Eniz Orakcıoğlu

Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Armağan Candan, siyasetin geldiği aşamada parlementer sistemin tartışmaya açılması gerektiğini vurguladı. Candan, "40 yılda 39 hükümet kurulmuşssa artık bu yapının işlevi ve işlerliği sorgulanıp tartışılmalıdır dedi.

CTP-BG Güzelyurt milletvekili Armağan Candan, Siyasette bir türlü  istikrar sağlanamadığını belirterek, “40 yılda 39’uncu hükümetin kurulması siyasi istikrarsızlığın boyutlarını ortaya koymaktadır. Dolayısıyla da bu siyasi istikrarsızlık ekonomide istikrarsızlığa ve ülkemizde birçok işin yolunda gitmemesinin nedenlerinden bir tanesi olarak karşımızda durmaktadır. Ben bu sistemin de yavaş yavaş sorgulanması gerektiğini ve geçmiş örneklerden ders çıkartılarak, yaşadıklarımızdan bazı şeyleri öğrenmemiz gerektiğini düşünüyorum. Biz parlementer sistemle yönetilmekteyiz, Cumhurbaşkanı devletin başkanı olarak Kıbrıs konusu ile alakalı toplum lideri olarak görüşmeleri sürdürüyor, ama onun dışında sembolik bir yapısı vardır. Parlamenter sistem ise Başbakan ve bakanlar ve kabineyle yürütülmektedir. Mecliste ise şu an 3-4 partili bir yapımız sözkonusu. Belki de önümüzdeki yıllarda bu sayı daha da artacaktır. Bu parçalı yapı devam edecek ve hep  koalisyonlar üretilmeye devam edecek. Kısacası bir partinin tek başına iktidar olması sistemimize göre çok zor ve bu çok ender olan bir durumdur” dedi.

“Güney’de başkanlık sistemi var”

Güney Kıbrıs’taki yapıyı da değerlendiren Candan, “Güney’de başkanlık sistemi vardır ve milletvekilleri 5 yıllığına vekil olarak seçilirler ve 5 yıl boyunca vekillik yapar. Başkan ise genelde milletvekili olmayan ve ama çeşitli siyasi hassasiyetleri olan kişilerden seçilir. Başkan, başkanlık seçimi öncesinde kurmuş olduğu koalisyona  ilişkilerle dengeli olarak çok büyük oranda dışardan bakanları atar. Eğer bakan olarak milletvekillerinden birini atarsa da o milletvekilinin vekilliği düşer. Genelde milletvekilleri bakan olmadığı için, koalisyona ve hükümete sorun çıkaracak noktada olmazlar. Ama bizde hükümetlerin kurulup bozulduğu, başka partilerin kurulduğu, sırf bakan olunamadı diye güvenoyu verilecek mi diye konuşulan, bir siyasi yapı mevcut” şeklinde konuştu.

“Başkanlık sistemine geçmek konuşulmalı”

Candan, sözlerine şu şekilde devam etti; “40 yılda 39 hükümet kurulmasından da anlayabileceğimiz üzere mevcut sistemimiz bir istikrarsızlık üretiyor ve artık ciddi ciddi başkanlık sistemini konuşmamız gerekiyor. Yeni seçim sisteminin önemli bir değişiklik ama yine de başkanlık sistemine geçilmesi daha temeldir. Bu anlamda esas meseleyi çözecek olan insanları nasıl seçip oraya gönderdiğimizden ziyade oraya girdikten sonra orada nasıl bir üretim yapılabiliyordur. Bu sebeple de siyasi istikrar ve ekonomik istikrar anlamında kökten çözüm istiyorsak başkanlık sistemine geçmeliyiz. Güneyde hiçbir zaman koalisyon bozuluyor, hükümet düşüyor, erken seçim oluyor gibi tartışmalar duyamazsınız. Başkan 5 yıllığına seçilir ve siyasi yapılanmaya göre çok seyrek de olsa bakanlarını değiştirir ama bu çok az olan bir durumdur, genelde bakanlar 4 veya 5 yıl görev süreleri devam eder. Meclis de Parlamento yapar ve hiçbir milletvekili de bakan olamadı diye küsmez ama biz bunları yaşıyoruz. Dolayısıyla da meclisin yarısının paralize olduğu ve meclisin bütün yükünün 10-15 milletvekiline kaldığı bir durum yaşıyoruz.”

