Başbakan Yardımcısı Arınç, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarıyla ilgili, "Çok büyük bir eksik tespit ettim. Bir ana muhalefet partisi lideri böyle kapsamlı bir açıklama yaptığı zaman da nasıl oluyor da çözüm süreci ile ilgili bir cümleyi sarf etmiyor" dedi.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç, Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirilen ve 7.5 saat süren Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından düzenlediği basın toplantısında açıklamalarının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Koalisyon tartışmalarının hatırlatılarak, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 14 ilkesi AK Parti ile bağdaşıyor mu?" sorusu üzerine Arınç, genel değerlendirmeyi Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yaptığını, onlara ilave edilecek bir husus olmadığını belirtti. Bülent Arınç, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Diğer genel başkanlar içerisinde basına aksedenler var, aksetmeyenler var. Basında da kaynağı belli olmadan hangi bakanlıkların hangi partiye verileceği, Meclis Başkanının kim olacağı. Bütün bunlara yönelik spekülatif haberler var. Her dönemde böyle şeyler olmuştur. Hatta bırakın koalisyon hükümetlerini kurmayı tek parti iktidarlarında bile, yani bakan toto oynadıklarını, zaman zaman bazı isimlerin özel olarak basına sızdırıldığını içinde yaşayan bir arkadaşınız olarak biliyorum. Bütün bunlara, biz bunlara itibar etmeyiz. İtibar ettiğimiz tek şey genel başkanların veya partilerin yetkili kurullarının açıklamalarıdır. Özellikle milletvekillerinin kendi arzu ve isteklerini yansıtan beyanları kendilerini bağlar, partilerini hiçbir zaman bağlamaz. Bu tür münferit açıklamalara partilerin karşı çıkması gerekir. Çünkü bunlar, genel başkanları da partinin tüzel kişiliğini bağlayabilecek noktada olmaması düşünülür. Buna en çok riayet eden AK Parti'dir. Sayın Başbakanımızın ve birkaç bakanımızın dışında bireysel olarak bir tercihte bulunulması bugüne kadar duyulmamıştır. Elbette şu olabilir; partiler yetkili kurulları içerisinde görüşürken milletvekilleri kendi özel düşüncelerini açıklarlar. Bu her partide yapılacak özel görüşmeler sırasında konuşulacak şeylerdir. Ama bunların basın önünde, ekran önünde adeta partiyi bağlayıcı bir şekilde dile getirilmesi doğru da değildir, mümkün de değildir."

"HENÜZ HÜKÜMETİ KURMA YETKİSİ VERİLMEDİ"

Bir genel başkana henüz hükümeti kurmak adına yetki verilmediğine dikkat çeken Arınç, "Ne zaman olacak bu? Takriben 15-20 gün sonra. Kime verilecek bu görev? Sayın Cumhurbaşkanı tarafından Anayasa gereğince herhalde AK Parti Genel Başkanı'na verilecek. AK Parti Genel Başkanı, kiminle koalisyon kurabileceği konusunda zannediyorum ki siyasi partilerin genel başkanlarıyla samimi, dürüst görüşmeler yapacak. Orada temel ilkeler üzerine anlaşma olabilirse bir koalisyon hükümeti kurulacak. Sayın Genel Başkanımız hükümeti kuramazsa, herhalde ikinci olarak Sayın Kılıçdaroğlu'na bu görev verilecek. O da siyasi partilerle görüşecek, kararını bir şekilde duyuracaktır. Hükümeti kurabilirse kuracak, kuramazsa iade edecektir. Ondan sonra Allah kerim değil, belli bir süreç geçer de hükümet kurulamazsa Cumhurbaşkanımızın da dahil olmasıyla bir erken seçim ortaya çıkabilecektir" diye konuştu.

Arınç, seçim sonrası ekonomik gelişmeler ortaya konulduğunda Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve ilgili bakanların AK Parti'nin şu an için hükümette bulunmasından dolayı piyasalarda olumsuz anlamda bir dalgalanma olmadığını, olumlu bir beklenti içerisine girildiğini ifade ettiğini kaydetti. Ekonomide istikrarın devam ettiğini vurgulayan Arınç, "İş çevrelerinin, ekonomik çevrelerinin, dış çevrelerin, Türkiye'de istikrarı devam ettirecek bir hükümet görmek istediklerini sağır sultan bile biliyor. Dolayısıyla eğer hükümet kurma aşamasına girildiğinde Sayın Başbakanımız istikrarı devam ettirecek bir koalisyon örneğini ortaya koyabilirse Türkiye'deki gelişmelerin olumlu anlamda devam edeceğine inanıyorum" dedi.

