MAKSATLI YAYINLAR: Lefkoşa Kaza Mahkemesi, maksatlı yayınları gerekçesiyle Kıbrıs Gazetesi’ni 12 bin TL  ödemeye hükmetti. Dönemin Kıbrıs Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar ve sahibi Asil Nadir, aylarca maksatlı yayınların merkezinde yer almıştı

ZEM VE KADİH BULGUSU: Karara göre mahkemenin kendisini makul bir insan yerine koyarak haberleri okuduğunda bu haberlerin şeref ve haysiyeti haleldar edici nitelikte olup, işbu anlamların davacıların şeref ve haysiyetlerini olumsuz şekilde etkilediğine karar verdi

SEROYDAŞ: KARAR ÖNEMLİ: Türkkal’ın avukatı Yağmur Seroydaş, mahkemenin “gazete aracılığı ile Türkkal’ın linç edilmek istenmesini” görmesi açısından önemli olduğunu söyledi. Türkkal ise kararı olumlu bularak, “Umarım kimse, medya aracılığı ile kişilik katliamına uğramaz, benim gibi mağdur olmaz” mesajı verdi

Lefkoşa Kaza Mahkemesi, Kıbrıs Gazetesi’nin 18-19-20 Mayıs 2009 tarihli sayısında yer alan ve İbrahim Türkkal’ın hissedarı olduğu İzo Yapı Market’in aldığı ihale ile Geçitkale ve Yedikonuk köylerinde yaptığı camilerin minarelerinin eğri olduğu ve ihalenin yolsuzluk yoluyla aldığı yönündeki iddiaları ispat edememesinden dolayı Kıbrıs Gazetesi’ni suçlu bularak 12 bin TL ödemeye çarptırdı.

3832/09 numaralı davanın görüşülmesi 29 Ocak 2016 tarihinde tamamlanmasının ardından Lefkoşa kaza Mahkemesi Başkanı Bahar Saner kararı okudu. Karara göre İbrahim Türkkal lehine Kıbrıs Gazetesi’nin 12 bin TL tazminat ödemesi emredildi.

İbrahim Türkkal’ın avukatlığını yapan Seroydaş Hukuk Bürosu adına davayı yürüten avukat Yağmur Seroydaş, İbrahim Türkkal’ın halk önünde haklılığını ispatlanmasına sevindiklerini ifade ederek Türkkal’ın mağduriyete uğradığının mahkeme tarafından da görülmesi ile davayı kazandıklarını söyledi.

Davacı İbrahim Türkkal ise Havadis’e yaptığı açıklamada insanları karalamanın bu kadar kolay olmaması gerektiğini ifade ederek mahkemenin haklı bir karar verdiğini söyledi. Bundan sonraki dönemde hiçbir bireyin bu kadar kolay karalanmaması gerektiğine vurgu yaparak “mahkemeye olan güvenimi kaybetmeye yakın iken bu kararın çıkması yeniden güvenimin tazelenmesine neden oldu” şeklinde konuştu.

