Duygu Alan

Merkezi Cezaevi’nin binası miadını doldurdu. Her taraftan çürümeye başlayan binada bazı koğuşlarda duvar ve tavan yağmur suyunu sızdırıyor. Duvarlar artık sıva boya tutmuyor. Cezaevinin elektrik, su, telefon ve kanalizasyon sistemi de çökmüş durumda. Yatak kapasitesi yetersiz, koğuşlar kalabalık, atölyeler verimsiz.

Salih Kayalı başkanlığındaki Kıbrıs Türk Gardiyanlar Birliği heyeti dün Havadis’i ziyaret etti.

Havadis Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Hüseyin Ekmekçi ile bir araya gelen heyet, cezaevindeki sorunları aktardı, bu konuda yeterli kamuoyu oluşturulması amacı ile destek istedi.

Birlik Başkanı Salih Kayalı, ziyarette yaptığı konuşmada, Merkezi Cezaevi’nin gerek binası gerekse altyapısı bakımından kullanım süresini aştığını, yatak kapasitesi, tuvaletleri, banyoları ve mevcut atölyeleri ile ihtiyacı karşılamaya yetmediğini açıkladı.

Salih Kayalı ve beraberindeki heyet, binası, altyapısı ve faaliyetleri ile ihtiyacı karşılamaya yetecek yeni bir cezaevinin inşa edilmesinin kaçınılmaz olduğunu dile getirdi.

Kayalı: Cezaevi asıl görevini yapamaz durumda

Kıbrıs Türk Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı, Merkezi Cezaevi’nin esas görevinin korumak, gözetmek, eğitmek, ıslah etmek ve topluma yeniden kazandırmak olduğunu ancak Merkezi Cezaevi’nin artık hiçbirini yerini getirecek durumda olmadığını öne sürdü.

KKTC’de son yıllarda artan uyuşturucu suçlarına da dikkat çeken Kayalı, gencecik insanların uyuşturucu suçundan cezaevine girdiklerini ancak, cezaevinin bu kişilere olumlu bir dokunuşunun faydalı yapısının olmadığını tam tersi, zarar verdiğini söyledi.

Salih Kayalı, “Onları bir nevi baronların yanına koyarak daha da çok zarar veriyoruz, dışarıya çıktıklarında işin püf noktalarını da öğrenerek çıkıyorlar” dedi.

Kayalı, bu anlamda Havadis’in geçtiğimiz günlerde yayımladığı bir haberde de belirtildiği gibi içici olarak cezaevine girenlerin satıcı olarak çıktıklarını dile getirdi.

Salih Kayalı, “Havadis’in bu tespiti çok doğru. Bugün uyuşturucu kullanımı suçundan cezaevine giren bir kişi satıcı olarak dışarıya çıkıyor. Tahliye olduktan sonra suçu işlemeye devam edip, canından olan gençler de oldu. Bizi en çok üzen de genç ve çocuk mahkumları topluma yeniden kazandıramamak” dedi.

“Fiziki yapı elverişsiz”

Salih kayalı, Merkezi Cezaevi’nin asli görevini yerine getirememesinin nedeninin ise fiziki koşullarının uygun olmaması ve uzman eksikliği olduğunu öne sürdü.

Kayalı, “Cezaevinin fiziki yapısı hiç elverişli değil. Özellikle genç ve çocuk mahkumları diğerlerinden ayrı bir koğuşa koyma imkanımız yok. Bir rehabilitasyon bölümü yok. Şuanda koğuş yapısı hakim. Cezaevinde toplam 11 koğuş var, her koğuşta yaklaşık 45 kişi barınmaktadır. Mahkum ve tutukluların sayısı 400’e yakın ve bu kişiler 2-3 tuvalete, 2-3 banyoya mahkum edilmişlerdir. Dolayısıyla Merkezi Cezaevi’nde topluma kazandırma kısmını gerçekleştirme olanağı hiç kalmamıştır. Islah özelliği tamamıyla yok olmuştur. Ne zaman en son birini ıslah etti diye baktığımızda herhalde bir 10 yıl geçmiştir. O kadar kötü durumda” diye konuştu.

“Türkiye örnek alınabilir”

Birlik Başkanı Salih Kayalı, Türkiye’de ise cezaevlerinde 2005 yılından sonra devrim niteliğinde kararlar alındığını, kampus tipi cezaevlerine geçildiğini kaydetti.

Bazı çocuklar ve gençler için cezaevleri bünyesinde eğitim evleri kurulduğunu, tutuklu ve mahkum çocukların, gençlerin buralarda barındığını belirterek Türkiye’de bu sistem ile ıslah etme oranının da yüzde 90’ın üzerinde olduğunu belirtti.

