Dünyada şiddete varan aşırılığın önlenmesi amacıyla yerel yönetimler arasında kurulan Güçlü Şehirler Ağı'nın ilk zirvesi Antalya'da, Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde toplandı. İki gün devam edecek zirveye 18 ülkeden 22 şehri temsilen belediye başkanları, başkan yardımcıları ve valiler katılıyor. 

'SURİYE ÇÖZÜLMEDEN DAEŞ YOK EDİLMEZ'

Zirvenin açılış oturumunda konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bugün Suriye'deki bir sorunun bütün dünyayı doğrudan etkileyen bir niteliğe ulaştığına dikkati çekti. Çavuşoğlu, "Bugün Suriye'deki terör örgütlerine katılmak için gelen yabancı terörist savaşçılar dünyanın 120 ülkesinden geliyor. Demek ki bir yerde radikalleşme, sorun varsa bu sorunun uzandığı alanlar kendi coğrafyasıyla sınırlı değil" diye konuştu. Göç ve mülteci akını, yerinden edilmiş insanların sorunlarının bunlardan biri olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Suriye'deki sorunu çözemezsek DAEŞ ve El-Nusra gibi terör örgütlerini yenmemiz mümkün değil. Onları yensek bile yenileri ortaya çıkacaktır. 4 sene önce DAEŞ diye bir terör örgütü yoktu. El Kaide vardı. 4 sene önce Boko Haram diye de bir terör örgütü yoktu. Ama bakıyorsunuz hepsi birbirine bağlı, kendi aralarında bir network oluşturmuşlar. Yıllardır çözemediğimiz Afganistan'daki Taliban ve benzeri terör örgütleriyle işbirliği yapmaya başlamışlar. Dolayısıyla terörü ve bölgedeki sorunu çözemezsek o sorun yavaş yavaş bize geliyor. Önce Türkiye'ye, sonra Avrupa'ya. Sadece göç akımı olarak söylemiyorum. Biz 3 milyon Iraklı ve Suriyeliyi ülkemizde barındırmaktan rahatsız değiliz. Bugüne kadar tek başımıza 10 milyar dolar harcamışız. Bunu bir yük olarak görmüyoruz. Bize uluslararası camiadan gelen rakam ise 472 milyon dolar. Bu da problem değil. Ama bu insanlar geleceğe yönelik umutlarını kaybetmeye başladığı zaman kendilerine yeni destinasyonlar aramaya başlıyor. Bir baba, anne denizin ortasında kendisi için risk alabilir ama çocuğu için, bebekleri için risk alıyorsa bunun sebebini çok iyi anlamamız lazım."

ÇİFTE STANDART UYARISI

Bu krizlerin de yönetilebilir olduğunu belirten Çavuşoğlu, ancak bunun terör gibi başka yansımaları olduğunu söyledi. Suriye'deki teröre 'Bana ne' dendiği anda gelip Ankara'yı, İstanbul'u vurduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Çifte standarttan da uzak durmamız lazım. Bu terör örgütleri Brüksel'i, Paris'i vuruyor. Paris'i vurduğu zaman hepimiz tepki gösteriyoruz, yürüyoruz. Türkiye'de olduğu zaman bazı açıklamalar oluyor" diye konuştu. Terörün her türlüsüne karşı çıkmak, hedef aldığı her ülke, toplum ve millete aynı duyarlılığın gösterilmesi gerektiğini kaydeden Çavuşoğlu, aksi halde terörle mücadele etmenin çok zor olduğunu söyledi.

'HEPİMİZ FARKLIYIZ HEPİMİZ EŞİTİZ'

Bakan Çavuşoğlu, bir şehirde yaşayan insanların izole edilmesi, dışlanması durumunda radikalizmin de, ırkçılığın da, terörizmin de önüne geçilmesinin mümkün olmadığının altını çizdi. O nedenle 'Hepimiz farklıyız hepimiz eşitiz' anlayışıyla hareket edilmesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, ancak bunun da yeterli olmayacağını söyledi. Durdurulamayan göç akımları karşısında ağlamak yerine 'bu insanları nasıl entegre ederiz' sorusuna cevap bulunması gerektiğini kaydeden Çavuşoğlu ,entegrasyonun asimile etmek olmadığını söyledi.

