CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kürt sorununun çözümünde siyasi partilerin samimi olması ve gizli bir ajandalarının olmaması gerektiğini belirterek, "Bu sorunu CHP dışında hiçbir parti de çözemez, açık ve net söylüyorum" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Kasım Seçimleri için hazırlanan "Önce Türkiye" başlıklı seçim Bildirgesini ATO Congresium'da kamuoyu ile paylaştı. 19 Nisan 2015'te "Yaşanacak Bir Türkiye" adıyla seçim bildirgesini açıkladıklarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Seçim bildirgesiyle biz var olan sorunları çözmeye yönelik ciddi ve tutarlı çözüm önerileri üretmiştik. Bizim seçim bildirgemizi hemen hemen bütün siyasi partiler örnek aldı. Bu seçim bildirgemizi de örnek alacaklar göreceksiniz. Bu şunu gösteriyor. Demek ki, ülkenin sorunlarını en işi analiz eden en iyi çözüm üreten parti CHP'dir. Demek ki devlet yönetiminde en iyi kadrolar CHP'de olacak. Uygulanması mümkün olmayan bir projeyi asla gündeme getirmedik. 1 Kasım'a gidiyoruz neden? Niye bir daha seçime gidiyoruz? Hangi gerekçeyle? Birinci soru bu. İkinci soru kim engel oldu? Koalisyon kurulacaktı kim engel oldu? Düne kadar hep milli irade derlerdi. Bizde milli iradeye sahibiz. Hiçbir zaman sandıktan çıkan oylara itiraz etmedik. Ama demokrasinin gereği olan varsa bir yanlışları, haksızlıkları gündeme getirdik" diye konuştu.

"HALK DİYORDU Kİ, BEN BAŞKANLIK SİSTEMİNİ KABUL ETMİYORUM"

Seçimden çıkan sonuca ilişkin ise Kılıçdaroğlu, "Halk diyordu ki, ben başkanlık sistemini kabul etmiyorum. Tek adam yönetimini de kabul etmiyorum. İkinci sonuç, 13 yıldır tek başına yönetim var. Türkiye önemli bir noktaya geldi. Oturup kendi aranızda anlaşın gerginlikleri bitirin ülkeyi yönetin. Peki bunu en iyi okuyan parti hangisi? Sizin oyunuzu, milli iradeyi en iyi okuyan parti CHP. Hemen seçim demedik. Bu seçimde sloganımız "Önce Türkiye'. Türkiye önemli sorunlarla karşı karşıya ve bu sorunların önemli bir kısmı, bir partinin tek başına çözeceği sorunlar değil. O zaman biraraya gelin bu sorunları çözün. En iyi okuyan bizsek 1 Kasım seçimlerinde sandığa giderken elinizi vicdanınızı koyun ve ona göre oy kullanın" ifadelerini kullandı.

"EĞER BUGÜN KOALİSYON KURULSAYDI, GEÇEN KURBAN BAYRAMINDA EMEKLİLERİMİZ İLK İKRAMİYELERİNİ ALMIŞ OLACAKLARDI"

14 ilkeden yola çıkarak bir ilki daha gerçekleştirdiklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin 5 temel sorunu var. 14 ilkeden yola çıkıp 5 temel sorun alanını çözmemiz lazım. Eğer bunları yapabiliyorsanız koalisyonu kuralım. Kendilerine bütün ayrıntıları anlattık. Dediler ki, 3 aylık seçim hükümeti kuralım. Biz bunu kabul etmedik. Milli iradeye duyduğumuz saygı gereği kabul etmedik. Koalisyon hükümeti neden kurulamadı? Eğer bir siyasi lider özgür iradeye sahip değilse, kendi iradesini bir başka otoriteye ipotek etmişse o lider koalisyon kuramaz ve ülkeyi yönetemez. Tablo bu. Görüşmelerin tamamını tutanaklar aldım. Çünkü biz zaman zaman bize yöneltilen iftiralardan çok rahatsızdık. Bakın tutanakları aldık, kimse bize yönelik bir eleştiri getirmiyor. Ülkenin Cumhurbaşkanı meydan meydan dolaşıp, 400 vekil verip vermezseniz bu tablo çıkar dedi. Toplumun önüne acı, kan ve gözyaşı şantaj malzemesi olarak konmuştur. Burada bütün vatandaşlarıma sesleniyorum. CHP olarak biz üstümüze düşen bütün görevlerini yerine getirdik. Senin iradene hep saygılı olduk. Ama onlar senin iradeni kabul etmedi. Önüne şantaj tablosu ortaya koydu. Eğer bugün koalisyon kurulsaydı, geçen Kurban Bayramında emeklilerimiz ilk ikramiyelerini almış olacaklardı. Halka ne söz verdiysek bunların tamamını kendilerine söyledik. Bunlar bizim olmazsa olmazlarımızdır."

