Gül Çakır

TDP Milletvekili Mehmet Çakıcı, mecliste pankart açarak özelleştirme karşıtı yaptığı eylem konusunda açıklamalarda bulundu. Çakıcı, suyun özelleşmesi ile birlikte gelecek olumsuzluklara da dikkati çekti 

TDP Milletvekili Mehmet Çakıcı, su ve suyun özelleştirilmesi ile ilgili protestoların dünyanın her yerinde halklar tarafından yapıldığını dile getirdi. Çakıcı, hatta halkların yürüdüklerini ve büyük protestolar olduğunu kaydetti. 

İnternette de araştırılacak olursa her ülkede özellikle son yıllarda su konusunun çok önemli bir hale dönüştüğünü, gelecekte petrol ve doğalgazdan bile çok daha önemli hale dönüşeceğini belirterek, halkların bunu en değerli varlıkları olarak gördüklerini savundu. 

Ada TV’de yayınlanan Günaydın Ada programına konuk olan TDP Milletvekili Mehmet Çakıcı, daha önce suyun özelleşmesinin başka ülkelerde de gündeme geldiğini, özelleşmenin gerçekleştiğini de dile getirerek, bu yüzden de halkların daha pahalı su içtiğiyle ilgili deneyimleri olduğunu vurguladı. Bunların en önemlilerinden birinin de İrlanda’da olduğunu ifade etti. 

Önceki gün mecliste pankart açarak özelleştirme karşıtı yaptığı eylem konusunda açıklamalarda bulunan Çakıcı, şöyle dedi; 

“SANAL MEDYA KAHRAMANLIĞINDA ÜSTÜMÜZE YOK” 

“Sanal medya kahramanları var. Sanal medya kahramanlığında üstümüze yok. Ben burada duyarlılığı artırmak, dikkati üzerimize çekmek için protestomuzu, suyun özelleştirilmesine karşı duruşumuzu bir kez daha sergilemek için yaptım doğrusu. Çünkü şu anda bir özel şirkete su kaynaklarımız devrediliyor. Türkiye’den gelen su dahi devlet kontrolünde olmayacak, özel bir şirketin kontrolünde olacak ve bu şirket de tekel olacak. UBP’li Bakan Sunat Atun da buna ‘tarihin en büyük özelleştirme operasyonu’ diyor. Özelleşme ve liberal ekonomi politikaları bile rekabetten yanadır. Liberal politikalar hiçbir zaman tekelciliğe taraf olan politikalar olmadı. Bunlara vahşi kapitalist politikalar olarak bakarsanız, liberal ekonomi anlamında bile değildir. “ 

“SUYUN TİCARİLEŞMESİNİ KABUL ETMEKTE ZORLANIYORUM” 

Çakıcı, özelleştirmenin karşısında olduklarını ısrarla söylediklerini, ayrıca sadece su konusunda değil her konuda özelleştirmeye karşı olduklarının altını çizdi. CTP-BG Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’ın su konusunu kamu & özel ortaklığı olarak lanse ettiğini savunan Çakıcı, burada böyle bir ortaklık olmayacağını öne sürdü. 

Çakıcı, sözlerine şöyle devam etti; 

“Öyle olsa dersiniz ki, kamu da işin içindedir, %51’i kamunun elindedir %49 özeldir. Veya yarı yarıyadır da ağırlıklı kamudur. Altın hisseler kamudadır. Dolayısıyla, kimse bizim üstümüzden kar amaçlı bir yönetimde olmayacak. Daha çok devletin kontrolünde, devletin işletmesinde, devletin dağıtımında, devletin para toplamasında bir süreç olacak su. Ki su bunların en önemlisidir. Ben bu stratejik konuların hepsine baktığımda, suyu en temel madde olarak görüyorum. Suyun ticarileşmesini kabul etmekte zorlanıyorum.” 

“ÖZELLEŞTİRME HEDEFLENDİ, HİÇ KAYNAK AYRILMADI” 

2008’li yıllardan beridir bu projeler ortaya çıktığı zamanlarda Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin iktidarda olduğunu ifade eden Çakıcı, 2009’dan sonra Ulusal Birlik Partisi’nin iktidara geldiğini, 2013’ten sonra yine CTP’nin iktidar olduğunu söyleyerek, Tarım Bakanlığı gibi suyla ilgili birimlerin ya UBP ya da CTP’nin ellerinde olduğunu vurguladı. Çakıcı, CTP-BG Genel Başkanı Talat’ın serzenişini doğru bulmadığını ifade etti. 

Mehmet Çakıcı şu ifadeleri kullandı; 

“Yap-işlet-devret modeli ile özelleştireceklerini hedefledikleri için, devletin bunu yönetebileceklerini düşünmedikleri için veya öyle bir planları projeleri olmadığı için, bir yere kaynak da koymadılar. Su gelmeye başladı, ihaleleri gelmeye başladı. 2013’te iktidar oldunuz, Tarım Bakanlığı’nı aldınız ve önünüze 3 yılınız var. Hiç mi yatırım için hazırlık yapmazsınız? Hep özelleştireceğini hesap ettiğin için, bunun hazırlığını ne stratejik olarak yaptın, ne de 3 yıl içinde bir kaynak ayırdın. Hiçbir bütçende kaynak yoktur. Ben suyu kendim yöneteceğim demedin.” 

“BELEDİYELER YALNIZ KALIYORLAR” 

Gündeme başka konular girdiği zaman su konusunun kolaylıkla saklandığını vurgulayan Çakıcı, su olayının yüzyılları etkileyeceğini, diğer olayların 30 yılı etkileyeceğine işaret etti. 

Anlaşmada bir üst kuruldan bahsedildiğini dile getiren Çakıcı, bu üst kurulun Su İdaresi’nin de üstünde olacağına dikkati çekerek şöyle dedi; 

“İstemeyen belediye bu sudan almayacak diyor ama belediyelerin böyle bir şansı yoktur. Artık yedek parça borusu yok. Yedek parça motoru da yok artık. Sistemin dışında kalanlar pahalı ödeyecekler. Kendi yatırım yapacak. Zaten devletin buna katkısı yoktur. Bu bir devlet vizyonu olabilir. Bu bir hükümet vizyonu olabilir. Belediyeler yalnız kaldığında bunu yapabilecek durumda değiller. Yalnız kalıyorlar.” 

“BİRİNCİ GÜNDEN İTİBAREN ÇOCUĞUN YAŞAMA HAKKI VARDIR” 

Toplumcu Demokrasi Partisi Milletvekili Mehmet Çakıcı konuşmasında, son günlerde gündemden düşmeyen kürtaj skandalı olayıyla da ilgili değerlendirmede bulunarak, dünyada kürtaj izninin değil, kürtajın yapılıp yapılmamasının bir tartışma konusu olduğuna dikkati çekti. Bazı ülkelerin kürtaj yapılmasına bile hiç izin vermediğini ifade eden Mehmet Çakıcı, bazı ülkelerin ise belli haftalardan sonra sınırlamalar getirdiğini, bunun da kürtaja izin verilen noktaya gelme anlamında olduğunu kaydetti. TDP Milletvekili Mehmet Çakıcı şunları söyledi: 

“Bunun canlılık tartışması başka bir tartışmadır. Tek hücre spermle birleştiği andan itibaren çocuk büyümeye başlıyor. Ve canlılık tartışması orada başlar. “Canlılık” kelimesi 8. Veya 9.haftada meydana gelmez. Birinci günde meydana gelir. Yaşam hakkı derseniz, birinci günde artık o canlıdır, birinci günden itibaren onun yaşam hakkı vardır. “