Kayalı, Türkiye’de çalışanın düzgün eğitim aldığı, kapalı açık, çocuk eğitim evi, gençler için farklı alan, sosyal aktivitelerin gerçekleştiği derslikleri olan cezaevleri olduğunu, Türkiye’deki cezaevlerinin neredeyse birer üretim merkezi haline getirildiğini, cezaevlerinin bünyelerinde kurulan atölyelerde mahkumların üretim yaptığını, üretimleri karşılığında da belli bir ücret aldıklarını, analık sigortası sistemi ile de sosyal güvenlik sisteminin bir parçası halinde olduklarını aktardı.

KKTC’de Türkiye’deki cezaevi sisteminin örnek alınarak yeni bir cezaevi inşa etmenin mümkün olduğunu ifade eden Kayalı, “Bizde de bazı atölyeler var ama çok yetersiz, dışarıya dönük olarak bir üretim olanağı yok. Yeni kurulacak cezaevinde bu tür şeyler olabilir. Yeni cezaevi, geri kazanımı olan bir cezaevi olmalı, içerisinde eğitim evi, rehabilitasyon merkezi, mahkum sayısına oranla psikologu olmalı, sosyal hizmet birimi ve sosyal hizmet uzmanı olmalı. Belki Türkçe öğretmeni olmalı. Ayrıca gerek bina gerek altyapısı gerekse yatak kapasitesi ile de ihtiyaca cevap verecek şekilde olmalıdır” dedi.

“Umutluyuz”

KKTC’de ise 1982 yılında inşa edilmiş bir cezaevi olduğunu, Merkezi Cezaevi’nin bina olarak çürüdüğünü, barınma özelliğini kaybettiğini, bazı koğuşlara yağmur suları girdiğini, koğuşların ise küçük ve çok kalabalık olduğundan yaşam kalitesinin standardın çok altında olduğunu belirtti.

Türkiye’deki cezaevi yapısından örnek alınarak KKTC’de yeni bir cezaevinin inşa edilmesi gerektiğini savunan Salih Kayalı, bunun için altı yıl önce gereken arazinin Haspolat’ta tespit edildiğini ve o dönemki projeye göre bütçeye de konmuş bir rakam olduğunu kaydetti.

Kayalı, “İçişleri Bakanlığı nezdinde buradaki müteahhitler ile Türkiye’deki müteahhitler ortak bir protokol yaptılar. Biz ona da çok sevindik, yeni cezaevinin yapılmasında umutlarımızı yeşerttik. Altı yıldır bu cezaevinin yeri de Bakanlar Kurulu kararı ile Haspolat’ta ayrılmış. Sadece bu hususta bir iki adım daha atılmasını bekliyoruz. İçişleri Bakanlığı yetkilileri ile bu konuda görüştük. Bakanımız bu yıl içerisinde ihaleye çıkılabilmesi için yoğun uğraş vereceğini söyledi. Kendisine inanıyoruz. Umuyorum bu çalışmalar yıl içerisinde sonuç bulur” dedi.

“Yönetim elinden geleni yapıyor”

Merkezi Cezaevi’nin ihtiyaca cevap verebilecek duruma getirilmesi için cezaevi yönetiminin de elinden gelen çabayı sarf ettiğini söyleyen Salih Kayalı, ancak gelinen noktada cezaevinde yapılacak her türlü düzenlemenin günü kurtarmaktan öteye gitmeyeceğini savundu.

Salih Kayalı, “Cezaevi yönetimi özellikle müdür elinden geleni yapmaya çalışıyor. Ancak cezaevi, binası, elektrik, su, telefon altyapısı bitmiş durumdadır. Bu noktada mevcut cezaevinde yapılacak her şey günü kurtarmaya yönelik olur” dedi.

“Basın desteği önemli”

Salih Kayalı, İçişleri Bakanlığı’nın konuya duyarlı yaklaştığını ve yıl içerisinde yeni cezaevinin inşası için ihaleye çıkılabilmesi için çaba sarf edeceğini ancak bu hususta bir kamuoyu oluşturmanın çalışmaların neticelendirilmesinde olumlu yönde etkili olacağını düşündüklerini belirterek, yeterli kamuoyunun oluşturulması için Havadis’in yayınları ile destek vermesini istedi.

Havadis Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Hüseyin Ekmekçi, Havadis’in bugüne kadar birçok kez cezaevindeki sorunları kaleme aldığına dikkati çekerek kamuoyunun bu hususta aydınlatılması yönünde yayınlarını sürdüreceğini belirtti.