"KIRMIZI ÇİZGİLERİM VAR, BUNDAN ASLA ASLA VAZGEÇMEM ANLAYIŞI DOĞRU DEĞİL"

Arınç, "Bazı genel başkanlar ben şurada olmam, burada olmam diyerek kapıları kapatmış olabilirler. Bu doğru bir tavır değildir. Ben şu şu kırmızı çizgilerim var. Bundan asla asla vazgeçmem doğru değildir. Temel ilkeler ve prensipler çerçevesinde görüşmeler yapılabilir. Biz madem ki bu seçimler sonucunda bir koalisyon hükümeti kurmaya mecbur kaldık, milletimizi suçlamıyoruz, milletimizin kararına saygı duyuyoruz. Bu karardan ortaya çıkan sonucun da Türkiye'de istikrarı devam ettirecek bir güçlü koalisyon kurulması olduğuna inanıyoruz. Dolayısıyla onu bekleyip görmemiz gerekir. Bunun dışında bir anlayışın Türkiye'ye fayda getirmeyeceğine inanıyoruz" diye konuştu.

ARINÇ'TAN KILIÇDAROĞLU'NA ÇÖZÜM SÜRECİ ELEŞTİRİSİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugünkü konuşmasını dikkat çeken Arınç, şunları söyledi:

"Orada madde madde sayılmış belirli ilkeler yok. Ancak arkadaşlarımız bu konuşmada Sayın Kılıçdaroğlu'nun ne demek istediğini maddeleştirmişler, önümüze getirdiler. Bunların bir kısmı temennidir, bir kısmı siyasette mutlaka olması gerekenlerdir. Bir kısmı da belki sadece belli makamları hedef alan bir takım göndermelerdir. Bunlar değerlendirilir. Bunlar bugün yapılan açıklamalardır ama koalisyon kurulması için kendisine gelen bir şahsa karşı henüz söylenmiş veya söylenecek sözler değildir. Dikkatle açıklamasını okudum, siyasi değerlendirmeler yapıyor, bunların hepsine saygı duyabiliriz ama çok büyük bir eksik tespit ettim. Madem ki buna önem verilerek bir açıklama yapılıyor ve basın mensubu arkadaşlarımız da bunların içerisinden bir süzme yaptıkları zaman 12-13-14 tane bizim karşımıza bir başlık getiriyorlar; bir ana muhalefet partisi lideri böyle kapsamlı bir açıklama yaptığı zaman da nasıl oluyor da çözüm süreci ile ilgili bir cümleyi sarf etmiyor. Bu konuşmanın içerisinde çözüm sürecinin ne olacağı, bu sürece nasıl baktıkları, koalisyon ortağı oldukları takdirde çözüm süreciyle ilgili kanaatleri nedir, ben bulamadım, siz bulduysanız böyle bir cümleyi lütfen bana da gösterin. Bunu bir eksiklik olarak görüyorum. Eğer bu açıklamalara devam edecekse Sayın Kılıçdaroğlu çözüm süreciyle ilgili özel düşünceleri, partisine ait düşünceleri kast ediyorum, kamuoyuna açıklamasında fayda olabilir."

"CUMHURBAŞKANI'NIN ŞUNUNLA KOALİSYON KURUN ŞEKLİNDE BİR TOPLANTIYA DAVET ETTİĞİNE İNANMIYORUM"

Ardından bir gazetecinin AK Parti ve diğer partiler arasında alt düzeyde bir görüşme olup olmadığını sorması üzerine ise Arınç, şu yanıtı verdi:

