Nupelda KARABUĞDAY 

Türkiye’densu getirilmesinin yanı sıra, elektriğin de deniz altından borularla getirilebilmesinin ve gazla çalışan sisteme geçilmesinin avantajlı olacağını söyleyen Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, su altından elektrik projesinin tamamlanabilmesi için 5 yıla ihtiyaç olduğunu belirtti. Bu 5 yıl içerisinde Türkiye’den bir süreliğine gemi ile getirilecek belli bir güçteki elektriğin, daha sağlıklı ve ucuza mal edilebileceğini belirten Denktaş, uzun zamandır gündemde olan elektrik santrallerinin filtresiz bacalarıyla ilgili değerlendirmede bulunan Denktaş, filtre yerine buhar tirbünlerinin tamamen ihraç edilecek sıkıştırılmış gaz ile çalışan santrallerin çevre dostu olacağını ifade etti. ADA TV’de Erçin Şahmaran’ın sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı, Türkiye ile yakın ilişkileri Türkiye düşmanlığı yaparak eleştirenlere de zehir zemberek açıklamalarda bulundu. Denktaş; “Hala ahkam kesiyoruz. Yanlış eleştirilir, o başka bir şey ancak yalan yanlış suçlamalarla lanet eder herkes bize. Biz kendi kendimizi eleştirebiliriz, Türkiye’deki yetkilileri de eleştirebiliriz ancak kimse Türkiye düşmanlığı yapamaz” dedi. 

“GEMİ İLE ELEKTRİK GETİREBİLİRİZ” 
Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, elektrik konusunda kuzeyden ve güneyden enterkonnekte sistem gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi. “O sistemin içinde olmalıyız. Bu konuda en ufak bir tereddüt yok hükümette” diyen Denktaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Kablo ile deniz altından elektrik Türkiye’den gelecek. Şimdi yapılan tartışma nedir bu kablo ile gelecek olan elektriğin gücü ve bunun kimin tarafından nasıl yapılacağı. Türkiye diyor ki bunu bir şirket yapacak dolayısıyla tahsilatını da o şirket üstlenmeli ki bu büyük masrafa girsin. Bunun karşılığında biz de diyoruz ki buradan alınan elektrik ile şuanda özel sektörden alınan elektrik zorunluluğu ortadan kalksın. Oradaki alım garantisi nakledilsin. Teknecik Santrali’ni biz kapatalım, Güzelyurt bölgesinde yeni bir gaz ile çalışan santral yaptıralım yap işlet devret şeklinde. Şimdiki santralin eski buhar tirbünlerinin özellikle ihraç edilmesi için çalışmalar Kıb-Tek tarafından yürütülsün, mevcut jeneratörleri soğuk yedek olarak tutulsun. Aradaki farkı geçici bir müddet gemi üzerinden satın alalım. Hali hazırda gemi var bunu kaçırırsak bir dahakine ya buluruz ya bulmayız. Böylelikle biz hem turistik bölgemizi çevresine zarar veren bir yatırımdan kurtarmış oluruz, jeneratörleri gaz ile çalışan modele döndürmek mümkün. Kablonun da bu sistemin de buraya gelişinde 5 yıllık süreye ihtiyaç var dolayısıyla bu süreyi gemiden ve AKSA’dan alınacak elektrikle kullanabiliriz. Hem daha ucuza hem de temiz elektriğe geçmiş oluruz. 

“GAZ İLE ÇALIŞAN ELEKTRİK SANTRALİ GEREK” 
Gaz ile çalışan bir santral ve soğuk yedek olarak tutulacak olan alternatif elektrik de olacak. Filtre takılacak deniliyor eğer devletten önce geçerse devletin büyük sorunu var demektir. Aslında ‘gazla çalışan sisteme dönüştür’ demek gerekiyor. Şuanda sıkıştırılmış gazla ancak gün geldiğinde Rum tarafı, Kuzeyle ve Türkiye ile o gazı ihraç etmek için işbirliği yapmak zorunda. O gün gazla çalışan santral daha ucuz bir sisteme dönüşebilir. Alım değil satım da yapabilecek noktaya gelebilirsiniz bu sistemle. Kesintisi olmayacak, sürekli artan bir elektrik akımı olacak. Daha kaliteli olacak. 

