Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs açıklarındaki petrol arama çalışmaları sırasında Rum kesiminin masadan çekilmesiyle ilgili olarak, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de petrol arama, sismik araştırmalara veya sondaj çalışmalarına değil, Rum tarafının bu süreci tek taraflı bir şekilde yürütmesine karşı olduğunu söyledi.

"Çünkü Doğu Akdeniz'deki petrol ve gaz rezervleri üzerinde Kıbrıs Türk halkının da hakkı var" diyen Çavuşoğlu, bunu Birleşmiş Milletler, ABD, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminin de söylediğini anlattı.

AA Editör Masası'na konuk olan Çavuşoğlu, Türkiye-Rusya ilişkilerinde son dönemde yaşanan gelişmelere ilişkin bir soru üzerine, iki ülke arasında Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi bulunduğunu ve iyi durumdaki ikili ilişkileri daha da ileri taşımak istediklerini dile getirdi.

Çavuşoğlu, Rusya'nın Almanya'dan sonra Türkiye'nin en büyük ticaret ortalığı haline geldiğine dikkati çekerek, Rusya'ya uygulanan ambargolar konusunda Türkiye'nin görüşlerinin belli ve tutumunun net olduğunu söyledi.

"Rusya ile ilişkilerimizin iyi olması Rusya'nın Ukrayna'da yaptıkları ve Kırım'ı ilhakını tanımamız anlamına gelmez" diyen Çavuşoğlu, Türkiye'nin ilhakı tanımadığını ve tanımayacağını açık bir şekilde söylediklerini kaydetti.

Kiev ile Moskova yönetimi arasında diyalogun tesis edilmesi konusunda Türkiye'nin çok çaba sarf ettiğini belirten Çavuşoğlu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye ziyareti sırasında da Türkiye'nin bu konudaki mesajını ilettiklerini dile getirdi.

Çavuşoğlu, ziyaret sırasında Putin'in Güney Akım projesi yerine Yunanistan sınırına yakın bir yerde istasyon kurulması ve Karadeniz'in altından yeni bir hattın gelmesi projesini teklif ettiğini belirtti. Çavuşoğlu, iki ülke arasında hukuken bağlayıcı olmayan bir mutabakat imzalandığını ancak proje hakkında henüz verilmiş bir karar olmadığını, konuyla ilgili çalışmalarını devam ettiğini açıkladı.

Türkiye'nin enerji konusunda önceliğinin Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, projenin bir an önce tamamlanması için çabaların sürdüğünü söyledi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Kırım Tatarlarıyla ilgili olarak da tüm saldırıları ve baskıları Rusya'ya ilettiklerini kaydeden Çavuşoğlu, "Hatta onlara iki tane liste verdik. Sadece Mustafa Cemiloğlu ile görüştükleri için cezalandırılan Kırım Tatarlarının yaklaşık 100 kişilik listesini de verdik. Kırım Tatarlarına yönelik ne tür saldırı oldu, ne yapıldı, kim kayıp, kim ölü bulundu bunların listesini de kendilerine verdik" diye konuştu.

"VAATLER TUTULMADI"

Buna karşılık Putin'in, Kırım Tatarlarına yönelik Kırım Tatar dilinin resmi dil olması, daha önce Ukrayna yönetimi tarafından verilmeyen hakların verilmesi ve Kırım Tatarlarının yönetimde yer alması gibi vaatlerini tekrar ettiğini aktaran Çavuşoğlu, "Ama uygulamada görmek lazım. Bugüne kadar bu vaatlerin yerine gelmediğini maalesef üzülerek söylemek zorundayız. Rusya bizim dostumuz ama yanlışı varsa da bunu söylemek durumundayız" diye konuştu.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin Kırım Tatarlarının durumunu incelemek için göndereceği gayriresmi heyetle ilgili olarak Putin'in "İster resmi, ister gayriresmi olsun istediğiniz heyeti gönderin. Bizler her türlü kolaylığı sağlarız" şeklinde cevap verdiğini dile getirdi. Çavuşoğlu, süreci yakından takip ettiklerini ve kısa bir süre içinde bir heyetin Kırım'a gideceğini söyledi.

