Antalya'da konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Gülen örgütüyle sadece Türkiye'de değil, yurt dışında da mücadele edeceklerini söyledi; "Dışarıdakileri gidip, getireceğiz, FETÖ'yü de Türkiye'ye getireceğiz. Eğer kanun, hukuk varsa Amerika da FETÖ'yü bize verecek. Diğerlerini de getireceğiz, kulaklarından tutup getireceğiz. Şimdi köprü altlarından, rögarlardan çıkıyorlar. Fare gibi Yunanistan'a kaçtılar, yerin altına girdiler. Nereye girerseniz girin, sizi oradan çıkaracağız ve milletin, şehitlerimizin hesabını sizden soracağız" dedi.

Çavuşoğlu, "22 günde dostun kim olduğunu, Türkiye'nin dostunun kim olmadığını çok net gördüklerini" ifade ederek, birçoğunun hatasını anladığını, "Ne yapacağız, bu işin içinden nasıl çıkacağız" demeye başladığını söyledi.

"Siz 22 gündür gösterdiğiniz utanç tablosuyla, utancınızla kalacaksınız. Onunla yaşayacaksınız. 22 gün sonra aklı başına gelmeye başlamış, bazıları 'düzeltelim Türkiye ile' diyor, 22 gündür nerdesiniz? İnsan haklarından bahsediyorsunuz, kimin insan haklarından bahsediyorsunuz? Havadan bomba atanın hakkından mı bahsediyorsun, o bombaların karşısında göğsüne siper eden kadın, genç çocukların hakkından mı bahsediyorsun? Şehitlerin hakkından mı bahsediyorsun? Zalim hakkından mı mazlumun hakkından mı bahsediyorsun, sen bana onu söyle. İnsan hakları dersi vermeyin bize. İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, demokrasiyi savunan Avrupa Konseyi'nin başkanlığını yapmışım. 47 ülkenin meclisinin başkanlığını yaptık, siz kime hesap soruyorsunuz, kime ders veriyorsunuz? Ders vermeye kalkanların hepsine telefonda cevabını veriyorum, hem de ağır bir biçimde veriyorum."

Mevlüt Çavuşoğlu, ırkçılığın da "FETÖ'nün akımı gibi sapkın bir akım" olduğunu savundu; "Akıl veriyorsun, demokrasi diyorsun da bu darbe girişimi neye karşı yapıldı, Türkiye'de demokrasiyi kastetmedi mi? Meclis, demokrasinin evi değil mi? Peki hukuk diyorsun, benim şehitlerimin, ailelerinin hukuku ne olacak?" ifadelerini kullandı.

Avusturya'ya sert tepki

Asıl sorunun kıskançlık, nefret, İslâm karşıtlığı olduğunu dile getiren Dışişleri Bakanı, şöyle konuştu:

"Ondan sonra da Avusturya Başbakanı çıkmış, 'Avusturya'daki radikal Türkler' diye saygısızlık yapmış. Ben yaklaşık 2-3 ay önce Viyana'da onun Dışişleri Bakanı'na sordum, 'Sebastian, Avusturya'da radikalleşmiş bir tane Türk var mı?' dedim, yok dedi. Şimdi ya Dışişleri Bakanı doğruyu söylemiyor ya da Başbakan yalan söylüyor. Birisi yok diyor, birisi radikal Türk diyor. Radikalizmden bahsedecek olursak Avrupa'da, özellike de Avusturya'da hiçbirisi yüzümüze bakamaz çünkü Avusturya ırkçılığın başkentidir, hem de radikal ırkçılığın başkentidir. Bundan kaç yıl önceydi hatırlamıyorum, Haider diye birisi seçilmişti Avusturya'da, biliyorsunuz değil mi? Sonra onu ırkçı diye yönetimden attılar. Peki Haider'i siz mi seçtiniz Serikliler, biz mi seçtik, Avusturya'daki Türkler mi seçti? Kim seçti, kendileri seçti."

"Haddini bil haddini"

Çavuşoğlu, "Avrupa'nın hastalığının ya aşırı sağ ya da aşırı sol olduğunu" anlatarak, şu ifadeleri kullandı:

"Ortadakilerde büyük bir zemin kayması var, erozyon var maalesef. Bu çok tehlikeli. Geçenlerde Avusturya'da seçim oldu, seçimi kılpayı yani yüzde 51,01 ile Yeşillerin adayı kazandı. Irkçı partinin adayı yüzde 49,9 aldı. Esasen orada yaşayan Türkler ve diğerlerinin ırkçıya vermediğini düşünürsek şu anda Avusturya halkının oy verenlerinin yüzde 50'den fazlası ırkçı. Sen önce kendi ülkendeki radikalizme çözüm bul, bu senin için de tehlikelidir, insanlık için de tehlikelidir. Sen önce kendi sorununu çöz ondan sonra benim vatandaşlarıma radikal de, haddini bil sen önce. Bunu söyleyince de 'Efendim Türkiye kelimelerini seçerek konuşsun', peki sen niye seçerek konuşmuyorsun? Sen benim patronum musun, sen bana akıl mı vereceksin? Biz sizin emrettiğin gibi mi konuşacağız, biz sizin kuklanız mıyız? Geçti o, o Türkiye eskide kaldı. Artık bu millet tekrar diriliyor ey Avusturya. Dolayısıyla bizim ancak dostluğumuzu ararsanız, Avrupa ve Avusturya'ya faydası olur. Biz hiçbirisine sığıntı da olmayız, hiçbir uluslararası örgütte kapıda da beklemek istemeyiz, dolayısıyla olursak onurlu ve eşit oluruz her yerde. Kimseye yük olmayız, yük alırız. O nedenle Avusturya ve Avrupalılar 22 gündür darbe destekçisi durumuna düştüğü utancıyla yaşayadursun, bu millet eline bir tane silah bile almadan imanıyla, elleriyle, göğsüyle darbeyi reddetmiştir."

"Bu partide ne işin var dediler"

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Samsun'da olduğunu ve o gece yaşadıklarını da anlattı. Çavuşoğlu, kendisini de zamanında tehdit ettiklerini, "Bu partide ne işin var, kapatırlar, darbe olur hapse atarlar, ne işin var" diye uyaranların olduğunu dile getirdi.

Bakan Çavuşoğlu, "Bu hâinler, bu alçaklar, bu vatana, millete, bayrağa kastedenler kime hizmet ediyorlar? Evet şeytana hizmet ediyorlar, şeytani bir yola hizmet ediyor bunlar. Şeytani, sapkın bir yola ve sapkın bir adama, kendisini Peygamber, mehdi zanneden, sapık sapkın bir adama hizmet ediyor bunlar. Bunların ipi kimin elinde, bunları kim yönetiyor acaba? Bütün dünyada neden bu kadar çabuk büyüdüler" diye konuştu.

Kaynak: AA