Deniz Abidin

Avukat Boysan Boyra, ülkede artan boşanma davalarına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Boyra, boşanmaların temel nedeninin ekonomik sorunlar olduğunu ifade ederek, mahkemelerde boşanma davalarında artık sevgi yerine kimin ne kadar alacağının konuşulmakta olduğunu belirtti.

Günümüzde artık  her şeyin ekonomiye bağlı olduğunu savunan Boyra, ülkenin ekonomik yapısı düzelmediği sürece mahkemelerin alacak verecek davalarıyla dolup taşacağını aktardı. Boyra, söz konusu durumun çok derin sonuçlar yarattığına dikkat çekerek, ailevi ilişkilerin bozulduğunu söyledi.

Avukat Boysan Boyra, mahkemelerde en çok görülen davaların alacak verecek davaları olduğunu belirterek, ülkede ekonominin dibe vurduğu durumlarda kişilerin tek bir çareye başvurduklarını söyledi. Boyra, kişilerin ekonomide yaşanan düşüş nedeniyle yükümlülüklerini yerine getirmemeye başladıklarına dikkat çekerek, bunun yanında sözlerini de tutmamaya başladıklarını belirtti. Boyra, sadece yabancılara karşı değil, akraba bile olsalar, kardeş kardeşe bile olsa herkesin tüm bu yaşanan ekonomik sorunlar nedeniyle sözlerini yerine getirmediklerini kaydetti. Boyra, son zamanlarda “Ben ölmeyeyim ayakta durayım, ancak varsın herkes beni yalancı olarak bilsin, varsın beni borcunu ödemeyen kişi olarak bilsinler” mantığında olduğunu söyledi.

“Ailevi ilişkiler bozuluyor”

Boyra, günün sonunda her şeyin ekonomiye bağlı olduğuna vurgu yaparak, ülkenin ekonomik yapısı düzelmediği sürece bu durumdan kurtulmanın mümkün olmayacağını söyledi. Bu durumun çok derin sonuçlar yarattığına dikkat çeken Boyra, ailevi ilişkilerin bozulduğunu kaydetti.

“Artık sevgiyi konuşmuyoruz”

Boyra, boşanma davalarının temel nedeninin ekonomik sorunlar olduğunu ifade ederek, mahkemelerde boşanma davalarında artık sevginin yerine kimin ne kadar alacağının konuşulmakta olduğunu belirtti.

“Konu boşanma da olsa alacak verecek meselesine dönüşüyor”

Boyra, şunları söyledi, “Yıllarca aynı çatıyı, yıllarca aynı yuvayı birlikte paylaşan, mutlu olan, çocuklar dünyaya getiren insanlar bir bakıyorsunuz, karşı taraftan nasıl daha fazlasını koparabilirim düşüncesiyle yalan söyleme de dahil birçok yola başvuruyor. Ya da yasanın ilgili maddelerini kendi lehine çekerek daha fazla bir şeyler elde etmeye çalışıyor. Bu durumda kim kaybediyor? Tabii ki insanlık kaybediyor. Düşünün ki bir çift var ve 20 yıl birlikte yaşamışlar. 20 yılı kaybetmek daha büyük bir kayıp değil midir? Bir yalan söylenilecek ve bir dönüm daha fazla mal alınacak. Ya da 10 bin lira daha fazla alınacak. Ancak bunun yanında 20 yılını da çöpe atmış olacaksın. Bu dünyada en önemli olan anılar değil midir? En önemli olan şey güzel yaşanmış anılardır. Bu durumda insanların boşanırken bile birbirlerini severek ayrılmaları gerekir. Çünkü geriye bakıldığında birlikte yaşanmış mutlu yıllar vardır. Kimisinin 10, kimisinin 20, kimisinin 30 yıl. Biraz daha fazla alabilmek için o kadar yıllık yaşanmışlığı çöpe atmaya değmez. Sonunda konu boşanma da olsa alacak verecek meselesine dönüşüyor.”