İngiltere Başbakanı David Cameron'ın bugün başlayacak çalışma ziyaretinde, "altın çağını yaşıyor" dediği Türkiye-İngiltere ilişkilerinde iki ülkeyi ilgilendiren Avrupa Birliği (AB), Kıbrıs sorunu, IŞİD ile mücadele, Suriye krizi, İran ile yürütülen müzakereler ve Rusya gibi birçok ikili, bölgesel ve uluslararası konu masaya yatırılacak.

İlk AB dışı ziyaretini 2010 yılında göreve geldikten sonra Türkiye'ye yapan Muhafazakar Parti'nin Genel Başkanı Cameron, ikinci Türkiye ziyaretinde, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşecek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından da kabul edilecek.

Ekonomi ve Dış Politika Araştırma Merkezi (EDAM) Başkanı Sinan Ülgen, Cameron'ın ziyaretinin "hem Türkiye'de hem AB'de iyi bir liderliğin oluşmasının ardından yapılmasının önemli olduğunu" dile getirdi.

Ülgen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İngiltere'nin 1973 yılından bu yana sürdürdüğü AB üyeliği konusunda kendi içindeki bölünmüş tutumunun ve referandum olasılığının, bu ülkenin AB içerisindeki ağırlığını zayıflattığını söyledi. Ülgen, "Bu İngiltere'nin, Türkiye'nin AB üyeliğinde karşılaştığı engellerle mücadele gücünü de zayıflatıyor. Bu tabii Türkiye-AB ilişkileri açısından olumsuz bir etken" dedi.

İngiltere Başbakanı Cameron, lideri olduğu Muhafazakar Parti gelecek yıl mayıs ayında yapılacak genel seçimi kazanırsa önce AB ile ilişkilerde müzakereler yürütmek, daha sonra ise ülkenin Birlikte kalıp kalmamasıyla ilgili referandum yapmak istiyor.

Kıbrıs müzakerelerinin askıda olmasının da görüşmelerde gündeme geleceğini ifade eden Ülgen, Ankara'nın çözüm yönünde garantör ülke olan İngiltere'nin Rum kesimine baskı yapmasını talep edeceğini kaydetti. İngiltere'nin görüşmelerde, askıda bulunan Kıbrıs müzakerelerinin yeniden başlaması gerektiği mesajını vereceğini söyleyen Ülgen, tarafların müzakerelere son bir şans tanımak istediğini dile getirdi.

"İNGİLTERE, TÜRKİYE'DEN HAVA ÜSLERİNİ AÇMASINI İSTEYECEKTİR"

Suriye'deki durumun ve IŞİD'e karşı mücadelenin de görüşmelerde ön planda yer alacağını belirten Ülgen, Cameron'ın IŞİD'le mücadelede Türkiye'den daha fazla destek talep edebileceğini söyledi. Ülgen, "Yalnız burada çok net bir ilerleme beklemek pek gerçekçi olmayacak çünkü Türkiye'nin bu konudaki şartları belli, daha önce de ifade edildi. Ancak İngiltere bu koalisyona katılan ve destek veren ülkelerden biri olarak Türkiye'nin daha fazla müdahil olmasını ve hava üslerinin koalisyona açmasını isteyecektir" diye konuştu.

Türkiye'nin Suriye sınırındaki kontrollerin ve geçişlerin sıkılaştırılması ile İngiltere'deki yeni terörle mücadele yasa taslağında da yer alan havayollarının yolcu listelerini İngiliz yetkililerle paylaşması konusunun  da görüşmelerde gündeme gelmesi öngörülüyor.

Yaklaşık 500 İngiliz vatandaşının Suriye ve Irak'ta IŞİD saflarında savaştığı ve bir kısmının Birleşik Krallık'a döndüğü tahmin ediliyor. İngiltere'deki yeni terörle mücadele yasa tasarısı, IŞİD saflarında savaşmaya giden İngiliz vatandaşlarının pasaportlarına el konulması ve pasaportlarının iptali, gümrük polisine yeni yetkiler verilmesi ve havayollarının yolcu listelerini paylaşması gibi önlemleri içeriyor.

RUSYA'YA YAPTIRIMLAR DA MASADA

EDAM Başkanı Sinan Ülgen, Suriye'nin geleceği, İran ile yürütülen müzakereler gibi konuların yanı sıra Rusya konusunun da görüşmelerde ele alınmasının beklendiğini kaydetti. Cameron'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye'ye ziyaretinden birkaç gün sonra Ankara'ya geleceğine dikkati çeken Ülgen, "Putin ile imzalanan anlaşmalar Avrupa içerisinde birtakım eleştirilere neden oldu. Tabii ki Türkiye AB üyesi olmadığı için AB'nin yaptırımlarına uyması beklenmiyor. Rusya'nın Batı ile ilişkileri, bu bağlamda alınabilecek tedbirler ve Türkiye'nin oynayabileceği rol konusunda Cameron'ın bir gündem maddesinin olduğunu düşünüyorum" ifadesini kullandı.

