Orman Mühendisleri Odası, 1941 tarihli Fasıl 60 Orman Yasası ve tahtından yapılan tüzüklere göre, Orman Dairesi'nin özel mülkiyetteki bir orman ağacının kesilmesini engellemesinin mümkün olmadığını belirtti.

Orman Mühendisleri Odası Başkanı Can Conkbayır, mevcut Orman Koruma ve Faydalanma tüzüğüne göre özel mülkteki orman ağaçlarının kesimi için gerekli tek işlemin, mal sahibinin muhtardan alacağı, arazinin sahibi olduğuna dair yazıyı Orman Dairesi’ne vermesi olduğunu söyledi. Conkbayır,   dilekçeye tapu eklemenin bile gerekmediğini,  bölge muhtarının vereceği yazının izin için yeterli olduğunu ifade etti.

Conkbayır,  ilgili tüzük maddesinde başka bir kriter öngörülmediğinden, dairenin kesim iznini vermek zorunda olduğunu, aksi halde iznin dava yoluyla alınabileceğini anlattı.

“İLGİLİ YASALAR ORMANLARI VE ÖZEL MÜLKTEKİ AĞAÇLARI KORUMAKTA YETERSİZ”

Orman Mühendisleri Odası Başkanı Conkbayır, ilgili yasaların ormanları ve özel mülkler üzerindeki ağaçları korumakta yetersiz kaldığını, bu yasaların güncellenmesi için birçok kez yaptıkları girişimlerden sonuç alamadıklarını da belirtti.

Conkbayır, mevcut yasa ve tüzüklerin tüm orman ve ağaçlara odun istihsali gözüyle bakılarak hazırlandığını, ormanların biyo-çeşitlilik, eko-sistem, rekreasyon, estetik değer gibi diğer fonksiyon,  fayda ve işlevleri üzerinde neredeyse hiç durulmadığını söyledi.

“ANIT NİTELİKLİ VEYA ÖZELLİKLİ AĞAÇLARIN KORUNMASI İÇİN  TEK YASAL DÜZENLEME ESKİ ESERLER YASASI…”

Anıt nitelikli veya özellikli ağaçların korunması hususunda mevcut tek yasal düzenlemenin ise Eski Eserler Yasası altında mevcut olduğuna, ancak ilgili dairede bu iş için kadro bulunmadığına ve diğer kurumlardan yardım da istenmediğine dikkat çeken Conkbayır,  Dereboyu’nda kesilen iki Fıstık Çamı ağacının kurtarılması gerektiğini ifade etti.

Conkbayır şöyle dedi:

“Dereboyu’ndaki iki ağaç, Eski Eserler Dairesi tarafından, Eski Eserler Yasası kapsamında korunması gerekli doğal varlık olarak değerlendirilmesi gerekirdi.

Söz konusu ağaçlar yaşları, bulundukları cadde üzerindeki dikkat çekici görüntüleri, caddenin peyzajındaki hâkim ve belirleyici ögelerden olmaları, ayrıca fıstık çamlarının Lefkoşa’daki yaşlı bireylerinin günden güne azalarak nadir hale gelmesi nedeniyle kesimlerine izin verilmeyerek koruma altına alınmalıydı.

Planlama makamı ve belediye gelişmenin yapılacağı araziyi yerinde görüp Eski Eserler Dairesine bilgi vermesi, onların vereceği görüş ışığında da söz konusu özel mülk üzerinde,  bu ağaçlara ve niteliklerine zarar vermeyecek, bunları bozmayacak gelişmelere onay vermesi gerekirdi.

Ancak planlama makamı tarafından onay verilmeden önce ne Eski Eserler Dairesi’nden ne de Orman Dairesi’nden görüş alındı.  İnşaatla ilgili Planlama Makamı ve Belediye tarafından tüm onay ve izinler verildikten sonra, bodrum kazısına başlanacağı zaman, Orman Dairesi’nden söz konusu ağaçlar için kesim izni istendi.” 

Conkbayır;  “dramatik durumlar listesinde”, hâlâ çıkarılamayan Milli Parklar Yasası, orman içi piknik alanları, ağaçlandırma sahalarının korunması, yasadışı otlatma,  orman arazilerindeki taş ocakları ve buraların nasıl rehabilite edileceği, üzerinde ağaçlandırma sahaları olan ancak bakanlar kurulunca hala orman ilan edilmemiş devlet arazilerinin farklı amaçlarla yatırımlara tahsis edilmesi, ormanlara sürekli çöp dökülmesi ve yol yapımlarında güzergâh veya dolgu malzemesi için sorgusuz sualsiz ormanlık arazilerin tercih edilmesi de bulunduğunu söyledi.

Açıklamasında kaçak ağaç kesimlerine de değinen Conkbayır,  ülke alanının yaklaşık % 25'ini kaplayan orman alanlarına hükmetmesi gereken Orman Dairesi’nin görev yükünün ağır, mühendis ve teknik personel sayısının ise son derece yetersiz olduğuna, personel kadrolarının boş bir şekilde durduğuna vurgu yaptı.

Conkbayır, odun sobası veya şömine bulundurma, odun temini ve satışı konularında yasal düzenlemeler yapılması,  vatandaşlık bilincinin geliştirilmesi ve caydırıcı cezalar gündeme getirilmesi gerektiğini belirtti.