyor ki masadan kendisi kalkmamış, tamam canım iyi, bir ortak buldun işte” dedi. Son dönemlerde basında Girne’de CTP milletvekilinin ayrılmasıyla kendisinin milletvekili olup partinin başına geçeceği haberlerini de değerlendiren Talat, parti başkanlığı için milletvekilliğine ihtiyacı olmadığını söyledi. Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları’nda yaşanan müdür atama krizinin hükümetin istifasını gerektiren bir durum olduğunu aktaran İkinci Cumhurbaşkanı, “Böyle hükümet olamaz. Üstelik hapisteki adam Fen Bilgisi Öğretmeni. Fen Bilgisi Öğretmenini sen nasıl atayabilirsin Tiyatro Müdürlüğü’ne. Dalga mı geçiyorsun vatandaşla?” şeklinde konuştu. 

“BİZ DE İNANACAK MIYIZ ÇÖZÜM İSTEDİĞİNE?” 

“Eroğlu basına yaptığı açıklamada yine Talat’ın söyledikleri, Talat’ın açıklamaları gevelemesi yapıyor. Geveleme diyorum çünkü ne söylediğini ben de anlamıyorum. Talat kendisini eleştirmiş, eleştirecek tabi. Kıbrıs dilinde bir laf var, bize de mi lololo. Eroğlu bize mi inandıracak ki çözüm ister? Yani biz de buna inanacak mıyız? Diyor ki masadan kendisi kalkmamış, tamam canım iyi bir ortak buldun işte” diyen Talat sözlerini şöyle sürdürdü: 

“DENKTAŞ DAHA DÜRÜST TEPKİ KOYARDI” 

“Senin kadar sabırlı davranmıyor, bunun avantajını kullanıyorsun ama bu senin çözüm istediğini göstermez ki… Biz seni bilmez miyiz? Şimdi söylediklerinden belli zaten çözüm istemediği. Rahmetli Denktaş’ın başka versiyonu. O daha dürüst ve ciddi bir şekilde tepki koyardı, eşitliğim tanınmadığı sürece masaya oturmam der geri çekilirdi. Bu karşı tarafın zafiyetlerinden yararlanıyor ancak karşı taraf zafiyet göstermeyince de kendisi işi sürüncemeye sokuyor. 

“GEVELEMEYE PABUÇ BIRAKMAM” 

Bugün çözüm istiyorum diyerek, Talat’ın Rum’un çıkarlarına hizmet eden sözler söylediğini iddia edersen kusura bakma bu gevelemeye ben pabuç bırakmam. Ben Eroğlu’nun kim olduğunu bilirim, niyetlerini bilirim ve bunun Kıbrıs Türkü’nün aleyhine olduğunu görür şimdiden uyarırım. Tabi ki tepki göstereceğim. Rum tarafını eleştiririm gerektiğinde, ancak benim eleştirim Rum tarafının doğru çizgiye gelmesini sağlamaz, çünkü onların başka dinamikleri var. 

“EROĞLU, HÜKÜMETİ MUHATAP BİLE ALMIYOR” 

Bizim burada Eroğlu’nun davranışlarına prim vermemiz lazım. Hükümeti muhatap bile almıyor. Bu hükümet halkın iradesiyle geldi. Hükümetle görüşecek yapmalı önerilerini. Olmaz öyle şey. Ben yetkiliyim, ben her şeyi yaparım, hükümet de beni takip edecek diye bir şey olamaz. Bizim masaya koyduğumuz önerileri dünyada anlatmakla yükümlüdür Dışişleri Bakanı demişti. Hadi ya. Aslına bakarsan dünyanın toplumun lideri olarak görmesi nedeniyle Cumhurbaşkanı’nın bu yetkileri var. Gerçekte Cumhurbaşkanı’nın dış politikadaki yetkisi sınırlıdır. 

“HÜKÜMETİN İSTİFASI GEREKİYOR” 

Olanlardan ötürü üzgünüm. Muhakkak adım atmak gerekiyor artık. Garip şeyler oluyor. Olacak iş değil hükümette bir değişiklik yapılıyor bu normal bir şey. Hükümette bakan değişir bunu anlarım ancak bakan değişikliğinin arkasından 4 tane birden ertesi gün müşavir yaratılıyor, daha bakanlar görevi devralmadan. Böyle bir şey olur mu? Bu hükümetin programında var müşavirliklere bir çare bulacak ve üçlü kararname sistemini daraltacak diye, yok öyle bir şey. Bilmeden hapiste olan birini de atıyorlar. Hükümetin istifasını gerektiren bir olaydır bu. Böyle hükümet olamaz. 

“HAPİSTEKİ ADAM FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENİ…” 

Üstelik hapisteki adam Fen Bilgisi Öğretmeni. Fen Bilgisi öğretmenini sen nasıl atayabilirsin Tiyatro Müdürlüğü’ne. Dalga mı geçiyorsun vatandaşla? Dayanılacak gibi değil. Buna büyük öfke duyuyorum. Ve maalesef bu işin içinde CTP de var. Nasıl olabilir bu? 

“BU NE PERHİZ? BU NE LAHANA TURŞUSU?” 

Sonra kalkıyor Cumhurbaşkanı erken seçim diyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Daha 1 sene geçmiş üzerinden seçimin ve arkasından UBP Genel Başkanı seçim istedi diye, UBP’lilere şirin gözükeceksin diye sen de seçim isteyeceksin. Böyle Cumhurbaşkanı mı olur! UBP’nin kuruluş yıldönümüne de katılarak UBP’nin Cumhurbaşkanı Eroğlu imajı yaratarak kapattı. Bir partinin kuruluş yıldönümü, o partinin tüm kesimlerine kucak açtığı resepsiyon olur. Herkes gider, diğer partilerin temsilcileri de gider. Öyle bir imkan vermediler. Asla başkası aramıza katılmasın dercesine, Eroğlu’nun UBP’nin adayı lanse eden bir resepsiyona dönüştürdüler. Bunun böyle olacağını öngördüğüm için katılmadım. Orası adeta bir kavga meydanıydı. Bir savaş alanıydı. 

“PARTİNİN BAŞINA GEÇMEK İÇİN MİLLETVEKİLLİĞİNE İHTİYACIM YOK” 

Girne’de milletvekilinin ayrılmasıyla benim milletvekili olup partinin başına geçeceğim senaryosu doğru değildir. CTP’nin başına geçmek için milletvekili olmaya gerek yoktur. Milletvekili boşluğu henüz yoktur. Bu arada ikna süreci de devam ediyor, ikna süreci bakarsınız milletvekili arkadaşın geri dönüşüyle sonuçlanır. Öyle bir şey de ortadan kalkmış olur. Ne partinin başına geçme planım var, ne intikam ve ne de milletvekili olma planım var. Benim tek yaptığım şey, partinin başına dönmeyi dışlamıştım ya, şimdi bu tutumumu değiştirdim. Koşullar gerekli kılarsa bunu dışlamayacağım dedim. Daha aktif olacağımı söyledim. Bu eğer beni taşırsa bir yere oraya giderim. Ama bu taşırsa. Daha bir sürü koşullar var. Partili arkadaşların tutumu, partinin yönetim ve ileri gelenlerinin tutumu var. Bana gelen tepkiler son derece olumludur.”