Özge Kizir

Kartal Harman’ın sunup yönettiği “Ayaküstü 1 Saat” programının geçen akşamki konuğu Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Milletvekili ve Prof. Dr. Mehmet Çakıcı oldu.

Narkotik Şube’nin terfi sistemlerinin Denetimli Serbestlik Yasasına bağlı olduğunu vurgulayan Çakıcı, “Narkotik şubenin terfi sistemleri Denetimli Serbestlik Yasası’na bağlıdır. Bu sistemlerinin bozulmasını istemiyorlar. Başka karşı gelen bir kesimi daha söylemek istiyorum. 10 bin Sterlin ceza davası bundan sonra alamayacaklar. Avukatların da bir kısmı ne yazık ki böyledir. Baronun destek olduğunu görüyorum fakat bir kısım hukuk camiasından da insanların karşı çıktığını görüyorum. Bu beni çok şaşırtıyor. Başka şaşırdığım bir durum daha vardır. Bu yasa 50 yıldır dünyada vardır fakat bizim için çok yenidir. 40 yıldır bağımlıyla satıcı ayrımı var. Fakat Denetimli Serbestlik Yasası 2006’dan beri var” ifadesini kullandı.

“Psikiyatride bir hastayla görüşmek 30-45 dakika sürüyor”

Barış Ruh ve Sinir Hastanesinde yaşanan olumsuzlukları değerlendiren Çakıcı şöyle konuştu: 

"Önceden Barış Hastanesinin çok yükü vardı. Bir sürü hasta var ve yarım gün çalışılıyor. Psikiyatride bir hastayla görüşmek 30-45 dakika sürüyor. Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde erişkin psikiyatrist sayısı 4’tür. Bununla beraber çocuk psikiyatristleri vardır. Şuanda bunun dışında başka merkez yoktur. Önceden Pembe Köşk vardı. Yatılı merkez olduğu için alternatif oydu. Devletin ücretsiz tedavi edebileceği tek yer orasıdır. Ayaktan tedaviler hem özelde hem de devlette yapılabiliyor. Bütün uyuşturucu bağımlıları ve kullanıcıları krize girmiyor. Krize girenler için yatılı ve uzun süreli tedavi için rehabilitasyon merkezi gerekebilir. Fakat bazı hafif bağımlılar ve deneyenlerle ilgili tedaviler ayaktan da yapılabilir.” 

“Bir hasta tehlikeli ve sinir bozukluğu yaşayan biriyse tedbir alınabilir”

Madde bağımlılığı nedeniyle Barış Ruh ve Sinir Hastanesine başvuran ve tedavisi sürerken hayatını kaybeden Deniz Hakan Özçınar’ın konusuna değinen Çakıcı, hastanede kelepçe takma durumunun olmadığını kaydetti. 

Çakıcı, “Çok ağır hastalarla ilgili saldıran veya şizofren gibi ağır durumlarla ilgili deli gömleği dediğimiz yani kişinin kendisine zarar vermemesi için yapılan bir gömlektir. Yani bu kelepçe veya zincirle bağlamak değildir. Kişinin kendine zarar vermemesi için bir önlemdir. Bir kişi tehlikeli ve ruh bozukluğu yaşayan biriyse tedbir alınabilir. Örneğin kapalı bir yere konulabilir veya gömlek giydirilebilir fakat bunlar profesyonel tedbirlerdir. Polis kelepçesi veya zincir değildir. Bir hasta üzerine yapabilecek bir noktada ise bunun temizliğinin ve gözlemin olması gerekiyor” ifadesini kullandı.

“Kişinin, tedavi merkezine girerken yoklanması gerek”

Kişinin tedavi merkezine girerken yoklanması gerektiğine dikkat çeken Çakıcı, “Uyuşturucu getirdi mi? Yanında var mıdır? Tedbir alındı mı? Hasta içeriye nasıl alındı? Genel olarak uyuşturucu tedavi merkezleri gibi merkezler özel merkezlerdir. Bunlar da şehrin ortasında değildir. Uyuşturucu satışının olmadığı girişinin ve önleminin olduğu yerde olması lazımdır. O yüzden bu tür yerler özel yerlerdir. Kişi uyuşturucuyu düşünmemesi gerekiyor. Biz mesela tedavi merkezine gelmeden aileleri de eğitiriz. Şöyle davranın veya dışarıdan sorun getirmeyeceksiniz gibi durumları belirterek tedbir alınması gerekiliyor” dedi.

