Özlem Çimendal

Bölgecilik ve partizanlığı ortadan kaldırmayı amaçlayan ve geçtiğimiz gün Meclis’te oy birliğiyle geçen Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nı Yeni Bakış’a değerlendiren çeşitli partilere mensup  milletvekili ve siyasi parti temsilcilerinin yasa konusunda kafaları karışık. Görüş belirten siyasilerin bir kısmı tek bölgeli seçim sisteminin amacına ulaşabilmesinin iyi anlatılmayla mümkün olacağını savunurken, bir kısmı ise, arzu edilen çarşaf liste olmadığını, bölgeciliğin ve partizanlığın ortadan kalkmasının yasalarla değil, partilerin gösterdikleri aday kalitesi ve vekilleri seçecek olan vatandaşların da ince eleyip sık dokumasıyla mümkün olacağını savundu.  Halkın Partisi Merkez Yürütme Organı Üyesi Esengin ise yasanın hedeflendiği gibi bölgeciliği ortadan kaldıracağına inanmadıklarını söyledi.

TDP Milletvekili Zeki Çeler: Arzu edilen bir çarşaf listesi değil

Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nın arzu edilen tek bir çarşaf listesi olmadığını söyleyen Toplumcu Demokrasi Partisi Girne Milletvekili Zeki Çeler, “Esas arzu edilen tek bir listeyle bugün yaşanan bölgeciliğin tamamen ortadan kalkmasıydı ama bu sistemi geçiş ve başlangıç olarak kabul edebiliriz” dedi.

“Bölgecilik ve partizanlık yasalarla değil, vekillerin kalitesi ve halkla önlenir”

Çeler, bölgeciliğin ve partizanlığın ortadan kalkmasının yasalarla değil, partilerin gösterdikleri aday kalitesi ve vekilleri seçecek olan vatandaşların da ince eleyip sık dokumasıyla ülkede gerçek hizmetin yakalanacağını ve yasanın amacına hizmet edeceğini ifade etti. Çeler, bu zihniyet değişmediği sürece yasalarla yapılan düzenlemenin de bir yarar sağlayacağına inancı olmadığını belirterek, “Ben şahsen bir şeyin değişeceğini sanmıyorum” dedi.

“Her şeyden önce toplumun siyasi kültürü değişmeli”

Her şeyden önce toplumun siyasi kültürünün değişmesi gerektiğine inanç belirten Çeler, “Bir milletvekilinin transferinin gerçekleşmemesi için yasak koyuyoruz. Vatandaş bu milletvekillerini seçmemek yerine, seçelim ama transfer olmasınlar diye yasa yapın noktasındadır” şeklinde konuştu.

“Hiçbir zaman Meclis önerilerde bölgecilik yapmadım”

Kendisinin partisi adına Meclis’e sunduğu önerilerde hiçbir zaman bölgeci bir tutumun gözlemlenmeyeceğine de işaret eden Çeler, “Bugüne kadar sunduğum yasa önerilerinin hiçbirinde bölgecilikle ilgili bir durum söz konusu değildi. Askerlik Değişiklik Yasa Önerisi’ni sunduğumda sırf Girne'li erkekler değildi askere giden ki oy kaygısı nedeniyle bunu yapayım. Ya da gençlerin yaz burslarının kesilmemesi için milletvekillerinin de yazın maaş almaması önerim de keza aynı şekilde. Yine bu gençler sadece Girne'li burs alan öğrenciler değildi.

“Toplumun geneline hizmet bir vekilin içinde olmalı”

“Bir vekilin kendi içinde olması gerekir toplumun bütününe hizmet etmek” diyen Çeler, “Ama maalesef aramızda bazı arkadaşların ısrarla bölgecilik yaptığını, özellikle bakanlık mevkisine geldikten sonra bu bölgeciliği tamamen uyguladıklarının görülmesiyle doğal olarak toplumun da yasa yapılmasını talep etmesi sonucu geçen bir yasadır bu” şeklinde konuştu. Çeler,  “Ancak esas değişmesi gereken şey zihniyetti” dedi. 

“Adaylar kendilerini tanıtmak için köy köy gezecek”

Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nın çok karmaşık görülmesine rağmen sorumluluk sahibi tarafların bu sistemi çok iyi anlatması halinde yararlı olacak bir işleyişe kavuşacağını savunan Çeler, “Sistem iyi anlatıldığı takdirde bir zorluğu olmadığı ortaya çıkacaktır. Ancak burada esas konu, bu sistemle birlikte Meclis’te yasa yapan vekil bulamayacağız. Herkes kendisini tanıtsın diye köy köy gezecek” şeklinde konuştu.

