Suna erden

Sosyal Hizmet Uzmanı Barış Başel tarafından hazırlanan istatistikî verilere göre, geride bıraktığımız 2014 yılında 4 çocuk önlenebilir kaza ve ihmale bağlı nedenler ile yaşamını yitirdi. Ülke genelinde 21’i kız olmak üzere yaşları 12 ile 17 arasında değişen 62 çocuk evden kaçarken, Karpaz bölgesinde 15 ve 17 yaşında ölümle sonuçlanan iki öz kıyım girişimi gerçekleşti. 4’ü Erkek, 2 tanesi özel gereksinimli, 5 tanesi sözlü ve elle cinsel taciz olmak üzere çocuklara yönelik cinsel saldırı kapsamında toplam 20 Cinsel İstismar vakası kayıtlara geçti. Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen çocukların korunması yönünde atılması gereken adımların atılmadığını kaydeden Sosyal Hizmet Uzmanı Barış Başel, Star Kıbrıs’a açıklamalarda bulundu. 

ÇOCUKLAR DİKKATE ALINMADI 

Başel, 2015 Yılı bütçesi görüşüldüğünü ve önceki yıllarda olduğu gibi çocuk hakları için duyarlı bir bütçe çalışması yapılmadığını belirterek, ‘vatandaş olmayanlar’ için tek kuruşluk bir gider kalemi oluşturulmadığını söyledi. Başel, “Örneğin Türkiyeli çocuklar kendi ülkelerinden aktarılan kaynağın sadece eğitim ve sağlık giderlerinin kendi paylarına ayrılan çok cüzi bir kısmından faydalanabiliyor. Sosyal güvenlik şemsiyesinin dışında bırakılan bu çocuklar devlet tarafından ciddi bir ayrımcılığa ve sosyal dışlanmaya maruz bırakılıyor. Yıllardır yöneticiler yıllık bütçeyi hazırlarken “göçmenler” için kaynak talebinde bulunmamıştır. Toplum merkezleri, sosyal yardımlaşma fonu gibi yapılanmalar bütçede yer alsaydı yetkililer parayı aktarmaya hayır diyemeyecekti” şeklinde konuştu. Başel, buradaki sorunun siyasilerin büyük çoğunluğunun göçmen kesime olan samimiyetsiz ve umursamaz bakış açılarından kaynaklandığını, bu durumun çocukların temel ve sosyal haklarını engellemeye neden olduğunu söyledi. 

VERİMLİ BİR YIL OLMADI 

Geride bırakılan 2014 yılının çocuk koruma sistemi açısından verimli bir yıl olmadığını kaydeden Başel sözlerini şöyle sürdürdü: “Sosyal Hizmet Politikaları makro ve mikro düzeyde hazırlanmamakta günü kurtarmaya yönelik adımlar atılmaktadır. Cumhurbaşkanlığı tarafından yürütülen çalışmalar ve çocuklar açısından ceza yasasında gerçekleştirilen değişiklik dışında çocuk koruma sistemi açısından verimli bir 365 gün olmadı. Koruyucu ve önleyici, destekleyici ve geliştirici, ayrıca sorun yaşayan gruba tedavi ve rehabilite edici hizmetler bütünü oluşturulmadığından bomboş bir yıl daha geçirmiş olduk.” 

GÜNDEME DAHİ ALINMADILAR 

Devlet yetkililerinin 2014 yılı boyunca çocukları hiç gündemine almadığını dile getiren Başel, onaylanan bakanlar kurulu kararları arasında çocuk ıslah okulu açılması yönünde tek bir önerinin dahi yer almadığını, çocuk hakları konusunda vizyon sahibi olmayan kabine tarafından böyle bir karar sonrası ihtiyaç duyulacak kaynak ihtiyacına 2015 yılı bütçesinde de yer verilmediğini söyledi. 

KİMİ EVDEN KAÇTI, KİMİ TACİZE UĞRADI, KİMİ İSE CANINA KIYDI 

Başel, Çocuk Koruma Polisi ve kayıp çocuklar için uyarı sistemi oluşturulması yönünde yapılanma fikrinin bile tartışılmadığı yıl içerisinde çocuk tacizleri ve ölümleri meydana geldiğini açıkladı. Başel, 2014 yılında 21 kız olmak üzere yaşları 12 ile 17 arasında değişen 62 çocuğun evden kaçtığını belirterek, “ Ne yazık ki ailelerin büyük çoğunluğu sonradan basın tarafından deşifre olma kaygısı ile olayı polise şikâyet etmekten kaçınmış ve aralarında cinsel istismara bile sessiz kalarak konuyu kapatmaya çalışanlar olmuştur” dedi. 

YÜZLERCE ÇOCUK RİSK ALTINDA 

Karpaz bölgesinde 15 ve 17 yaşında ölümle sonuçlanan iki öz kıyım girişimi gerçekleştiğini kaydeden Başel sözlerini şöyle sürdürdü: “4’ü Erkek, 2 tanesi özel gereksinimli, 5 tanesi sözlü ve elle cinsel taciz olmak üzere çocuklara yönelik cinsel saldırı kapsamında toplam 20 Cinsel İstismar vakası kayıtlara geçmiş ve basına yansımıştır. Yüzlerce çocuğun risk altında yaşadığı, kapsamlı bir çocuk koruma sistemine sahip olmayan ülkemiz için bilinmeyen rakam ise karanlık bir tablo olarak kalmaktadır.” 

ÇOCUKLARI KORUYACAK SİSTEME GEREKSİNİM VAR 

Başel, temel bir insan hakkı olan yaşam hakkı elinden alınan çocukların önlenebilir kaza ve ihmale bağlı ölümleri açısından sorumluların yargılanmadığını ifade etti. Başel, “Önlenebilir kaza ve ihmale bağlı nedenler ile 4 çocuk yaşamını yitirmiştir. Ne yazık ki “Acılıdır, ailedir, anne babadır” ve benzeri duygusal yaklaşımlar kararlarda yargının önüne geçiyor” şeklinde konuştu.Başel, çocukların arabada seyahat edişinden, eğitimine ve sağlık hizmetlerine ulaşmak konusuna kadar tepeden tırnağa yeniden yapılandırılmış bir çocuk koruma sistemine gereksinim olduğunu ve bunun öncelikli konu olarak ele alınması gerektiğini sözlerine ekledi.