"Öncelikle AK Parti ile CHP veya diğer partiler arasında koalisyon öncesi bir alt düzeyde de olsa görüşme oldu mu dediniz. Benim bildiğim kadarıyla olmadı. Sayın Cumhurbaşkanımızın Sayın Deniz Baykal ile bir görüşmesi olduğunu herkes biliyor. Bunun üzerine yorumlar yapıldı. İki taraftan da açıklamalar oldu. Sayın Baykal'ın geçici Meclis Başkanı olması ile ilgili parlamentonun çalışması ile ilgili bir görüşme yaptıkları da taraflarca ifade edildi. Bunun dışında Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından bizzat açıklandı mı bilmiyorum, gazetecilerle olan toplantısında galiba siyasi parti liderlerine bir çağrı yapacağı, onlarla görüşme yapacağını ifade etmişti. Buna MHP'nin de, CHP'nin de karşı çıktıklarına dair bazı açıklamalar duydum. Yani "koalisyon çalışmaları genel başkanlar düzeyinde olur, Cumhurbaşkanı buna dahil olmasın" dediler. Evet, Anayasa'da bazı hükümler var ama Cumhurbaşkanı'mızın "siz şununla koalisyon kurun" şeklinde bir toplantıya davet ettiğini bilmiyorum, inanmıyorum. Bu herhalde Sayın Baykal gibi parlamento çalışmaları, belki Türkiye'nin içinde bulunduğu şartlar konusunda siyasi parti genel başkanlarını bilgilendirmek istemiş olabilir. Ama takdir kendilerinindir. Biz Sayın Başbakanımıza yetki verildikten sonra bir çalışma yapacağını biliyoruz. Kendisi o şekilde ifade ettiler. Ama birbirleriyle arkadaşlık ilişkisi olanların bir araya gelip çay içmeleri, konuşmaları onları bilmediğimiz gibi doğrudan bizi ilgilendirmiyor."

"KİTABI TARAFLARINA SORMAK LAZIM"

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Basın Başdanışmanı Ahmet Sever'in kitabını okuyup okumadığı ve kitaptaki iddialara yönelik değerlendirmeleri sorulan Arınç, "4,5 yıl süren hükümet sözcülüğümde bir şey öğrendim ben. Mümkün de hükümeti ilgilendiren ve Bakanlar Kurulu gündemi ile ilişkili olan konuları konuşmak lazım. Tabii siz sordukça nezaketsizlik olmasın diye bugüne kadar farklı konularda açıklama yaptım. Ama bunun doğru olmadığını düşünüyorum. Yani sorunuz özel bir sorudur. Bugün gündemimizde yoktu, bir. Hükümetimizle ilgisi yok, iki. Kitabı okumak mümkün değil, herhalde bugün çıkmış olmalı. Ama gazetelerde kitaptan bazı alıntıları görüyorum. Kitapta yazılı olanlarla ilgili olarak belki taraflara sormak gerekir. Dolayısıyla bu konuda bir şey söyleyemeyeceğim" karşılığını verdi.

"HER FIRSAT BULDUĞUMDA GÜL'Ü ZİYARET ETMEK VE ONDAN YARARLANMAK İSTERİM"

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile İstanbul'da geçen hafta yaptığı görüşmeye ilişkin soruya ise Arınç, şöyle cevap verdi:

"Doğrudur, İstanbul'a çok sık gidemiyorum. Ama bu cuma gitmiştim. Uluslararası insan hakları kurumları bir araya geldi, onların çalışmasını yaptık. Sonra bir Ermeni lisesinde mezuniyet törenine katıldım. Cuma günü olması hasebiyle de Sayın Gül'ün hangi camide namaz kılacağını sordum. Gerçi ben yetişemedim, o başka bir yerde kılmış herhalde. Sonradan da aradığımı bildiği için kendisi yeni ofisinde beni çay içmeye davet etti. 40 yıllık arkadaşlar olarak çok şükür aylar sonra bir çay içimi için bir araya geldik. Bunda garip bir durum yok. Bundan sonra da her fırsat bulduğumda Sayın Gül'ü eğer imkanım olursa ziyaret etmek, ondan yararlanmak isterim."

"İSTİFAYI DAHA SONRA SORUN CEVAPLANDIRAYIM"

Bir gazetecinin son olarak kitapta "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kendisini istifadan döndürdüğü" iddiasına yönelik soruya Arınç, "Kitabı okuyayım da ondan sonra özel bir görüşme sırasında bunu bana sorun, ben de cevaplandırayım" yanıtını verdi.