İddialar

29 Ocak’ta okunana kararda davacı İbrahim Türkkal’ın iddialarına da yer verildi. İddialar şöyle: Davacıların talep takrirlerinde özetle 18.5.2009 tarihli Kıbrıs Gazetesi’nde manşetten ve ilgili sayının 6 ve 7. sayfalarında yayınlanan; 19.5.2009 tarihli Kıbrıs Gazetesi’nde manşetten ve 7. Sayfasında yayınlanan; 20.5.2009 tarihli Kıbrıs Gazetesi’nin manşetten ve ayni tarihli gazetenin 8 ve 9’unce sayfalarında yayınlanan yazıların kendilerinden ve/veya sadece ve/veya doğal anlamları ile kendilerini tahkir ettiğini ve mesleki şöhret ve itibarlarını haleldar edici nitelikte olduğunu ve/veya bilhassa davacı 2’ye kamu görevinde yolsuzluk isnad edici nitelikte olduğunu ve/veya davacıların toplum nezdinde genel nefret ve aşağılamaya maruz bıraktığını; yazıların doğal anlamları ile; davacıların devletteki bağlantıları vasıtasıyla ve/veya bu bağlantılarını kullanarak ve/veya torpil ve/veya fors ile devlet ihaleleri alan ve/veya aldıkları bu ihalelerin gereklerini yerine getirmeyen ve/veya ihale bedellerini zimmetlerine geçirip ihale ile inşa edilecek yapılara kullanmayan ve/veya malzemeden çalan ve/veya bu bağlamda daha fazla kar ve/veya haksız kazanç elde etmek için ayıplı mal ve hizmet sunan ve/veya devlet paralarını çar çur eden ve/veya ihale şartnamelerine daha fazla kar elde etmek ve/veya haksız kazanç elde etmek için ve/veya bilinçli olarak uymayan kişiler olarak lanse ettiğini; “Zarar da etmiş” başlığı altında davacı no 1’i toplum nezdinde gülünç düşürdüğünü; davacıların bu vesile ile çok büyük stres acı ve elem düçar kaldıklarını ve toplum nezdindeki itibarlarının sarsıldığını; konu yazılardan dolayı ne daha ileri devlet ihalesi, ne de özel bir inşaat işi alma olanaklarının kalmadığını ve bu vesile ile de mağdur olduklarını; Alternatif olarak bu yazıların zarar verici yalan ve/veya kötü niyetli yalan teşkil ettiğini; yayınlanan fotoğrafların fotoğraf teknikleri ile çarptırılmış ve/veya abartılmış olduğunu; davacıların meslek hayatlarının sonuna kadar uğrayacakları muhtemel tahmini maddi zarar ziyanın 2.000.000 TL olduğunu; ilgili yazılardan dolayı çektikleri acı, elem ve ızdırap, stres, kaygı nedeniyle çoğaltılmış zarar ziyan almaya hakları olduğunu iddia ederek davalılardan müştereken ve/veya münferiden a- Zem ve kadih dolayısıyla zarar ziyan ve/veya genel zarar ziyan ve/veya tazminat, b- Zarar verici yalan dolayısıyla uğrayacakları muhtemel olan 100.000 TL’nin davalılar tarafından tediyesi, c- Alternatif olarak davalıların davacılara zarar verici yalan dolayısıyla genel zarar ziyan ve/veya tazminat ödemesi, d- 30’uncu paragraf tatında çoğaltılmış zarar ziyan, e- Yasal faiz, f- Mahkemece uygun ve adil görülecek herhangi bir çare, g- İşbu dava masraflarını talep etmişlerdir”

Mahkeme kendini makul insan yerine koydu

Kararda belirtilen hususlara göre bir zem ve kadih davasında dava konusu yazının davacıya karşı zem ve kadih haksız fiilini oluşturup oluşturmadığına karar vermek için mahkeme kendisini makul bir insan veya vatandaş yerine koyarak yazıyı okudu. Mahkeme kararın devamında kendisini makul bir insan yerine koyduğunda İbrahim Türkkal’ın ciddi iddialarla karşı karşıya kaldığını anlaşıldığını belirtti.

Mahkeme zem ve kadihi tespit etti

Karara göre mahkemenin kendisini makul bir insan yerine koyarak haberleri okuduğunda bu haberlerin şeref ve haysiyeti haleldar edici nitelikte olup, işbu anlamların davacıların şeref ve haysiyetlerini olumsuz şekilde etkilediğine karar verdi. Kararın devamında mahkeme Fasıl 148 madde 17 kapsamında ilk nazarda zem ve kadih teşkil ettiği bulgusunu yaptı.

Mahkeme ispat istedi, Kıbrıs Gazetesi ispat edemedi

29 Ocak 2016 tarihinde sonuçlanan ve İbrahim Türkkal’ın haklılığı ile sonuçlanan davada mahkeme Kıbrıs Gazetesi’nde iddialarını ispatlamasını istedi, ancak Kıbrıs Gazetesi’nin mahkemeye sunduğu savunma yeterli görülmedi. Mahkeme kararda şunları ifade etti: Yukarıda alıntılardan da görülebileceği gibi savunma tarafından yazının doğru olduğu müdafaası yapıldığında zemmedici yazının veya şikayet edilen kelimelerin özü veya esasının doğru ve/veya gerçek olması gerekir. Doğru olduğuna inanılması ve bu inançla yayınlanması yeterli bir müdafaa teşkil etmez. Yine Fasıl 148 madde 17(2)’de belirtildiği üzere kimse zemmedici bir beyandan dolayı; beyanı başkasının beyanını tekrarlamak suretiyle yapıldığını ifade etmesi veya beyanın kaynağını açıklamış olması yayını yapanı sorumluluktan kurtarmaz. Emare 4,5 ve 6 olarak sunulan gazetelerin tümünde, her iki caminin yapımında ve ödeme şartlarına ilişkin iddiaların gerçek olup olmadığının tam olarak ortaya çıkması için soruşturma başlatıldığı, Mimar Mühendisler Odası’ndan, Vakıflar İdaresi’nden ve Planlama İnşaat Dairesi’nden teknik rapor istendiği ifade edilmektedir.