“Doktorların uzmanlık derecesini test etmek benim haddime düşmez ama…”

Barış Ruh ve Sinir Hastanesindeki doktorlar konusunda değerlendirmede bulunan Çakıcı sözlerini şöyle sürdürdü: 

 “Doktorların uzmanlık derecesini test etmek benim haddime düşmez. Uzmanlık diploması olan bir hekimi sorgulamak istemem ve bunu da doğru bulmam. Bir psikiyatrist uyuşturucu tedavi ve ruh sinir eğitimini almıştır. Orada bir branşlaşma daha sonrası için vardır. Yani uzman psikiyatrist kendini uyuşturucu alanında geliştirebilir. Bir diğeri adli tıpta, adli bilimlerde doktora yaparak adli psikiyatrist olabilir.  Benim en büyük eleştirilerimden bir tanesi bazı verilen raporlarla ilgili oldu. Çünkü adli deneyimlerinin zayıf olduğunu görüyorum. Raporlarda görüyorum. Mahkemelerde bunlara şahit oluyorum. Bugüne kadar sağlık bakanlığının da böyle bir talebi olmadı.”

“Barış, uyuşturucu tedavisi için uygun ve yeterli bir yer değildir”

Uyuşturucu ile ilgili tedavilerde de sorunların yaşandığına dikkat çeken Çakıcı, “Barış, uyuşturucu tedavisi için uygun ve yeterli bir yer değildir. Bunun ayrı bir mekânda ayrı bir yeri biraz da şehir dışında olması gerekiyor. Fiziki anlamda da yetersizlik vardır. Şimdi bazı arkadaşlar vay! Denetimli Serbestlik Yasası çıkmasın diyor. Bunları duyduğumda daha da hayretlere düşüyorum. Hekim dediğin adam insanın yanında durur. Dolayısıyla bir hastayı ille de cezaevine tıkacağız çünkü doktor ve hastane sayımız azdır demek ne kadar insani bir şeydir? Biz hastanelerimizi artırmak ve tedavi artırmalıyız demeliyiz. Fakat bağımlılar ne olursa olsun az veya eksik illa ceza evinde kalmaları insanlık suçudur. Bunu söyleyen hekim insanlıktan uzaktır” şeklinde konuştu.

“18-19 yaşında yakalanan bir genç burada mafyanın istemini söylemesin diye ‘Ben Rum tarafından aldım’ diyor”

Uyuşturucu da daha fazla grama izin verilmesi konusunun yanlış bir değerlendirme olduğunu belirten Çakıcı şöyle dedi: 

“Uyuşturucuyu yanında bulunduranlar hepsi denetimli serbestliğe gidecektir. Yalnız ithal edenler için bir ayrım getirmemiz lazımdı. Çünkü çocuklar örneğin 18-19 yaşında yakalanan bir genç burada mafyanın istemini söylemesin diye ‘Ben Rum tarafından aldım’ diyor. Fakat buradan alıyorlar. Buradaki ismi söylemedikleri için Rum’dan alıyorum diyorlar. Rum’dan aldığı için de ithal etmeyle suçlanıyorlar. Dolayısıyla bir sınır koyunca ilk koyduğumuz sınır muallâk kaldı. İçme nedeniyle ithal edenleri kapsasın dedik. Bir mahkeme kararı vardı ki ithal edenleri 1 gramla bile yakalasa bunu içme kabul etmiyordu. Bu ifadeyi görünce yazdığımız hiçbir şey fayda etmiyordu. Dolayısıyla döndük diğer ülkelerden örnek baktık. Bu nedenle gramlarda değişiklik oldu. Yalnızca ithal edenlere bir sınır koyduk.”