“Yeni siteme göre İskele’de Mağusalıların istediği vekil çıkacak”

Yasanın bölgeciliği tamamen ortadan kaldırmayacağına dair tereddüdünün kotaların hala mevcut olduğu noktasında olduğunu söyleyen Çeler, “Lefkoşa’nın Güzelyurt’a vereceği oylarda adayların içerisinde, yoğunluklu olan bölgelerde diğer bölgelerdeki adayların çok iyi olsa bile veya istenilmese bile kazanmasına ya da kaybetmesine neden olacaktır. Örneğin, Lefkoşa’daki karma veya tercih oyları Girne veya Güzelyurt’taki adayların belirlenmesine neden olacak. Böylelikle Lefkoşalıların istedikleri Girne ya da Güzelyurtlu adaylar seçilecek. Evet Meclis’te 6  Güzelyurt'lu olacak ama Mağusa’daki ve İskele’deki nüfusa baktığınız zaman İskele’de Mağusalıların istediği İskeleli'ler girebilecek” diye konuştu.

“Adayları parti ayrımı yapmaksızın ince eleyip, sık dokusunlar”

Vatandaşlara çağrı yapan Zeki Çeler, “Milletvekillerine oy verecekleri zaman, var olan milletvekillerinin icraatlarına yeni gelecek olan adayların da tümüne parti bakmaksızın muhakkak göz geçirerek incelesinler. TV ve radyo programlarındaki performanslarına, gazetelerdeki açıklamalarına, kişilerin sosyal medya üzerinde yaptıkları açıklamaların tüm hepsine göz atıp inceleyerek, analiz yapsınlar. Hatta görüşme imkanları varsa bire bir görüşerek tanımaya çalışsınlar vekilleri ve artık tam anlamıyla vatandaş belirlesin vekilleri” dedi.

“Adayların analizleri iyi yapılmazsa sonuç yine hayal kırıklığı olur”

Kuzey Kıbrıs'ın  siyasi yaşamında bundan sonraki süreçte vatandaş tarafından ince elenip sık dokunarak seçilen vekillerin çok önemli olacağına işaret eden Çeler, “Aksi takdirde yine büyük bir hayal kırıklığıyla karşılaşacağız” dedi.

DP Milletvekili Mustafa Arabacıoğlu:

"İyi anlatılmazsa amacı dışında kalabilir"

Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nın dar bölge seçim sistemine göre daha komplike bir seçim sistemi olduğunu söyleyen Demokrat Parti Lefkoşa Milletvekili Arabacıoğlu ise, “Vatandaşa bu sistemin çok iyi bir şekilde anlatılması gerekir, eğer anlatılmazsa amaca hizmet etmesinin dışında kalabilir. Dolayısıyla medyaya, yüksek seçim kuruluna, biz siyasilere sandıklarda görev alacak olan herkese çok büyük görev düşüyor. Biz komitenin içerisinde olan kişilere çok karmaşık gelmese de, en büyük endişem halka eksik açıklama yapılmasıdır. İlk defa sandığa gidip bu sistemde oy kullanacaklar için önemli bir konudur bu” dedi.

“Seçim kabinleri de değişecek”

Yeni sistemle birlikte seçim kabinlerinin de yeni baştan değişmesi gerekeceğini anlatan Arabacıoğlu, “Çünkü çarşaf liste olacağı için listeler de oldukça büyük olacak. Yeni alınan şeffaf sandıkların belki değişmesi gerekir” diye konuştu. Sistemin aşamalarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Arabacıoğlu, “Oylar kullanıldıktan sonra, sandıktan nasıl çıkarılacak, nasıl sayılacak, nasıl tasnif edilecek, nasıl adaylara yansıyacak bunların hepsinin tek tek tartışılarak, açıklığa kavuşturulması gerekmektedir” şeklinde konuştu.

“Taslak oy pusulasıyla sembolik adaylarla şematik olarak açıklanmalı”

Yeni sistemin nasıl işleyeceğinin halka daha net açıklanabilmesi için taslak bir oy pusulası üzerinden partilerin şematik edilerek, sembolik adaylar gösterilerek yapılması ve açıklanması gerektiğini anlatan Arabacıoğlu, işin teknik kısmının görsel bir taslak oluşturularak anlatılması gerektiğini ifade etti. Yeni oy pusulalarının kullanımın nasıl olacağının görsel olarak yansıtılmasının çok önemli olacağının altını çizen Arabacıoğlu, “Komitede taslak bir oy pusulası yaptık. Tanımlama yapılırken, görsellik çok önemlidir” şeklinde konuştu.