Ancak duruşma safhasında davalılar bu yöndeki belgesel şahadeti mahkemeye ibraz etmemişleridir. İşbu yöndeki şahadet yokluğunda davalıların bu yöndeki yayınların doğruluğunu ispat edemediklerine bulgu yaparım. Bu konuyla ilgili emare 4,5 ve 6’daki fotoğraf kareleri de yapılan iddiaların doğruluğunun ispatı için yeterli değildir.”

Mahkeme savunmayı reddetti

Mahkeme, Kıbrıs Gazetesi’nin duruşmalarda yaptığı savunmaları da reddetti. Mahkeme kararında “Davalılar yapılan yayınların doğru olduğunu ispat edemediklerinden bu müdafaadan yararlanmaları mümkün değildir ve bu yönde bulgu yapılır. İşbu bulgu ışığında ise davalıların bu yöndeki müdafaaları reddolunur” dedi.

Şartlı imtiyazdan da yararlanamayacaklar

Kıbrıs Gazetesi’nin haksız bulunduğu davada Kıbrıs Gazetesi’nin şartlı imtiyaz müdafaasından da faydalanamayacağı ifade edildi. Bu karar metinde şu cümlelerle anlatıldı: Basın özgürlüğü kullanılırken sorumluluk kavramı göz ardı edilmemeli ve bir gazete doğru olduğunu ispat edebileceği konularla ilgili yayın yapabilmelidir. Keza gazeteler Fasıl 148 madde 20 mucibinde zemmedici malzemenin yayınlanmasında mutlak ayrıcalığa sahiptirler. Ancak bir gazete bir duyum üzerine haber yayınlarsa ve bu durumun doğru olmadığı bilahare ortaya çıkarsa, bu halde kişinin şeref ve haysiyetinin korunması ön plana çıkar ve anlatım özgürlüğü altında şahsın duyum üzerine lekelenmesine veya rencide edilmesine izin verilmez. İş bu çerçevede ilgili yayınları tezekkür ettiğim zaman gazetenin bu yayınların doğru olduğunu ispat edemediğinden davalıların şartlı imtiyaz müdafaasından faydalanamayacağına bulgu yapar.

12 bin TL cezaya çarptırıldı

Mahkeme  son kısımda ise Kıbrıs Gazetesi’ne verdiği kararı açıkladı ve  Kıbrıs Gazetesi’nin İbrahim Türkkal’a 12 bin TL ödemesine hükmetti. Mahkeme, Öntaç Düzgün’ün davasını ise siyasi bir kişilik olduğu gerekçesiyle reddetti.

Seroydaş: Mağduriyeti mahkemenin görmesini sağladık


Seroydaş Avukatlık Bürosu adına davayı takip eden Yağmur Seroydaş yaptığı açıklamada bir hukukçu olarak İbrahim Türkkal ve Öntaç Düzgün’e büyük bir saygı duyduğunu ifade ederek İbrahim Türkkal’ınmağduriyete uğradığının farkında olduklarını söyledi. Bu mağduriyetin mahkeme önüne getirip bu mağduriyete bir çare bulabilmek ve mahkemenin de bu mağduriyeti kavramasının kendisi için önemli olduğunu söyleyen Seroydaş, “bu haklı davada mahcup olmadığımız için ve mahkemenin bunu kavramasını sağlayabildiğimiz için büyük bir mutluluk duydum” dedi. Seroydaş, “haklılıklarını ispat etmek verilen cezadan daha önemlidir. Haklı olduğumuzu mahkemenin önünde de ispat edip bunun mahkemenin kavramasını sağlamak önemlidir.Medya, kişiler ile ilgili yayın yaparken daha dikkatli olmalı. Sansasyon haberciliğin yerine bilgilere dayalı haber yapılmalı” diye konuştu