Baykan Gürses Özdağ

Ulusal Birlik Partisi genel başkan adayı Nazım Çavuşoğlu, kendisinin bugüne kadar parti içinde her türlü görevde bulunduğunu söyleyerek, tabandan gelen istek ve beklenti doğrultusunda aday olduğunu söyledi.

Partinin en zor zamanlarında bile görev almaktan çekinmediğini anlatan Çavuşoğlu, seçilmesi durumunda bugün eksik bırakılan partinin ve partilinin bütünlüğünü sağlayacağına işaret etti.

Hüseyin Özgürgün’ü yapılan ikili görüşme ve konuşmaları etrafta anlatmakla suçlayan Çavuşoğlu, “Genel başkan, güvenip de bir sırrımızı ve derdimizi paylaşabilme şansımızı elimizden aldı. Ne zaman bunu tekrar deşifre edebileceğini bilemiyoruz” diyerek ciddi bir eleştiride bulundu.

Soru: UBP Genel Başkanlığı’na neden aday oldunuz?

Çavuşoğlu: UBP’nin 2010 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra kendimi UBP Genel Başkanı olma olgunluğunda hissetim kendimi. Partililer de bana bu anlamda sürekli telkinde bulundu. Bu süreyi kendi açımdan değerlendirdim. Elimi taşın altına koymak istedim her zaman.

UBP’de 2006’da oluşan travmadan sonra kimse görev almayı istemezken ben genel sekreterliğe aday oldum ve oy birliği ile seçildim. Herkes görev bırakırken ben genel sekreterliğe kendi rızamla aday oldum. Çünkü gerçekten UBP’liydim. Hüseyin Özgürgün de o zaman başkanlığı bırakıp gitmişti, ben de kendim aday oldum ve partimin yıkılmayacağını göstermek istedim. Bu süreçten sonra da bana sürekli genel başkan olmam gerektiği ifade edildi.

2009 seçimlerinde 13 milletvekilinden 26 milletvekiline çıkmıştık. O süreçte partinin yaşadığı en ciddi kurultayda Derviş Eroğlu ve Tahsin Ertuğruloğlu yarışı oldu. Hiç tantana çıkmamıştı. Ardından da 2009 yılında tek başımıza iktidara gelmiştik. Derviş Bey Cumhurbaşkanı olduktan sonra partide bir kurultay olması gerekiyordu. Bunu açıklıyorum çünkü adaylık sürecini başka konulara endekslemeye çalışanlar var. O dönemde yine 5 arkadaş aday olmayı planladık ancak kendi aramızda yaptığımız konsensüsle geçici bir süre İrsen Küçük’ü desteklemiştik.

Ardından yine bir kurultay olmuştu onda da İrsen Bey’i desteklemiştik. İrsen Küçük ve Ahmet Kaşif’in yarıştığı genel başkanlıkta ben de aday olmak için çok çalışmıştım ama o zamanki tartışmalardan dolayı adaylığımı öteleme kararı almıştım. O dönemde aday olmayıp İrsen Küçük’e destek verdim.

Soru: O dönemde neden aday olmadınız?

Çavuşoğlu: 2012’deki kurultayda ciddi bir tantana olmuştu. Partide ciddi bir ayrışmalar olmuştu. 2013 seçiminde buna bağlı olarak da yenilgiye uğradık. 2013 seçiminde olağanüstü kurultay süreci oluştu. Olağanüstü kurultayda ben aday oldum. Ancak o zaman 3 adaylı bir yarış olacaktı.
Parti Meclisi bunu delege bazında değil de milletvekili bazında yapılması için telkinde bulununca biz de partinin birliği ve bütünlüğü için oynanacak oyunu da görmüş olmama rağmen bunu kabul ettim. Düşündüğüm gibi o dönemde bazı büyüklerimiz milletvekillerine telkin yoluyla yönlendirme yaparak Özgürgün’ün seçilmesine vesile oldular.

Soru: Genel başkan Hüseyin Özgürgün’ü görevde bulunduğu süre içinde nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çavuşoğlu: Ben Hüseyin Özgürgün’ü genel başkanlık yaptığı 22 ay süresince çok samimi bir şekilde destek verdim. Ancak gördüm ki Özgürgün, partiliyi kucaklama, örgütlere inebilme, onlarla görüşüp konuşabilme, güven duyulan bir kişilik olamadı. Bu konuda zafiyet gösterdi. Cumhurbaşkanlığı seçiminden hemen sonra aday olacağımı söyledim. Kendisiyle de bu konuda bir görüşme yaptım. Seçimden 1 hafta sonra başka bir arkadaşımızın da bulunduğu bir ortamda aday olma fikrimi kendisiyle paylaştım.

Parti son seçimler sonrasında özeleştiri yapabilme ortamı bulabilmiş olsaydı bunun devamındaki çalışmalar daha başarılı olacaktı. Seçimlerdeki sonuçlarda genel başkanın zafiyeti vardır. Yerel seçimde Demokrat Parti ile iş birliği konularında yıpratmalar yaşandı, görüşme süreçleri ciddi yapılmadı, karşılıklı olarak daha sonra birbirlerini suçladılar.