“BUGÜNKÜ POZİSYONUYLA KIB-TEK’İÖZELLEŞTİRSEK SONUÇ YARIN İFLASTIR” 
Bugünkü pozisyonuyla Kıb-Tek’i özelleştirsek sonuç yarın iflastır. Borcu büyük, organizasyonu tamam değil. Bütün bunların düzenlenmesi, elektriğin ucuzlatılması lazım. Tam anlamıyla o zaman özerkleştirmeden bahsedebilirsiniz. Hükümet programında da var olan elektrik kurumunun özelleştirilmeyeceğidir. Bu halkın daha ucuz ve kaliteli sistemden yararlanması için enterkonnekte sisteme geçmenin şart olduğunu söylüyoruz. Yıl 2014 hakikaten çok ağır bir maliyet çıkarıyor bize elektrik. Demode de olmuştur. Gaz mutlaka geçmemiz gereken bir yakıttır. Sıkıştırılmış ithal gazla çalışan bir santralimiz olsa bugünkünden daha ucuz olacaktır. Jeneratörlerin gazla çalışan sisteme geçmesi mümkün. Bunun için de diyorum ki bütün çalışmaları yapıncaya kadar elektrik kiralayalım gemi üzerinde bu imkanlar var. 

“EVLERE GİDECEK SU KONUSUNDA DA İKİ GÖRÜŞ VAR” 
Su konusunda uzun süredir devam eden tartışma vardı. Suyun idaresi, dağıtımı, tahsilatı daha önceki hükümet döneminde kabul edilmişti ki tekelden özel şirket tarafından yapılacak diye biz kabul etmedik. Tartışmalar sonrasında Türkiye bize şunu söylüyor; biz ana depolara kadar suyu hibe olarak getiriyoruz, ücret talebi olmadan, sonrasını nasıl yapacaksınız oturun konuşalım diyor. Ana depolardan sonrası için sadece evlere dağıtılacak su olsa belediyeler altından kalkar. Ancak kanalizasyonlar da birlikte yapılacak. Kanalizasyon suyu da arıtılıp bahçe sulama ve diğer sulamalar maksatlı sisteme girecek. Oturulup bir plan yapıldı. Bu plana göre ilk suyun çıkış yerinde büyük bir arıtma var. Orada aynı Kıb-Tek’te olduğu gibi, santrali ilk çalıştırdığımızda Türkiye’den bir heyet oradaydı ve bizim insanlarımız oradan yetişiyordu. Gün geldi dediler artık sizin elemanlarınız yetişti ve bize eyvallah! Aynı şekilde bu sistem için elemanlar yetiştirelim dedik. İsale hatları geçici süre bizim insanlarımızın çalıştığı sistemle devam edecek. Sulama suyu ayrı bir ihale olarak açılmalı çünkü 75 milyonun yarısı tarımsal suyu olarak kullanılacak. Yap işlet devret usulüyle şirkete verelim dedik, evlere gidecek su konusunda da iki görüş var, biz dedik ki 4 ayrı ihale yapılsın, diğer görüş de tümünü birlikte tek sistem olarak kurmaktır. Bu konuda en geç Ekim’in ortasında sonuçlanmış olur. 

SULU TARIMA GEÇİŞ 
Bu suyla birlikte sulu tarıma geçişi sağlanacağız. Çıkacak olan ürünün pazarlanması en önemli olanı. Çiftçiler Birliği ile görüştük, sözleşmeli tarıma geçmek için. Pazartesi’nden itibaren çalışmalar başlatıyoruz. İhtiyaçlar ve ihtiyaçları karşılama potansiyellerine bakacağız. Gelecek olan su önce toprakla barışacak. Bir süreç meselesidir. Bütün bunlar aslında çok önceden yapılması gereken çalışmalar ancak son 1 yıl içerisinde hızlandırılmış ve belli bir noktaya da getirilmiştir. Son günlerde saldırı var hükümete biz de susup oturuyoruz çok fazla açıklama yapmıyoruz Kimse ile didişmemiz yok ancak insafsızlık yapılıyor. 

“CAS FİİLEN HİZMETE BAŞLADI” 
CAS ile ilgili sorun şöyle, uçak şirketleri ile görüştük, yazışmalar başladı, İstanbul tarafıyla önceki gün yeniden bir araya geldik. Varılan sıkıntıları ortadan kaldırmak için büyük oranda aştık onları da. İlk etapta 77 kişi ile başlayacağız. Herkes asgari ücretle başlayacak. İşe başlayamayan da işsizlik parası alacak. Şirket rayına oturana kadar böyle sürecek. Ardından normalizasyon sürecine gireceğiz. 97 kişi müracaat etti. Salı gününe kadar müracaatı açık tuttuk. KTHY’nin bazı eski çalışanları müracaatetmedi. 