İngiltere Başbakanı Cameron 2010 yılında göreve geldikten iki ay sonra Türkiye'ye yaptığı resmi ziyarette, Türkiye'nin İngiltere'nin önemli bir dostu, hayati ticaret ortağı ve güçlü bir NATO müttefiki olduğunu söylemiş ve iki ülke ilişkilerinin altın çağını yaşadığını dile getirmişti. İstanbul'da geçen ay dördüncüsü yapılan ve 2011 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Londra ziyareti sırasında kurulan Türk-İngiliz Tatlıdil Forumuyla ise ikili ilişkilerin yanı sıra küresel ekonomiden güvenliğe, enerjiden uluslararası ilişkilere kadar birçok konu masaya yatırıldı.

Cameron'ın Türkiye'ye gittiği 2010 yılında, On Birinci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kraliçe İkinci Elizabeth'in davetlisi olarak İngiltere'ye resmi ziyarette bulunmuş ve ülkenin önde gelen düşünce kuruluşlarından "Chatham House" ödülünü almıştı. İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth, 2008 yılında Türkiye'yi ziyaret etmişti.

İKİLİ TİCARET VE YATIRIMLAR HIZLA ARTIYOR

İngiltere Başbakanı Cameron'ın ziyaretinin, Türkiye ve İngiltere arasındaki ikili ticari ve ekonomik ilişkileri güçlendirmesi de bekleniyor. İngiltere, Türkiye'nin toplam ihracat sıralamasında Almanya ve Irak'ın ardından üçüncü sırada geliyor. Irak'taki jeopolitik gerilimler nedeniyle bu ülkeyle ticari ilişkilerin aksaması İngiltere'nin Türkiye'nin ihracat pazarında daha da önem kazanmasına neden oldu.

Türkiye'nin İngiltere'ye bu yılın ekim ayına kadar yaptığı toplam ihracatı 9 milyar 927 milyon dolarla tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. İngiltere'ye yılın başından ekim ayında yapılan ihracat yüzde 11,6, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 13,2 ve son 5 yılda ise yüzde 76,4 yükseldi.

2002'de yaklaşık 5,5 milyar dolar olan Türkiye ile Birleşik Krallık arasındaki ticaret hacmi, 2013'te 15,1 milyar dolar seviyesine yükseldi. Türkiye'nin Birleşik Krallık'a ihracatı geçen yıl 8,7 milyar dolar, Birleşik Krallık'tan ithalatı ise 6,2 milyar dolar olarak gerçekleşti.

İki ülke 2010 yılında 9 milyar dolar olan ortak ticaret hacmini 2015 yılına kadar ikiye katlama (17,8 milyar dolar) amacını açıklamıştı. Mevcut veriler ışığında iki ülke, 2010 yılında belirlediği ortak ticaret hedefine yaklaşmış oldu.

"İKİLİ TİCARETİN HIZLA ARTTIĞINI GÖRÜYORUZ"

 Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olan Avrupa'da ekonomik iyileşmenin tahmin edilenden daha zayıf seyretmesine ve uzmanlara göre resesyon ve deflasyon risklerinin halen devam ediyor olmasına rağmen, Türk ihracatçılar İngiltere pazarını G-7 ülkeleri içerisinde en güçlü büyümeyi kaydetmesi açısından yakından takip ediyor.

Türk Lirası'nın İngiliz Sterlin'i karşısındaki değeri ise İngiltere'de ithalat yapan firmaların fiyat rekabeti nedeniyle Türkiye'ye daha yakın ilgi göstermesine neden oluyor. İngiltere Başbakanı Cameron'ın Türkiye ziyaretinin ekonomik boyutunu AA muhabirine değerlendiren merkezi Londra'da bulunan Capital Economics'in İngiltere ekonomisti Samuel Tombs, "İngiltere, ekonomisinin yeniden dengelenmesini ihracatını artırarak sağlamak istiyor. Bunu da Avro Bölgesi'nden ziyade daha hızlı büyüyen gelişmiş ülkeler üzerinden sağlamak istiyor. Türkiye, bu ülkelerden biri" dedi.

İngiltere'nin Türkiye'ye olan ihracatının toplam ticaret potansiyeli içerisinde küçük bir payı olduğunu belirten Tombs, "Fakat ikili ticaretin hızla arttığını görüyoruz. İnanıyorum ki Başbakan Cameron'ın ziyareti daha fazla ticaret ilişkisinin oluşması açısından iki ülke için destekleyici olacaktır" ifadesini kullandı.

Türkiye'de yaklaşık 2 bin 500 İngiliz şirketi faaliyet gösterirken, yakın zamanda Yıldız Holding'in İngiltere'nin en büyük bisküvi üreticisi 184 yıllık United Biscuits'i satın alması Türk şirketlerinin Avrupa'daki inorganik büyümesi açısından en dikkat çekici örnek oldu.

Dünyanın en köklü finans merkezlerinden Londra'da geçen hafta yatırımcılarla görüşen yapan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, İngiltere'de ilk kez Türkiye'ye karşı bu denli yoğun bir ilgi ile karşılaştığını belirterek Türkiye'ye yönelik yatırımcı algısının olumluya döndüğünü söylemişti.