O dönemde bazı yerleri yıpratmak mantıklı çalışmalar yapıldı. Düşünün ki bir genel başkan adaylarının belediye başkanlığında yarıştığı bölgelerin tümünü ziyaret bile etmedi.

Soru: Yapılan tüzük değişikliğini nasıl buluyorsunuz?

Çavuşoğlu: Buradaki asıl eksiklik genel başkanın tüzüğün yazılım eksikliklerini bahane ederek art niyetli olarak tüzüğü kullanmasıdır. Buna müdahale etmeye çalıştığımızda da dikkate alınmıyor. Tüzüğün kendisinde sıkıntı olabilir ama içerisindeki bütün felsefe iyi niyet üzerine oluşturulmuştur.
Siz art niyetliyseniz oturduğunuz makamı sadece tutmak hevesindeyseniz tüzükte mutlaka boşluklar bulursunuz. Şu anda yaşadığımız sıkıntı da bundan kaynaklanıyor. Tüzüğü sağlıklı olarak işletmesi gereken genel başkan oturduğu makamı art niyetli bir maksatla kullanıyor. Yürüttüğü faaliyetler de partiyi bölmeye yöneliktir.

Bütün kusurlarını örtebilmek adına da adayları menfaatçi ilan ediyor. Kiminle konuşursanız konuşun kulis yaptığınızda bunların gizli kalması lazımdır. O ikili görüşmelerde yapılan konuşmalar dışarıya yansımamalıdır. Bizim genel başkana güvenip de bir sırrımızı ve derdimizi paylaşabilme şansımızı elimizden aldı. Ne zaman bunu tekrar deşifre edebileceğini bilemiyoruz.

Meclis’te diğer siyasi partilerle yapılan konuşmalar bile siyasette kullanılmazken insan yaşamında ikili ilişkilerde yapılan fikir tartışmalar üçüncü kişiler tarafından ahlaki kurallar gereği paylaşılmazken, UBP Genel Başkanı kendisinin bütün milletvekilleri ile yaptığı istişareleri şu anda etrafta kurultay menfaati için kullandığını görüyoruz. Ben şahsım adına söylüyorum 31 Ekim’den sonra Özgürgün seçilirse hiçbir fikrimi kendisiyle paylaşmayacağım.

Soru: Üye yazılımında uygulanan yöntem diğer adaylar tarafından eleştiriliyor. Hükümet olanaklarının kurultay için kullanıldığı da söyleniyor. Ne düşünüyorsunuz?

Çavuşoğlu: Şu anda yapmaya çalıştığı atamalarda tamamen budur. Hileli yazdırmaya çalıştığı üyeliklerin Merkez Yönetim Kurulu’ndan onaylanmadığı kamuoyunun da malumudur. Daha sonra bu üyelikleri geçirebilmek adına teşvik ve telkin yönetimiyle oy çokluğu haline getirdiği aşikârdır. Yazılan üyelikleri oy birliği ile geçiremeyen bir başkan olsam bu görevden istifa ederdim. MYK’dan üyeliklerin zorla geçtiğini birinin anlatması gerekiyor.

Yazılan üyeliklerin şaibeli olduğunu herkes söylüyor. En önemli göstergesi de MYK’dan oy birliği ile geçememesidir. Bu üyeliklerin şaibeli olduğunun en somut ispatıdır.

Soru: Çok adaylı bir kurultay süreci partiye zarar verir mi?

Çavuşoğlu: 5 adayla kurultaya gidilmesinin sebebi UBP Genel Başkanı’nın koltuğunun doldurulamamış olmasındandır. İkinci tura Özgürgün kalırsa ve diğer adaylardan birinin kalması halinde onun desteklenmesi sürecin doğal bir sonucudur. Bu planlı bir süreç değildir. Herkesin adaylığında birbirine karşı tatlı bir rekabeti vardır. Ama asıl aday oldukları yer Hüseyin Özgürgün’ün bir anlamda bulunduğu noktadır. Bu adaylar partiyi Özgürgün’den daha çok kucaklayabilir.

Soru: Genel başkan olursanız CTP-UBP hükümeti ile ilgili tavrınız ne olur?

Çavuşoğlu: Seçilirsem mutlaka hükümetle ilgili bir değerlendirmem olacak. Eşitlik temelinde bir hükümet olmalıdır. Görülen odur ki eşitlik temelinde bir hükümet kurulmadı. Eleştirilerim var. Bu eşitsizlikler masaya konulacak ve bunların düzeltilmesi talep edilecek. Bu ülkenin geniş tabanlı bir hükümete ihtiyacı hepimiz tarafından samimi olarak ifade ediliyorsa CTP’nin de elini taşın altına koyması gerekiyor.