Türkiye'nin 5 temel sorununu anlatan Kılıçdaroğlu, "Demokrasi, hukukun üstünlüğü bu temel kısımdır. Bunun çözülmesi lazım. İki, ekonomi. 13 yılda buraya getirdiler. Üç, dış politika. Dört, eğitim. Beş, toplumsal barışımız yani Kürt sorunu. Buradan diğer siyasetçilere sormak istiyorum; bizim dışımızda Türkiye'nin 5 temel sorununu dillendiren başka bir siyasi parti var mı? Bu 5 temel sorunda çözüm üretmeniz gerekiyor diyen başka bir siyasi parti var mı?" dedi.

"İKİ ÖRTÜLÜ ÖDENEK KULLANAN MAKAM VAR"

Siyasi ahlak yasasını getireceklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Her kuruşun hesabını siyasetçi vermek zorundadır. Bütün çağdaş demokrasilerde. Onun için kesin hesap komisyonunu mutlaka kuracağız. İki örtülü ödenek kullanan makam var. Biri cumhurbaşkanlığı, biri başbakan. Cumhurbaşkanı, Başbakandan gizli örtülü ödeneği nasıl kullanacak? Ondan habersiz ne için kullanacak? Aklınız kabul ediyorsa bir sorun yok. Ya böyle bir şey olmaz diyorsanız elinizi vicdanınıza koyup sandığa gideceksiniz. Bu garabete beraber son vereceğiz. Son vermeye söz veriyorum. Can ve mal güvenliğinin olmadığı bir yerde üretim olmaz. Demokrasinin olmadığı bir yerde üretim olmaz. İş adamının ensesinde vergi sopasıyla üretim olmaz. Makul şüpheyle iş adamını, makul şüpheyle öğrenciyi içeri atacaksın. Dosyaya gizlilik kararı koyacaksın, avukat tutacak nasıl savunacağını bilmeyecek. Bunun adına da ileri demokrasi diyorlar. Kaldıracağız bunları. Tamamını çöp sepetine atacağız. Bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getireceğiz " şeklinde konuştu.

"İŞ DÜNYASINA DA SESLENİYORUM. BU SEÇİMLERDE CHP'YE OY VERMEK ZORUNDASINIZ"

Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Buradan iş dünyasına da sesleniyorum. Bu seçimlerde CHP'ye oy vermek zorundasınız. Üretmek istiyorsanız, çalışmak istiyorsanız, düşüncelerinizi özgürce dile getirmek istiyorsanız oy vermek zorundasınız. Vermeseniz ne olur? Bize bir şey olmaz, biz maaşımızı alırız. Nasıl olsa vergiyi sen ödüyorsun, dert senin derdin olacak. O derdi çözmek istiyorsan, demokrasi istiyorsan, CHP iktidarında CHP'yi açık yüreklilikle, açık ve net eleştirme özgürlüğüne kavuşmak istiyorsan oyunu CHP'ye vereceksin. Türkiye'yi toparlamak mı istiyorsun adres belli CHP. Vatandaş borç batağında. Kim borç batağından kurtaracak? Buradan tüketici kredisi ve kredi kartı borcu dolayısıyla sizin omuzlarınıza yüklenen faizlerin en az yüzde 80'ini silme sözü veriyorum. Diyorlar ya nasıl? Şimdi diyemiyorlar nasıl yapacak. En az yüzde 80 diyorum. Çünkü biz ekonomide çok iyiyiz. Türkiye'yi krizden çıkaran kadrolar şuanda CHP'de."

"CUMHURİYET TARİHİNİN EN BÜYÜK BÜROKRATİK DEVRİMİNİ YAPACAĞIZ"

"Cumhuriyet tarihinin en büyük bürokratik devrimini yapacağız" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, "Bir işveren düşünün. Yanında çalıştırdığı işçiler için beyannameyi SGK'ya veriyor. Vergiyi gelir idaresine, işçilerin beyanlarını da veriyor. Esnaf da iki ayrı yere beyan veriyor. Niye iki ayrı yere veriyorlar? Milyonlarca kağıt harcanıyor. Milyonlarca harcamalar yapılıyor. Biz bütün gelirleri sadece ve sadece Gelir İdaresi Başkanlığının toplayacağı bir düzenleme yapacağız. Cumhuriyet tarihindeki en büyük kağıt tasarrufunu gerçekleştirmiş olacağız" dedi.