IRAK İLE YENİ SAYFA

Bakan Çavuşoğlu, Irak'la ilişkiler konusunda da yeni ve kapsayıcı bir yönetimin göreve gelmesiyle ilişkilerde yeni bir sayfa açıldığını hatırlattı.

Önemli adımlar atılmasına rağmen ülkenin sorunlarının devam ettiğine işaret eden Çavuşoğlu, "Biz terörle mücadelede, DEAŞ'la mücadelede Irak'ın ve Irak halkının yanındayız ve terörle mücadelede Irak'a gerekli desteği vermeye devam edeceğiz. Kuzey'de peşmergeye bugüne kadar DEAŞ'la mücadelesinde çok destek verdik, vermeye devam edeceğiz. Onların eğitilmesi-donatılması konusunda da katkı sağlıyoruz" dedi.

Irak ordusunun ve güvenlik güçlerinin yeniden yapılanma içerisinde olduğuna değinen Çavuşoğlu, Irak güvenlik güçlerine eğit-donat ve danışmanlık dahil her türlü desteği vereceklerini söyledi.

Çavuşoğlu, Irak Başbakanı Haydar el-İbadi'nin Türkiye ziyareti sırasında gündeme gelen listeyle ilgili olarak da "Bize DEAŞ'la ilgili bir liste verilmedi" diye konuştu.

KIBRIS MESELESİ

Çavuşoğlu, Kıbrıs açıklarındaki petrol arama çalışmaları sırasında Rum kesiminin masadan çekilmesiyle ilgili olarak, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de petrol arama, sismik araştırmalara veya sondaj çalışmalarına değil, Rum tarafının bu süreci tek taraflı bir şekilde yürütmesine karşı olduğunu söyledi. "Çünkü Doğu Akdeniz'deki petrol ve gaz rezervleri üzerinde Kıbrıs Türk halkının da hakkı var" diyen Çavuşoğlu, bunu Birleşmiş Milletler, ABD, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminin de söylediğini anlattı.

Devam eden sürecin Kıbrıs Türk halkının hakkını garanti altına almadığını ifade eden Çavuşoğlu, bu nedenle sismik araştırma gemisi Barbaros Hayrettin Paşa'yı da KKTC'nin talebi üzerine oraya gönderdiklerini belirtti.

KKTC'nin kendi hakkını korumak zorunda ve Türkiye'nin de anavatan olarak Kıbrıs Türk halkının hakkını korumakla yükümlü olduğunun altını çizen Mevlüt Çavuşoğlu, buna çözümün tek taraflı çalışmayı durdurup iki tarafın hakkını garanti altına alacak bir yöntem olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, bu konuda Türkiye'nin tekliflerinin olduğunu ifade etti ve şöyle devam etti:

"Bir komisyon kurulsun dedik. 'Bu KKTC'nin tanınması anlamına gelir' dediler. İki taraf diyorsunuz bu ne anlama geliyor. O zaman resmi kurumlar karışmasın, özel bir şirket kurulsun dedik. 'Yok, ona da karşıyız'. Peki ne yapalım? Şimdi Yunanistan da devreye girdi. Atina yönetimi ile birlikte nasıl bir çözüm bulabiliriz? Önce 11 Şubat ortak açıklamasına ek madde koyalım. Sonra müzakere tekrar başlasın ve bu iş çözülsün. Biz şunu da kabul ediyoruz. Kıbrıs Türk halkının hakkı bir emanet hesaba konulsun, BM, ya da Dünya Bankası çatısı altında koruma altına alınsın, 'biz bunların hepsine varız' dedik. Yeter ki çözüm olsun. Ama Rum tarafı bir kez daha samimiyet testinden kaldı. Umarız en kısa zamanda bu hatalarını anlarlar ve bir çözüm buluruz. Müzakereler de devam eder."

Güven artırıcı bazı adımlar atılması gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Maalesef Rum tarafı buna hazır olmadığını gösterdi. Bir arada yaşayacaksak birbirimize güvenmemiz lazım, adım atmaktan da korkmamamız lazım. Yunanistan'da ve Rum tarafında siyasi karışıklıklar var. Tüm bunlar iki ülkedeki siyasilerin yapıcı adım atmasının önündeki en büyük engel" ifadesini kullandı.