Özlem Çimendal

Psikolog Şerife Çelik toplumda son günlerde yaşanan şiddet içerikli olayların artmasının nedeninin, toplum olarak şiddet güç ve otorite odaklı yaşandığının göstergesi olduğu tespitinde bulundu.

Ülkedeki tahammülsüzlüğün ve şiddet eğiliminin hat safhaya ulaştığında dikkat çeken Çelik, fiziksel, psikolojik ve sosyal yönden alınan darbelerin bugün toplum olarak şiddet güç ve otorite odaklı yaşandığının göstergesi olarak kabul edilmesi gerektiğine dikkat çekti. Çelik, her geçen gün artan şiddet eğilimleri örnekleri ile bunun doğrulandığını kaydetti.

Sosyal yaşama uyum adına toplumda eğitimin artırılmadığını vurgulayan Çelik, “sen”, “ben”, “o” diye ayrıştırılmadan kimin ne yaptığı ve nasıl zarar verdiği yerine, özelde toplum liderlerinin sosyal normlar ve ahlaki yönden yetersizlikleri konusunun ön plana çıkarılarak düşünülmesi gerektiğine işaret etti.Psikolog Şerife Çelik toplumda son günlerde yaşanan şiddet içerikli olayların artması değerlendirdi. Çelik bu olayların artmasının nedeninin, toplum olarak şiddet güç ve otorite odaklı yaşandığının göstergesi olduğu tespitinde bulundu.

“Toplumdaki sorunlar, şiddet, güç ve otorite odaklı yaşandığını gösterir”

Ülkedeki tahammülsüzlüğün hat safhaya ulaştığında dikkat çeken Çelik, yaşanan olayların bölge bölge ayrımından çok nerede soruna yönelik temel sarsan ve ayrıştırıcı etkenler varsa önce bunların analizinin gereklilik olduğunun altını çizdi. Çelik, buna bağlı olarak fiziksel, psikolojik ve sosyal yönden alınan darbelerin bugün toplum olarak şiddet güç ve otorite odaklı yaşandığının göstergesi olarak kabul edilmesi gerektiğine dikkat çekti.

“Toplum liderleri, sosyal normlar ve ahlaki yönden yetersiz”

 Çelik ayrıca toplumda yaşanan olayların “sen”, “ben”, “o” diye ayrıştırılmadan kimin ne yaptığı ve nasıl zarar verdiği anlamında spesifikleştirilmesi yerine, özelde toplum liderlerinin sosyal normlar ve ahlaki yönden yetersizlikleri konusundaki eleştirilerin ön plana çıkarılarak düşünülmesine işaret etti.

“Dayatma yapılıyor”

Sosyal yaşama uyum adına toplumda eğitimin artırılmadığını vurgulayan Çelik, aksine dayatmaların mevcudiyetinin sert açılardan hissettirilmesinin bugün insanların şiddet ve tahammülsüzlük tavırlarını daha da artırıp şiddetlenmesine neden olduğunu ifade etti.

“Sorunun kaynağı baskı, dayatma ve kontrolsüz nüfus kayması”

Toplumların sosyolojik açıdan değerlendirilirken baskı ve dayatmaların olası değişimlerde her zaman söz konusu olduğuna ve KKTC’de kontrolsüz bir nüfus akışının yaşandığına dikkat çeken Çelik, “Ancak burada göz ardı edilen ve unutulan düzenli bir nüfus kayması ve buna verilen destektir. Kontrolsüz göç düzensiz sistemsiz uygulamalar, maalesef ki toplumların temel yapısını zeminden sarsabilmektedir” şeklinde konuştu.

“Fiziksel psikolojik ve sosyal açıdan ele almak zorundayız”

 Toplumlarda yaşayan bireylerin istese de istemese de, insan doğasında var olan ancak ahlaki değerlerle kısıtlanan belirli davranışları bir süre sonra normalleştirdiğini söyleyen Çelik, “İşte bu noktada toplumlardaki şiddetin; ki biz bunu fiziksel psikolojik ve sosyal açıdan ele almak zorundayız, maalesef ki ülkemizde bahsedilen değerler ışığında artmasına ışık tutmuştur” dedi.

“Şiddet yönetimi yasama, yürütme, yargının önünde düşünülemez”

Şiddet denetimi ve yönetiminin toplumlarda yasama, yürütme ve yargının ötesinde düşünülemeyeceğinin de bilinmesini isteyen Çelik,  “Yasakların ve hukukun neredeyse bu davranışları düşürdüğü konusunda soru işaretleri oluşuyor” ifadelerini kullandı.

“Siyasiler, ötekileştirme politikalarının önüne geçmede yetersiz”

Başta devletin, siyasilerin ve idarecilerinin ötekileştirme politikalarını önleme eğitimleri adına atılımlarının yetersiz kaldığına da dikkat çeken Çelik,  “Her geçen gün artan şiddet eğilimleri örnekleri ile bu doğrulanmaktadır” diye konuştu.

“Şiddet içinde büyüyen çocuklar, şiddet eğilimli yeni bireyler yaratıyor”

“Ne yazık ki normalleşen bu olumsuz davranışa yönelimlerin mevcudiyeti toplum bireyleri arasındaki en önemli nefesler olan çocukların da normalleştirerek, hayatlarını idame ettirdikleri ve ona bağlı toplumun yetişkin bireyleri oldukları da göz önüne alındığında yine şaşırmamak elde olmuyor” ifadelerini kullanan Çelik, toplumun içerisinde savunmasız ve her türlü tepkiye açık olan çocukların da bu tarz öfke ve şiddet eğilimlerinden etkilenerek, örnek modeller oluşturduğunun da bilinmesi gerektiğini savundu.

“Öfke, şiddet eğilimlerini önleyici yöntemler geliştirilmeli”

Toplumdaki öfke, şiddet ve tahammülsüzlük eğilimlerini önleyici yöntemlerin geliştirilmesinin öneminin altını çizen Çelik,  “Önlem alınmış mevcut yapının hızla adanın coğrafyasına ve temel yapısına uyumunun sağlanmasını temenni etmekteyim” dedi.