“Saçma sapan bir yapı içerisinde dövünüp duruyoruz”

 2 buçuk, 3 yıldır parlemento da görev yapan bir parlamenter olarak başkanlık sisteminin ciddi ciddi konuşulması ve ileriye götürülmesi gerektiğini belirten Candan, “Ciddi anlamda çok büyük bir enerji ve zaman kaybı yaşıyoruz. Örneğin bir hükümetin kurulduğu ilk günden başlayarak ne zaman bozulacağını konuşuyoruz ki böyle bir durum dünyanın hiçbir yerinde yaşanmamaktadır. Dolayısıyla da gereksiz bir sürü şey içerisine giriyoruz ve sağlıksız saçma sapan bir yapı içerisinde dolanıp, dövünüp duruyoruz. Birçok insanın ve bazı siyasetçiler dahil başkanlık sistemine sıcak baktığını biliyorum” diye konuştu.

“Rumlar uçar biz geriye gideriz”

Başkanlık sisteminin dengeler üzerine kurulması gerektiğini vurgulayan Candan, “Güney’e bakıldığında parlamentosu, bakanlar kurulu, diğer dengeleyici unsurları olan yargı ve ombudsman gibi kurumlarla işleyen bir sistem var. Eğer çözümden sonra da biz bugünkü gibi bu sistemde sürekli olarak siyasi istikrarsızlık üreten bir noktada olmaya devam edersek bu anlaşmanın getireceği faydalardan Rumlar yararlanıp uçarlar, biz yerimizde sayar, daha da geriye gideriz” şeklinde konuştu.

“Sorunlar yaşanacak”

Açıklamalarında dün meclisten Güvenoyu alan UBP-DP hükümetine yönelik değerlendirmelerde de bulunan CTP Milletvekili Candan,  hükümetinin azınlık olmasından dolayı önümüzdeki süreçte sıkıntılar yaşayacağına vurgu yaptı.

Armağan Candan sözlerini şöyle sürdürdü:  “Nisabın sağlanamamasından tutun da, komitelerin etkin çalışamamasına, yeterince yasa üretimi yapılamamasına kadar sorunlar yaşanacaktır. CTP’nin hükümette olduğu ve 21 milletvekili ile temsil edildiği mecliste bir önceki yasama dönemine göre yüzde yüzün üzerinde 2 katından da fazla bir yasa üretimi gerçekleşti. Birçok önemli ve ciddi yasa çalışmaları yapıldı ve bu yasalar geçirildi” diye konuştu.

“2 parti federal çözüme sıcak bakmıyordu”

Açıklamalarında, Kıbrıs Konusunda çok önemli bir aşamaya geçildiğini belirten Armağan Candan, “Çok ciddi kesin siyasi kararların verilmesi gereken, al ver sürecinin yaşanacağı bir döneme giriliyor. Bu dönemde Kıbrıslı Türklerin dünya başkentlerinde, Avrupa Birliğinin merkezlerinde, çeşitli uluslararası kuruluşlara çok aktif bir şekilde diplomasi ve lobi faaliyetleriyle Kıbrıslı Türklerin pozisyonunun anlatılması gereken bir dönem. Sayın Tahsin Ertuğruloğlu’nun sağlık durumundan dolayı bu anlamda  ne kadar aktif olacağını da göreceğiz. Ama bunun da ötesinde siyaseten Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı ile uyumlu, süreçte Kıbrıs Türk tarafını zora sokmayacak ve zayıf düşürecek adımlardan kaçınarak bu yolun yürünmesi gerekmektedir. Sayın Akıncı hassasiyetlerini hükümeti kurarken Sayın Özgürgün’e de ifade etmişti. Bunun yanında bu iki partinin siyasal geçmişlerine baktığımızda bir Federal çözüme sıcak bakmadıklarını, bir takım geçmiş alışkanlıkların devam edebileceğini de biliyoruz” dedi.

“Çok ciddi çalışmalar var”

Cumhurbaşkanı şemsiyesi altında müzakerelerde dışişleri personelinin çok ciddi bir mesai yürütüldüğüne dikkat çeken Candan, “Gerek siyasi, gerek AB’ye uyum anlamında, Dünya Bankası, Avrupa Yatırım ve merkez bankası birde İMF ile yürütülen çok ciddi çalışmalar var. Kısacası 20 den fazla başlıkta Kıbrıs Türk tarafının uyumunun sağlanması için müzakerelerin yanında çok ciddi ikinci bir yol yürünüyor ki, bir çözüm sonrasında Kıbrıslı Türkler olarak maksimum derecede yararlanabilelim” şeklinde konuştu.