“Bölgecilik kalkacak, bölge kotaları korunacak”

Yasanın anlaşılmasının ve uygulanabilirliğinin sağlanmasının önemli olduğunu belirten Arabacıoğlu, “Bölgecilik ortadan kaldırılarak, bölge kotaları koruncak. Bugün Lefkoşa’dan çıkacak vekili sadece Lefkoşa sınırları içerisindeki değil, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içerisinde oy kullanma hakkı olan herkes belirleyebilecek. Aynı şey Karpaz’daki milletvekili için de geçerli olacak” dedi.

“Belli bir kesime hizmet eden milletvekili şansı ortadan kalktı”

Önceden dar bölge seçimlerinde seçilen bir milletvekilinin sadece kendi bölgesine hizmet ederek, orada belli bir kesimi yanına alarak, milletvekili seçilme şansının ortadan kalktığını ifade eden Arabacıoğlu, “Seçim ve Halk Oylaması Yasası bölgeciliğin ve partizanlığın ortadan kaldırılması için bir fırsat yaratacaktır” ifadelerini kullanarak, sistemin amacına hizmet edebilmesinin sistemin iyi anlatılması ve özümsendirilmesine bağlı olacağını savundu.

“Hazırlıklara hemen başlanmalı, 6 ay sonra seçim olabilir”

Sistemin başarıya ulaşması için Seçim Yüksek Kurulu’na, sandık görevlilerine, medyaya, siyasilere ve gözlemcilere büyük görev düştüğüne dikkat çeken Arabacıoğlu, “Aslında hazırlıklara şimdiden başlanması gerekmektedir.  En erken seçim 1 yıl sonra deniliyor ama 6 ay sonra da seçim olabilir. Hükümete 6 ay boyunca güvensizlik önergesi verilemez önümüzde 6 aylık kritik bir süreç var. Bu hükümet 6 ay devam edecek orası kesin ama 6 aydan sonra ne olur bilemiyoruz. Çünkü çok parçalı bir hükümet” dedi.

“6 ayda performans iyileşmezse bağımsızlar desteklerini çekecek”

Olası bir erken seçimin bu 6 aylık sürecin belirleyeceğine işaret eden Arabacıoğlu, “UBP-DP’ye destek veren bağımsızların tavrı devam edecek mi? Önümüzdeki süreç çok kritik. Dolayısıyla bu 6 aylık süreçte hükümetin performansı iyiyse bağımsızlar hükümete devam edecek, ama değilse açık söylüyorum, hükümetten ayrılma pahasına vazgeçecekler bu destekten. Bu riskleri de göz önünde bulundurarak, 6 ay sonra ya da 1 yıl sonra yapılacak seçim için gerekli hazırlıklar yapılmalıdır” şeklinde sözlerini sonlandırdı.

Bağımsız Milletvekili Menteş Gündüz:

"Çarşaf liste söylemine katılmıyorum"

Seçim ve Halk Oylaması Yasası’nın çarşaf liste olarak adlandırılmasına katılmadığını söyleyen Bağımsız Milletvekili Menteş Gündüz ise, çarşaf liste olması için milletvekili adayının yazılı olduğu listenin altına 50  milletvekilinin yazılması gerektiğini ifade etti.

“Sistem kötünün iyisi”

Tek bölgeli seçim sistemini kötünün iyisi olarak değerlendiren Gündüz, “Feodal yapıdaki ilişkilerin iyi olduğu, 300 bin nüfuslu ada ülkesinde bölgeciliğin ve partizanlığın engellenmesi amaç edinilmektedir ancak bunu yaparken de bu sistemin çok iyi açıklanması gerekmektedir” dedi.

“Oybirliğiyle geçmesine rağmen komite bile soru sordu”

 Yasanın oybirliğiyle geçmesine rağmen, komitede olanların bile sistem hakkında soru sorduğunu söyleyen Gündüz, “Bunu halka indirgediğimiz zaman bu sistemde oy kullanıp, kullanamayacak vatandaşlarımız var. Düşünün bir yaşlımızı alıp götürüp bir mühür bastırmakta bile zorluk çekiyorduk, kaldı ki şimdi tek çarşaf üzerinde 50 milletvekili, 5 parti 250  isim, karması var mührü var, kilitlemesi var, kota konuldu, 3’ten ya da 5’ten az olursa oy yanara gibi kurallar var” şeklinde konuştu.

"Yeni sistem zorlayacak"

Yeni sistemin biraz zorlayıcı olacağının altını çizen Gündüz, seçim görevlilerinin de zorlanacağına işaret ederek şu şekilde konuştu: “Kabinler büyüyecek, görevlilerinin çok dikkatli olması gerekecek ve hepimize çok büyük görevler düşecek.”