“BAZILARI DEVLETE ALINMA DÜŞÜNCESİYLE BAŞVURMADI AMA DEVLETE ALACAK DEĞİLİZ” 
Devlete alınmak düşüncesiyle gelmediler. Devlete alacak değiliz. Burada özelleştirme yoktur, iflas edip batan kapatılmak isteyen bir şirketin yeniden kalkındırılması vardır. Gelmezlerse Salı gününden itibaren CAS’ın herhangi bir sorumluluğu olmaz. Ümit ediyorum ki 1-2 hafta içerisinde eğitim sürecini tamamlamış olacağız. Aybaşından itibaren 77 kişi ile başlayacak çalışma durumu ortaya çıkacaktır. CAS şuan fiilen hizmet vermektedir küçük jetlere. Eğitimli personeli ile çalışmaya başlamaktadır. Pazar payından müşteri aldıkça çalışanlar işe alınmaya başlayacaktır. “ 

“TÜRKİYE’YE MUHTAÇSIN” 
Denktaş, yayına bağlanan bir izleyicinin sözleri üzerine şunları söyledi: “Bu memlekette birbirimizle tartışabiliyorsak bile bunun nedeni Denktaş ve arkadaşlarının verdiği mücadeledir. Mahkumuz dedikleri Türkiye’dir. Hala ahkam kesiyoruz. Yanlış eleştirilir o başka bir şey ancak yalan yanlış suçlamalarla lanet eder herkes bize. Biz kendi kendimizi eleştirebiliriz, Türkiye’deki yetkilileri de eleştirebiliriz ancak kimse Türkiye düşmanlığı yapamaz. Bu adanın içinde Alman olsan, Türkiye’ye muhtaçsın. Beğenmeyen tutsun çekebiliyorsa çeksin Kıbrıs adasını daha uzağa.” 

“HÜKÜMETİN ALDIĞI KARARLARIN FAYDASINI BİR MÜDDET SONRA GÖRECEKSİNİZ”,

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası’nın (KTEZO) Güzelyurt ilçesinin sıkıntılarını görüşmek üzere düzenlediği kitle toplantısına katılan Serdar Denktaş, “Hükümetin aldığı kararlar, direkt cebinize bugün hitap etmiyor olabilir ancak bir müddet sonra faydalarını göreceksiniz. Tabi bu esnada da biz yıpranmış olacağız. Ancak her şeye rağmen atılan adımlar, değişen yaklaşımlar var” dedi. Geçtiğimiz akşam Güzelyurt Eski Belediye Pazarı’nda gerçekleşen toplantıda, Güzelyurt bölgesi ve esnafını olumsuz etkileyen sorunlar masaya yatırılarak sorunların çözümü üzerinde görüş alış verişinde bulunuldu. 

“KIBRIS TÜRK STANDARTLARI ENSTİTÜSÜ OLUŞUM ÇALIŞMALARI BAŞLADI...” 
Üretimin pazarlanması konusunda önemli adımlar attıklarını kaydeden Denktaş, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile bir anlaşma yaptıklarını ve Kıbrıs Türk Standartları Enstitüsü oluşum çalışmalarını başlattıklarını kaydetti. KKTC’deki sertifikasyon ve laboratuvarlar pazarlama konusunda yeterli olmadığından Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ile bir anlaşma yaptıklarını dile getiren Denktaş, Kıbrıs Türk Standartları Enstitüsü oluşturulduktan sonra başlangıçta uygun olanlara TSE’nin belgelerini vereceğini, bu belgeyi alan her ürünün Türkiye’ye de, AB’ye de serbestçe girebileceğini söyledi. 

“EN ÖNEMLİ YATIRIM TALEBİ TAZE PORTAKAL SUYU ŞİŞELEME VE DAĞITIM PROJESİ” 
Su ile beraber kaçınılmaz olarak ‘Tarımsal Sanayi’nin de gelişeceğini kaydeden Denktaş, şu anda bölgeyi ilgilendiren en önemli yatırım talebinin ise “taze portakal suyu şişeleme ve dağıtım projesi” olduğunu söyledi. Bu projenin hayata geçmesi ile birlikte dalında portakal kalmayacağını bunun sadece kendi iç piyasa için değil, ihracat için de önemli bir proje olduğunu dile getiren Denktaş, ancak projenin hayata geçmesi için bir yere ihtiyaç olduğunu, yerin bulunması için de süratle harekete geçtiklerini belirtti. 

MALİ SİVİL AFFI GÜNDEMDE 
Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, ‘Mali Sicil Affı’nında gündemde olduğunu söyledi. Bugün yaşadıkları sıkıntıların geçmişteki savurganlıktan kaynaklandığını da belirten Serdar Denktaş, tedbir adına bugün için mevcut hükümetin aldığı bir takım kararlar olduğunu da dile getirdi ve şöyle konuştu: “Hükümetin aldığı kararlar, direkt cebinize bugün hitap etmiyor olabilir ancak bir müddet sonra faydalarını göreceksiniz. Tabi bu esnada da biz yıpranmış olacağız. Ancak her şeye rağmen atılan adımlar, değişen yaklaşımlar var. Size bunun yansıması biraz zaman alacak. Bunu bilmenizi isterim.”