Kubilay Kurçer

Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Milletvekili Mehmet Çağlar, dövizin domino etkisinden toplumu uzak tutmak için birtakım çalışmaların yapılması gerektiğinin altını çizerek, üretim girişimlerinde büyüyen pastanın topluma adil dağıtılmaması durumunda ülkede huzursuzluk yaşanabileceğini söyledi. 

Maliye Bakanlığı’nın üniversitelerle yapacağı toplantılarda titizle davranması gerektiğini belirten Çağlar, eğitimin sektör olarak görünmesi halinde insana yatırım yapılamayacağını vurguladı. ADA TV’de Cansu Örmeci’nin sunduğu Öğlen Ajansı programına konuk olan CTP-BG Milletvekili Mehmet Çağlar, insanları toplu olarak toprağından yerinden edilmesi durumunda iadenin düşünülmeyeceğini de sözlerine ekledi. 

“TOPLUMUN REFAHINI ARTTIRACAK PASTANIN BÜYÜMESİNİ SAĞLAMAK GEREKİR” 

CTP-BG Milletvekili Mehmet Çağlar, Türkiye’den yapılan ithalatın dövizle olduğunu belirterek, dövizin domino etkisinden toplumu uzak tutmak için birtakım çalışmaların yapılması gerektiğini söyledi. Üretim girişimlerinde büyüyen pastanın topluma adil dağıtılmaması durumunda ülkede huzursuzluk yaşanabileceğini ifade eden Çağlar, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Ülkenin gerçeklerinden biri Türkiye’nin bastığı TL’yi kullanan bir ülke olmamız. Herhangi bir enflasyon durumunda paranın kontrol edebilme noktası TC hükümetine ve Merkez Bankası’na ait. KKTC’nin ithal ekonomisi ağırlıklı Türkiye’den kaynaklanıyor. TL ya da dövizle borçlanmanın mümkün olup olmadığına bankaların rezervlerine göre bakmak gerekiyor. Esas amaç bütün toplumu kucaklayan ve refahını arttıran üretilen pastanın büyümesini sağlamaktır.

Adalet tesis edilirse önümüzdeki süreç içerisinde bürokraside olan gerek devlet yapılanmasında gerekse üretim alanlarındaki birtakım girişimlerle toplum huzur duyacaktır, güveni artacaktır. Aksi halde ülkede huzursuzluk artar.” 

“EĞİTİMİ SEKTÖR OLARAK GÖRÜRSEK, İNSANA YATIRIM YAPMAMIŞ OLURUZ” 

Mehmet Çağlar, halka dövizin yükselmesinin çok fazla yansımaması için birtakım adımlar atılarak önüne geçilmesi gerektiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Devletin elinde eğitim ücretsiz ama gerek bankalarla gerek diğer sektörlerle yapılabilecek olan toplantılarda mümkün olduğunca halka dövizin yükselmesinin çok fazla yansımaması için devletin de katkılarda bulunmasıyla birtakım adımlar atarak, bunun önüne geçilmesi gerekiyor. 

Üniversiteler 4-5 yıl turist durumunda okumaya gelenlerin göç etmemesi için birtakım çalışmalar yapıyor. Maliye Bakanlığı’nın üniversitelerle yapacağı toplantılarda titizle davranması gerekiyor. Eğitimi sektör olarak görürsek, insana yatırım yapmamış oluruz. 

“ÜRETİMİ ARTTIRMADAN PASTAYI BÜYÜTMEK MÜMKÜN DEĞİL” 

Üretimin pazarlanamaması durumunda Türkiye’den gelecek olan suyun getirisinin ne kadar olacağının tartışılacağını dile getiren Çağlar, üretimi arttırmadan pastayı büyütmenin mümkün olmayacağını vurguladı. Çağlar, şunları kaydetti: 
“Ürettiğinizi pazarlayamaz durumda olursanız, o zaman bu suyun da getirisi ne kadar olur tartışmak gerekiyor. Üretimi arttırmadan pastayı büyütmek mümkün değil. Küçük pastayı adil dağıtmak adaleti sağlar fakat refahı uzun süre sağlayamaz. 

Toplumun ihtiyaç duyduğu alanlarda insan yetiştirmiyoruz. Ülke vatandaşlarımız bir şekilde iş bulamayacakları alanlarda eğitim alıyorlar, üniversiteli işsiz dolaşmak toplumsal huzuru bozuyor. Göç verilerek ailelerin ve toplumların daha fazla toplumsal sıkıntı yaşamasına sebep olunuyor. Eğitimde planlama yaparak orta ve uzun dönemde bu toplumsal sorunu aşabilmemiz gerekiyor.” 

“İNSANLARIN YETENEKLERİNE GÖRE YETİŞTİRMEYE ÖNEM VERİLMELİ” 

Çağlar, insanların yeteneklerine göre yetiştirmeye önem verilmesiyle turizm alanında kazandırılabileceğine dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Turizm ve inşaat sektöründe eksik var. İnsan yetiştirmede doğru planlamayı üretime dönük yaparsanız, sanatın çeşitli alanlarına insan yetiştirmeye yeteneklerine göre önem verirseniz sektörlere kazandırmış olursunuz. Gelen turiste satabileceğimi ürün noktasını daha farklı boyuta taşımak gerekiyor. Kumar turizminin topluma etkisi yok.” 

“İNSANLARIN YERİNDEN EDİLMESİ DURUMUNDA İADE DÜŞÜNÜLEMEZ” 

Çağlar, insanları toplu olarak toprağından yerinden edilmesi durumunda iadenin düşünülmeyeceğini ifade ederek, şunları kaydetti: 

“Olası çözümden sonra birçok ailenin toprağından toplu olarak yerinden edilmesi durumunda iade düşünülemez. Mülk sorununun çözülmesiyle ilgili kriterlerin ortaya konulması gerekiyor. Kimse bireyin mülk hakkını geriye itecek şekilde iade kararı vermez. Bir insanın hakkı verilirken başkasının hakkı alınmayacaktır.”