TÜRKİYE İNSANİ YARDIMDA DÜNYA ÜÇÜNCÜSÜ

Aynı şekilde bir şehrin ekonomik kalkınmasına destek verilmediği durumlarda da sorunların yavaş yavaş tüm dünyaya yayılmaya başlayacağına dikkat çeken Çavuşoğlu, Türkiye'nin son 15 yılda izlediği proaktif dış politika yaklaşımıyla bu konudaki duyarlılığını ortaya koyduğunu söyledi. Afrika açılımının Afrika Ortaklığı'na dönüştüğünü, Türkiye'nin insani yardımlar konusunda ABD ve İngiltere'den sonra dünya üçüncüsü olduğunu ve milli gelire oranla dünyada ilk sırada yer aldığını aktaran Çavuşoğlu, "Yılda 1.7 milyar dolarlık insani yardım yapıyoruz. Aynı şekilde kalkınma yardımlarımızın yıllık miktarı ise 3.4 milyar dolara ulaştı" dedi.

'DAEŞ'İ YOK EDECEK STRATEJİMİZ YOK'

Türkiye'nin dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan sorunu kendi sorunu gibi hisseden anlayışa sahip olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Ankara bugün güvenli değilse Londra da güvenli değil. Tokyo güvenli değilse Lahor da güvenli değil. Küresel sorunlara karşı ortak ve güçlü tavırlar sergilememiz lazım. Bir terör örgütüyle mücadele için başka terör örgütlerine bel bağlamak, ona güvenmek suya düşenin yılana sarılması gibidir. DAEŞ'e karşı 65 ülkeyiz, koalisyon içinde. Fakat DAEŞ'i yok edecek stratejimiz bile yok. Bölük pörçük bazı stratejilerimiz var. Birçoğu da işlemedi. Arazideki başka radikal gruplardan medet umar hale geldik" diye konuştu.

Koalisyonun içinde NATO üyesi ülkelerin de yer aldığına dikkat çeken Çavuşoğlu, dünyanın en etkin 65 ülkesinin bir terör örgütü karşısında aciz kalmaması, daha etkili politikalar üretilmesi gerektiğini söyledi.

KADİR TOPBAŞ: TERÖR BİR SEKTÖR

Zirvede konuşan Dünya Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ise dünyanın birçok yerinde değişik adlarla terörün kendini gösterdiğini ve insanlığı tehdit ettiğini söyledi. Terörizm bugün bir sektör olduğunu söyleyen Topbaş, "Değişik ülkelerde değişik kisveler ve mantıklarla ortaya çıkıyor. Bu sektöre iş havale edilmediği takdirde karşılık, taraftar bulamayacaktır. Dünyadaki son canlı bomba saldırılarını gerçekleştirenler kardeşler ve eşler. Demek ki bir ortak akıl bir üst akıl bunları yönetiyor. 6'sı kardeş bir tanesi aile çift. Paris'teki, İstanbul'daki, Ankara'daki de böyle. Demek ki bir sektör oluşmuş" diye konuştu.

'TÜRKİYE İNSANLIĞI KURTARDI'

Yerel yönetimlerin bu sorunların çözümünde önemli bir paydaş olduğunu belirten Topbaş, bütün insanların yaşadığı yerde mutlu olmalarının sağlanması gerektiğini söyledi. Suriye'den milyonlarca insanın canı pahasına Türkiye'ye kadar geldiğini kaydeden Topbaş, "Türkiye açık kapı politikasıyla bu insanları kabul etti. Türkiye bunu yapmasaydı 'insanlık ölmüş' denilecekti. Türkiye insanlığı kurtardı esasında" dedi.