“30 yıldır batık durumdayız”

Armağan Candan, Kuzey Kıbrıs'ın başta Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünden de kaynaklanan ekonomik anlamda "Batık" bir durumda olduğuna işaret ederek,

 “Kuzey Kıbrıs’ın kendine özgü bir yapıya girmiş olması ve dünyadan kopuk izole bir hayat sürmemiz, normal ticaret yapamayan, ulaşımı rahat olmayan bir yer olmamız bu yaşadıklarımızda en büyük etkenlerden. Kısacası dünyada 196  devlet varken birde biz varız. Doğu Akdeniz’de bu kadar önemli bir stratejik noktada, Avrupa-Asya arasında bu kadar önemli doğal güzellikleri olan, ticaretin geçtiği yerin kavşağında olan, enerji kaynaklarının hemen yanı başında hatta üzerinde oturan bir yer olmamıza rağmen Kıbrıs Sorununun çözümsüzlüğü hem Kıbrıslı Rumları hem bizi vurdu, bizi daha da fena vurdu. Mevcut imkânlarımız içinde en iyisini yapmalıyız ama asla Kıbrıs Sorununu da çözersek mevcut sorunlarımızı da çok daha kolay ve hızlı çözebileceğimizi unutmamalıyız, gereken özeni göstermeliyiz” dedi.

“Siyaset ihtiyaca karşılık verdi”

CTP Milletvekili Armağan Candan, açıklamalarında geçtiğimiz günlerde meclisten "Oy birliğiyle" geçen Seçim ve Halkoylaması yasasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Candan, “Bu anlamda bir ihtiyaç ve kamuoyu yıllardır oluşmuştu. Dolayısıyla da siyasette buna karşılık vermiş oldu. Siyasi partiler seçim bildirgelerine ve hükümet programlarına da bunu koymuştu. Dolayısıyla artık herkes herkese oy vere bilecek. Eski sisteme göre mühür vurduğunuzda tek partiye 16 tercih kullanıyordunuz ya da o 16  tercihinizi çeşitli partiler arasında, çeşitli milletvekili adayları arasında bölüştürüyordunuz. Artık 50 tercihiniz var. İsterseniz yine bir siyasi partiye mühür vurup 50 tercihin tamamını o partiye, farklı ilçelerden adaylara verirsiniz, ya da 50 tercihinizi partilere böler karma yapıp yine ilçelerden farklı adaylara bölüştürürsünüz. Bu yeni sistemle seçmenin örnek oy pusulasını alıp üzerinde biraz çalışma yapması da gerekecektir, çünkü özellikle karma oylarda en az 24 en çok 50 kişiye oy verileceği için bu biraz daha zor olacaktır.”

“Hükümet konusunda endişelerim var”

Yeni kurulan UBP-DP hükümeti ile ilgili ciddi endişeleri olduğuna dikkat çeken Candan, “Kıbrıslı Türkler CTP’nin hükümette olmadığı dönemde çok ciddi yaralar almıştı. Gerek vatandaşlık, gerek istihdam konusuna, gerekse memleketimizin kaynaklarının çar çur edilmesine kadar birçok anlamda yaralar almıştı. Sağ partiler umarım eski hatalardan ders çıkarmıştır, sorumlu ve siyaseten daha adilane bir anlayışla hükümet ederler, çünkü günün sonunda hükümet onlardır. Dolayısıyla her alanda nasıl davranacaklarını göreceğiz ve yanlış gördüğümüz noktada deşifre edeceğiz. Toplumla bunları paylaşacağız ve toplumun şikâyetlerinin sözcüsü olacağız. Hükümetin yoldan çıkmaması, pusulasını şaşırmaması için rehberlik edeceğiz” diye konuştu.

“Geçtiğimiz süreci değerlendiriyoruz”

Candan, sözlerine şu şekilde son verdi; “CTP gerek parti meclisi toplantılarında, gerekse ilçelerde parti tabanı ve parti örgütleri ile yapılan toplantılarda geçtiğimiz süreç değerlendiriliyor. İnsanlar bu süreci nasıl algıladı? Nasıl değerlendiriyor? Ne hatalar yapıldı? Doğrular nelerdir? Neler kazanıldı ya da kaybedildi? Gibi konu başlıklarını konuşup değerlendiriyorlar. Bu noktada önümüzdeki süreci, yapıcı bir şekilde ortak akıl çerçevesinde değerlendirebileceğimizi düşünüyorum. Daha tecrübeli arkadaşlarla, daha yeni siyasete girmiş ya da belli bir süredir siyaset yapan arkadaşlarımızın düşünceleri de önemlidir. Bu bağlamda bizde eski hatalarımızdan ders çıkarmak zorundayız. Günün sonunda sadece kadroların değişimi değil, ama siyaseten de toplumu doğru anlayarak, toplumu ileriye götürmek zorundayız ve böyle bir misyon sahibiyiz. CTP’nin de pusulası eksiklerin özne olduğu, her insanın hayatını daha özgür yaşayabildiği bir ortam yaratılmasıdır. Elbette ki ekonomik anlamda daha refah içinde ve bu refahın daha eşit dağıtıldığı bir pusuladır. Bunun önünü açacak en önemli unsurda Kıbrıs sorununun çözülmesidir.”