Uyuşturucu, Sigara ve Alkolle Mücadele Derneği Başkanı Ayşe Gökyiğit, 1 Aralık Dünya AIDS Günü nedeniyle yayınladığı mesajda, HIV enfeksiyonunda cinsel temas, en sık görülen bulaşma şekli iken, ikinci sırayı damar içi uyuşturucu madde kullananların ortak paylaştıkları iğnelerin aldığını kaydetti.

Gökyiğit mesajında, Dünya AIDS Gününün bu yılki ana temasının “HIV önleme ve tedavisi arasındaki farkı kapatmak ” olarak belirlendiğini aktardı.

Dünyada, 2013 yılı sonu itibariyle, yaklaşık 35 milyon  kişinin HIV virüsü ile enfekte olduğu ve her gün yaklaşık 7 bin kişinin HIV enfeksiyonu aldığının tahmin edildiğini kaydeden Gökyiğit, şöyle devam etti:

“İlk kez olarak Amerika Birleşik Devletleri’nde tanımlandığı 1981 yılından itibaren, tüm dünyada din, dil, ırk, cins ve ülke ayırımı yapmadan hızla yayılmaya devam eden AIDS Hastalığı halen dünyadaki ölüm nedenleri arasında dördüncü sırada yer almakta ve Birleşmiş Milletler Raporuna göre, 2005-2012 yılları arasında AİDS’ten ölen gençlerin oranı yüzde 50 artmış bulunmaktadır.

Bu nedenle, Dünya AIDS Günü dolayısıyla Dünya Sağlık Örgütü, 10-19 yaş arası gençlere yönelik, hastalığa karşı önlemler alınmasını talep etmiştir.Dünya genelinde bu yaş grupları arasında yaklaşık 2 milyon insanın HIV Virüsü taşıdığı ve çoğunun gerekli tedavi ve desteği alamadığı tespit edilmiştir.”

AIDS’in, “Kazanılmış İnsan Bağışıklık Yetmezliği Sendromu” anlamına geldiğini anlatan Gökyiğit, hastalıkla ilgili şu bilgileri verdi:

“Enfeksiyon, bulaştıktan birkaç hafta sonra gribal bir enfeksiyon gibi başlayıp daha sonra yıllar süren sessiz bir döneme girmekte ve bu süreçte virüsün bağışıklık sistemini mikroplardan koruyan hücrelerde çoğalarak, bağışıklık sisteminde yetersizlik ortaya çıkmakta, kandaki virüs miktarı artmakta ve sonuçta bağışıklık sistemi çökmektedir.”

“BULAŞMA ŞEKLİNDE İKİNCİ SIRAYI UYUŞTURUCU MADDE KULLANANLARIN PAYLAŞTIĞI İĞNELER ALIYOR”

Gökyiğit, HIV enfeksiyonunda cinsel temas en sık görülen bulaşma şekli iken, ikinci sırayı damar içi uyuşturucu madde kullananların ortak paylaştıkları iğnelerin aldığını kaydederek, şöyle devam etti:

“Halen, 16 milyon uyuşturucu bağımlısından, 3 milyon kişinin HIV virüsüne yakalandığı ve hastalık görülme sıklığının bağımlılarda 22 kat fazla olduğu tespit edilmiştir.

Dolayısıyla, damar içi uyuşturucu kullanımının azaltılması ve bu kişilerde ortak iğne kullanımının önlenmesi ile bulaşma azalabilecektir”

AIDS’in, sadece tıbbi bir hastalık olmayıp, ekonomik, kültürel, psikolojik ve sosyal boyutları da olduğunu vurgulayan Gökyiğit, açıklamasında şunları kaydetti:

“Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, hastalığın önlenebilmesi için yılda 10 milyar dolar harcanması gerekirken, “korunma” mücadelenin temelini oluşturmaktadır.Güvenli cinsellik, tek eşlilik, kan nakillerine dikkat ve ortak yaşanılan ortamlarda vücut sıvıları veya kanla temas etmemeye azami özen gösterilmesi ve antiretroviral ilaç kullanılması başlıca korunma faktörleri olarak bilinmektedir.

Özellikle, antiretroviral tedavisi gören  HIV Pozitif  kişilerin  enfekte olmayan cinsel partnerlerine hastalığı bulaştırma riskinin 96% azaldığı saptanmıştır.

Dolayısıyla, tedavi olanaklarının artırılması ve ulaşılabilir olması, hastalığın önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde AİDS’ten ölen sayısı 4, halen kayıt altında olup takip edilen hasta sayısı 34 olmasına rağmen, kayıt dışı olan gizli AİDS enfekte popülasyon ihtimalini de gözden kaçırmamak ve gerekli önlemlerin alınarak denetimlerin sürekliliğini sağlamak gerekmektedir.”

HIV enfeksiyonunun önlenebilir olduğuna ve korunma önlemlerinin tedaviden çok daha etkili ve ucuz olduğuna işaret eden Gökyiğit, bu nedenle çocuklar ve gençlerin cinsellik konusunda aydınlatılması, korunma yolları, hakkında bilgilendirilmesi, cinsel ilişki sırasında mutlaka prezervatif kullanılması, evlenmeden önce AIDS Testi yaptırılması, asla ortak enjektör kullanmaması, cerrahi aletlerin temizliği ve sterilizasyonundan emin olunması, virüsü taşıyan kadınların hamile olmaktan kaçınması ve uyuşturucuların zararları konusunda gençlerin eğitilmesi gerektiğini kaydetti.

Gökyiğit açıklamasını, “Bu bağlamda, hastalığın ikinci önemli nedeni olan uyuşturucudan uzak durulması ve uyuşturucu ile mücadeleye etkin destek verilmesi, AİDS’le mücadelede de çok önemli bir rol oynayacaktır” şeklinde tamamladı.