"ÇİFTÇİ KAYIT SİSTEMİNE GÖRE MAZOTU SANA DOLARDAKİ ARTIŞ NEDENİYLE 1 LİRA 80 KURUŞTAN VERECEĞİZ"

Çiftçilere yönelik vaatlerine ilişkin ise Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Ekonomide biliyorum sorun olduğunu. Mazotu sana 1,5 liradan vereceğimizin sözünü vermiştim. Çiftçi kayıt sistemi var. Kimin ne kadar ekeceği, ne kadar yakıt kullanacağı belli. Çiftçi kayıt sistemine göre mazotu sana dolardaki artış nedeniyle 1 lira 80 kuruştan vereceğiz. Her kuruşu hesaplıyoruz. 1,5 lira demiyoruz. Çünkü 1,5 lira dediğimiz zaman devletin mali sistemi bozulacak. Bozulmadan sana 1 lira 80 kuruştan vereceğiz. Bugüne kadar orman köylüsüyle ilgili hiçbir şey söylenmedi. Kişi başına gelirin en düşük olduğu kesimdir orman köylüsü. Orman Genel Müdürlüğü yıllardır kaçak işçi gibi çalıştırır onları. Sen işverensin, primini ben ödemem; der. Bu uygulamaya son vereceğiz, Orman Genel Müdürlüğü seni çalıştıracak, sigortalı yapacak ve sen çalışacaksın ve zamanı geldiğinde emekli olacaksın. Sana bu hakkı biz vereceğiz."

"BİZİM İMAM HATİPLERİ KAPATMA GİBİ BİR DÜŞÜNCEMİZ ASLA VE ASLA YOKTUR"

Eğitimin bir ülkenin geleceği olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bugünkü milli eğitim milli olmaktan çıkmıştır. Sözüm söz öğretmenleri bu ülkenin birinci sınıf yurttaşı yapacağız. Taşımalı eğitime son vereceğiz. Tam gün eğitim yapacağız. Çocuk öğle yemeğini okulda yiyecek. Ücretsiz öğle yemeklerini yiyecekler sonra okullarına devam edecekler. Özellikle bir kesimin beklediği, zaman zaman bize suçlama olarak yöneltilen, imam hatipler. Hep bize diyorlar ki, CHP gelecek İmam Hatip Okullarını kapatacak. Hayatımda duyduğum en büyük iftiralardan birisidir. Hiç kimse şunu unutmasın, imam hatipleri açan parti CHP'dir. O çocuklarımızın da eğitimini kaliteli, nitelikli almasını isteriz. Oradaki öğretmenlerin de toplumun lideri olmasını isteriz. Hiçbir okulun bir siyasal partinin arka bahçesine dönmesini asla kabul edemeyiz. Bütün çocuklarımız özgürce düşünecekler. Bizim imam hatipleri kapatma gibi bir düşüncemiz asla ve asla yoktur" ifadelerini kullandı.

"DIŞ POLİTİKANIN 180 DERECE DEĞİŞMESİ LAZIM"

"Dış politikanın 180 derece değişmesi lazım" diyen Kılıçdaroğlu, "Dış politika barış üzerine kurulur. Ülkelerin çıkarları üzerine inşa edilir. Türkiye'nin Ortadoğu'yu karıştırmasına gerek yoktur. Biz Cilvegözü'nü unutmadık. Biz Reyhanlı'yı unutmadık. Niğde'yi unutmadık. Biz Suruç'u unutmadık. Tamamı yanlış dış politikanın bedelidir. Bu dış politikanın değişmesi lazım. Suriye konusu. 2 milyonu aşkın mülteci var, onlara bakıyoruz. Suriye'de barışı inşa ettikten sonra, Suriyeli kardeşlerimizi Suriye'ye göndereceğiz. Bunu hemen çarpıttılar. Evet göndereceğiz, Suriye'de barışı sağlayacağız. Suriye'de de Ortadoğu'da da barışı sağlayacağız" diye konuştu.

Türkiye'nin Ortadoğu'da itibar kaybettiğini ve Mısır'ın Ro-Ro seferlerini iptal ettiğine değinen Kılıçdaroğlu, "Böyle bir dış politika olabilir mi? Herkesle kavgalı Türkiye. Sanane Mısır'dan kardeşim. Biz demokrasiyi, özgürlüğü savunalım. Kim baskı yapıyorsa onu eleştirelim. Ama onların içişlerine doğrudan müdahaleyi asla kabul etmiyoruz. Sözde biz oyun kurucu olacaktık. Türkiye Ortadoğu'da oyun kurucu olacaktı. Hadi buyur git bakalım Ortadoğu'ya. 5 ülkede büyükelçimiz yok. Cumhuriyet tarihinde bir ilktir" dedi.