“Sistem, vatandaşın iradesini bir yerde elinden alıyor”

Sistemin bazı yerlerinde vatandaşın iradesinin halkın elinden alınıyor anlamı çıkarılabileceğine de değinen Gündüz, “Karma oy kullanılırken, kotalar kullanılıyor. Bu kotalarda deniliyor ki örneğin Güzelyurt’un kotası 6’dır ve yarısı kadarının kullanılması gerekmektedir. Yani karmada en az 3 tane kullanılması gerekiyor. Neden 1 tane kullanma şansı olmuyor vatandaşların. Belki vatandaş Güzelyurt’tan 3 tane kullanmak istemeyecek” gibi ufak tefek ibarelerin söz konusu olduğunu ifade etti.

“Sistemin amacına ulaşması için el birliğiyle anlatılması gerek”

Ayrıca tek bölgeli seçim sisteminin bir taraftan feodal ilişkileri engellerken diğer yandan da bazı şeyleri güçlendirdiğine değinen Gündüz, “Örneğin insanları mühür kullanmaya, parti disipliniyle hareket etmeye yönlendiriyor” diye konuştu. Yeni sistemin başarıya ulaşabilmesi için görsel ve yazılı basına çok iş düştüğünü ifade eden Gündüz, “Yazılı ve görsel basınla bizim de katılımımızla bu sistemi en iyi şekilde halka anlatabilmemiz için el birliğiyle çalışmamız gerekiyor” dedi.

Halkın Partisi Merkez Yürütme Organı üyesi Cemre Esengin:

"Bölgeciliği ortadan kaldırmayacak"

Halkın Partisi Merkez Yürütme Organı üyesi ve Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Cemre Günsel Esengin de, yasanın hedeflendiği gibi bölgeciliği ortadan kaldıracağına inanmadıklarını söyledi. Her ne kadar da tek seçim listesi olacağından bahsedilse de, milletvekili adaylarının bölge adayları olarak yer alacaklarını ve bölge kotalarına göre seçileceklerine işaret eden Esengin, “Her ne kadar da Güzelyurt’ta ikamet eden bir vatandaş Lefkoşa listesinden aday çıkan bir kişiye oy verecek olsa da, günün sonunda adayların seçimi kazanmaları, aday oldukları bölgedeki milletvekili kotasındaki sıralamalarına bağlı olacak” dedi.

“Bölgeciliğin kalmayacağı gibi demokratik temsiliyet de sıkıntıya girecek”

Bu durumun bölgeciliği ortadan kaldırmayacağı gibi, demokratik temsiliyet anlamında da ciddi sıkıntılar yaratacağına da işaret eden Esengin, “Çünkü, örneğin Lefkoşa bölgesindeki bir aday Girne bölgesindeki adaydan çok daha fazla oy almasına rağmen kotaya giremediği için seçilemeyebilecektir, bu da seçmenin iradesinin sandığa doğru yansımaması anlamını taşımaktadır” dedi.

“Sadece ilçe adayı değil, tüm ada genelinde aday olunması gerekir”

 Aslında olması gerekenin ilçe adayı şeklinde değil, tüm ada genelinde aday olunması şeklinde gerçekleşmesi gerektiğine vurgu yapan Esengin, “O zaman tam anlamıyla tek bölgeye geçilmiş olunur. Yasadaki ilçe kotası uygulaması ile sözde tek bölge uygulaması yaratılmakta ve yıllardır bölgeciliğin yarattığı partizanlıkların kapısı da açık bırakılmaktadır. Kaldı ki, bizler Halkın Partisi olarak yüzölçümü ve nüfus açısından küçük olan ülkemizde milletvekilliği gibi ciddi bir makama aday olan kişilerin sadece mevcut bir bölge veya ilçe değil tüm ada geneli ile ilgili meselelere hakim olması gerektiği inancındayız” diye konuştu.

Karma oy demokratik değil”

 Yasada karma oy ile ilgili yapılan değişiklikleri de Halkın Partisi olarak olumsuz karşıladıklarına  değinen Esengin, “Seçmene, hem en az 24 adaya oy verme zorunluluğu getiriliyor, hem de her ilçeden en az aday sayısının yarısı kadar adaya oy verme zorunluluğu getiriliyor. Halkın Partisi olarak bu düzenlemenin de demokratik olmadığını ve seçmen açısından karmaşıklığa yol açabileceğini düşünüyoruz” dedi.

“Karma oy kullanmak isteyen dilediği kadar oy vermeli”

Tek bölge seçim sisteminin bir diğer deyişle, karma oy hakkını fiilen vatandaşların elinden alınmasına yol açabilecek bir düzenleme olduğunu savunan Esengin, “Olması gereken, karma oy kullanmak isteyen seçmenin dilediği kadar kişiye oy verebilmesi ve dolayısı ile seçmenin iradesinin ipotek altına alınmayacağı bir düzenlemedir” ifadelerini kullandı.