Özge Kizir

Kıbrıs’a özgü bir ürün olduğu için Türkiyeli üreticilerin hellimi üretmemesi konusunda girişimlerde bulunan Kıbrıs Türk Sanayi Odası,  İngiltere’nin hellim refleksiyle karşılaştı. İngiltere, hellimin Kıbrıs ürünü olarak tesciline karşı çıkarken, “Hellim sadece Kıbrıs’a özgü bir ürün değildir” iddiasında bulundu. İngiltere’nin tavrını eleştiren Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı “Hellim ve Halloumi isimlerinin Kıbrıs adasına ait olduğunu, çok eskilere dayandığını ve kültürel bir ürün olduğunu ispat etmemiz gerekiyor” dedi.

İngiltere üreticilerinin tescil konusunda itiraz dosyalamaya hazırlandıklarını ifade eden Çıralı, “İngiltere’deki üreticilerin de belli ki Hellim ve Halloumi ismini kullanarak üretim yapmalarında büyük maddi menfaatleri vardı. Bu maddi çıkarlarını haliyle savunmaya çalışacaklardır, ancak eninde sonunda bu ismi kullanmaktan vazgeçecektir” şeklinde konuştu.

Hellimin Avrupa Birliği’nde Kıbrıs ürünü olarak coğrafi koruma altına alınmasına karşı başlayan itiraz sürecine ilk başvuru İngiltere’den geldi. Kıbrıs'ın koruma altındaki coğrafik işaretli ürünü Hellim (KOCİÜ) ile ilgili olarak AB’ye yaptığı başvuru İngiltere’deki peynir üreticileri tarafından tepkiyle karşılandı. İngiltere’de yayınlanan ticaret dergisi The Grocer’in (Manav) yazarı Carina Perkins, İngiltere’nin hâlihazırda konuyu bilirkişilere danışmakta ve peynir üretici şirketlere de Eylül ayına kadar KOCİÜ başvurusuna itiraz etmelerini tavsiye ettiğini belirtti.

Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı ise konuyla ilgili olarak Haberal Kıbrıslı Gazetesi’ne yaptığı açıklamada, “Hellim ve Halloumi isimlerinin Kıbrıs adasına ait olduğunu, çok eskilere dayandığını ve kültürel bir ürün olduğunu ispat etmemiz gerekiyor” dedi. Tescil için Güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği’ne müracaat ettiğini ifade eden Çıralı, “Tescil için Güney Kıbrıs hükümeti Avrupa Birliği’ne müracaat etti. Şimdi bu müracaat yapılırken, bu ürünün Hellim ve Halloumi isimlerinin Kıbrıs adasına ait olduğunu, çok eskilere dayandığını ve kültürel bir ürün olduğunu ispat etmesi gerekiyor. Müracaatı yaparken çok eski arşivlere dayanarak belgelemesi ve belgeleri de sunması gerekiyor. Avrupa Birliği, Kıbrıs için bu durumu inceledi ve bu başvurunun doğru olduğuna kanaat getirdiği için bu tescili resmi gazetede yayınladı” şeklinde konuştu.

“3 aylık bir itiraz süresi vardır”

Hellimin Kıbrıs’a ait değil de, başka bir ülkeye ait olduğu iddiaları konusunda 3 aylık bir itiraz dönemi olduğunu vurgulayan Çıralı şöyle konuştu: 

“Tescil, normalde resmi gazetede yayınlandıktan sonra 3 aylık bir itiraz süresi vardır. Bu durum da şunun içindir: Eğer tescilde belirtilen ürünün Kıbrıs’a ait değil de, başka bir ülkeye ait olduğu iddiaları var ise, bu 3 aylık itiraz döneminde itiraz edebilir.” 

“İtiraz dosyalamaya hazırlanıyorlar”

İngiltere üreticilerinin tescil konusunda itiraz dosyalamaya hazırlandıklarını ifade eden Çıralı, “İngiltere’deki üreticiler de bu kapsamda itiraz dosyalamaya hazırlanıyorlar. Fakat onların, bu ürünün İngiltere’ye ait olduğu ve üretildiği gibi iddiaları da galiba yoktur. Bu iddialarını İngiltere dosyalayacak. Avrupa Birliği’nde tescillerle ilgili birimler ise bu iddiaları inceleyecektir. Sonucunda da onlara gerekli cevap verilecektir. Bu itiraz süreci zaten bunun içindir. 3. Ülkelerden, yani Kıbrıs haricinden başka üreticiler itiraz edebilir” ifadesini kullandı.

“Halloumi ismini kullanarak üretim yapmalarında büyük maddi menfaatleri vardı”

İngiltere’nin hellim konusunda 3 aylık itiraz sürecini kullanacağına dikkat çeken Çıralı, “Bu süre kullanılacaktır. Çünkü İngiltere’deki üreticilerin de belli ki Hellim ve Halloumi ismini kullanarak üretim yapmalarında büyük maddi menfaatleri vardı. Bu maddi çıkarlarını haliyle savunmaya çalışacakladır. Fakat benim görüşüm, bu iddialar doğru iddialar değildir. Eninde sonunda bu ismi kullanmaktan vazgeçecektir. Tescilin zaten en büyük amacı odur” dedi.

“Sanayi Odasının tescili zaten Türkiye’de yapılmıştır”

Sanayi Odasının tescilinin Türkiye’de yapıldığını belirten Çıralı sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Sanayi Odası’nın tescili zaten Türkiye’de yapılmıştır. Tescil Türkiye’de yapıldığına göre Kıbrıs adasına özgü bir ürün olduğunu kabul etmiştir. Bununla beraber başka ülkedeki birisi bu ismi kullanamaz. Tescilde zaten standartlar belirlenmiştir. Tescile uygun üretim yapmayanlar da bu ismi kullanamayacaktır. Kıbrıs’ta olsa dahi tescilde belirtilen standartlara uygun bir üretim yapanlar ancak bu ismi kullanabilecektir. Yani ister Güney’de, ister Kuzey’deki üretici, tescilde belirten standartlara uyarsa eğer, ismi kullanabilecektir. Bunu da denetleyecek olan bağımsız denetim kurulu denetçileri olacaktır. Denetimden geçen üreticiler ancak bu ismi kullanabileceklerdir. Tabi bu durumda Kıbrıs adası sınırları içerisinde olması şartı da vardır.” 

"Çözüme yüzde 80 oranında hazırız”

Çözüm süreci için değerlendirmede bulunan Çıralı, “Nihai bir çözüme ulaşmak herkesin hedefi ve arzusudur. Bizim de Sanayi Odası olarak bir nihai çözüme ulaşma arzumuz vardır. Bu durumu destekliyoruz. İki tarafın ve iki toplumun onay vereceği bir çözüm formülüne biz evet diyoruz ve destekliyoruz. Olası bir çözümden sonra hem Kuzey hem de Güney ekonomisinin için de çok büyük bir fırsat doğuracağına inanıyoruz. Sanayi sektörü olarak çözüme yüzde 80 civarında hazırız. Daha eksiklerimiz, yasal düzenlemeler ve bazı standart eksikliklerimiz olabilir. Fakat bunlarda belki bir delegasyonla ya da çözümden sonra belirlenecek bir geçiş süreciyle bu eksikliklerde tamamlanabilir” dedi.