" KÜRT SORUNU, İKİ BALDIRI ÇIPLAK HİKAYESİYLE BAŞLADI"

"Kürt sorunu, iki baldırı çıplak hikayesiyle başladı" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, "Bu sorun da bir siyasal partinin tek başına çözebileceği sorun olmaktan çıkmıştır. Daha ciddi, daha tutarlı ele alınması gereken sorundur. Soru bir, Kürt sorunu güvenlik politikalarıyla çözülür mü? Hepimiz biliyor ki çözülmez. Neden, 30 yıllık tecrübe bunu gösterdi. Soru iki, bu sorunun çözümünde siyasal partilerin ilk duruşları ne olmalıdır? İlk duruşları, bütün siyasi partilerin teröre karşı ortak tavır takınmalarıdır. Ama, fakat, lakin olmayacak. Biz teröre, terör örgütüne de karşıyız diyecekler. Üç, Kürt sorununu nasıl çözeceğiz? Toplumsal uzlaşmayla çözeceğiz. Birlikte çözeceğiz. Dört, toplumsal uzlaşmanın merkezi neresi olacak? Toplumsal uzlaşmanın merkezi TBMM'dir. Soru beş, bu temel sorunu çözmek için siyasi partiler hangi ilkelerden hareketle yola çıkmalı? Onu da söyledim, samimi ve dürüst olacaksınız. Gizli kişisel bir ajandanız olmayacak. Halka hesabını veremeyeceğiniz angajmanlara girmeyeceksiniz. Muhalefete ve topluma bilgi vereceksiniz. Birilerinin gizli ajandası vardı, birilerinin halka hesabı veremeyeceği yükümlülüklerin altına girdiğini biliyoruz. Çünkü tutanakları açıklayamıyorlar. Bu sorunu çözmeye talibiz, bu sorunu CHP dışında hiçbir parti de çözemez, açık ve net söylüyorum. Neden biz çözeriz? Bizim gizli, kişisel bir ajandamız yok. Bizim halka hesabını veremeyeceğimiz angajmanlara girme düşüncemiz yok. Biz bu ülkenin kurucu partisiyiz, bayrağımız ve vatanımız ortak ve bu sorunu çözeceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

"BAŞBAKANLIĞA BAĞLI ŞEHİTLER VE GAZİLER YÜKSEK KURULU OLUŞTURACAĞIZ"

Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bugün müziğimiz yoktu, şehitlerimiz olduğu için. Şehidin olduğu her eve ateş düşüyor. Anneler ağlıyor. Düne kadar ne söylüyorlardı, bugün ortaya çıkan tablo ne? Ben şehit yakınları ve gazilerle zaman zaman bir araya geliyorum. Hep şikayet ediyorlar, bir protezi almak için ne tür zorluklarla karşılaştıklarını bana anlatıyorlar. O gazi kardeşlerime sesleniyorum. CHP iktidarında milletvekillerinin sağlık hakları neyse aynı hakları size de tanıyacağız. Hatta mümkün olsa daha ilerisini sağlamak zorundayız. Bu ülke için canını bedenini veren insandan ne fedakarlık bekliyoruz? Her şeyden tasarruf edilir, gazinin taleplerinden, şehit yakınlarının taleplerinden tasarruf edilmez. Hepimizin onlara minnet borcu var. Yine şikayet ediyorlar, "derdimizi anlatacak makam bulamıyoruz" diyorlar. Başbakanlığa bağlı Şehitler ve Gaziler Yüksek Kurulu oluşturacağız. Bütün sorunlar buradan çözülecek. Öyle kapı kapı kimse dolaşmayacak" şeklinde konuştu.

Beş sorun alanının birbiriyle bağlantılı olduğunu bildiren Kılıçdaroğlu, "Toplumsal barışı sağlayamazsanız, ekonomide, dış politikada sorunlar çıkar. Dış politikayı sağlam temele oturtamazsanız, ekonomide, AB'ye üyelikte sorunlar çıkar. Siz eğitim sorununu çözemezseniz, dünya lideri Türkiye'yi yaratamazsınız. Bütün bunlar hepsi iç içe geçen mekanizmalar. Beş sorun alanını bizim kadar açık ve net ortaya koyan ikinci bir parti yoktur. Sizin önünüze bir siyasetçi geldiğinde ona şu soruyu sorun; Türkiye'nin beş temel sorununu sayın kardeşim deyin. Biz bütününü göreceğiz ki çözümü de ona göre gerçekleştirmiş olalım " şeklinde konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun seçim bildirgesini açıklamasının ardından CHP'nin 1 Kasım 2015 Milletvekili adaylarının tanıtımı yapıldı.