AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, çözüm sürecinin devamı için 2 şartın yerine getirilmesi gerektiğini belirterek, "Çözüm sürecini samimi olarak sahiplenmek isteyenler, kesinlikle terör örgütüne karşı olduklarını ilan etmeli. Silahlı unsurlar silahları gömmeli" dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü, AK Parti Genel Merkezi'nde Merkez Yürütme Kurulu toplantısı sürerken basın toplantısı düzenledi. Çelik, yaptığı konuşmada, 1 Kasım seçimleri sonrasında Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında ilk MYK toplantısının yapıldığını belirterek, "1 Kasım sonuçları kapsamlı bir şekilde değerlendirilmiştir. 1 Kasım seçimlerinde katılımın yüksek olması sebebiyle, hem demokrasimizin gücünü göstermesi olarak görülmesi bakımından hem de dünyanın pek çok yerinde gelişmiş demokrasilerde bile çok azken Türkiye'nin böyle bir yüksek katılımla sağlıklı seçimler yapabilmesini Türkiye'nin kazanımı olarak görüyoruz. Seçim sonuçlarının ufak tefek itirazlar harici, genel oy alan şekilde hiçbir sıkıntıya mahal vermeyecek şekilde açıklanmış olmasıdır. İtirazlar var resmi sonuçlar açıklanacak" dedi.

Başbakan Davutoğlu'nu dünyanın çeşitli ülkelerinden liderlerin aradığını hatırlatan Çelik, "Türk demokrasinin altını çiziyorlar, AK Parti'nin böylesi bir galibiyetle çıkmasını tebrik ediyorlar. Seçim sonuçları, seçimin kazanını AK Parti'dir fakat kaybeden partiler olmasına rağmen kaybeden tek bir vatandaşımız dahi yoktur. Türkiye bugün huzurlu barış içinde bir güne uyanmıştır, bu milletimizin zaferidir. AK Parti her seçimde bir sayısal olarak aldığı oy kadar bunun arkasındaki meşruiyete dayanan bir partidir. Oy verenlere şükranlarımızı sunduğumuz kadar bütün partilerin tabanındaki vatandaşlarımıza da saygılarımız sunuyoruz. Sandıklarda nöbet tutarak seçimin barışçıl şekilde yapılması için elinden gelen gayreti gösteren bütün partilerin barışçı yaklaşım üreten, demokrasiye sahip çıkan bütün partilerin mensuplarına da teşekkürlerimizi sunuyorum" ifadelerini kullandı.

"BİZ, İKTİDAR FAALİYETİNDE BULUNURKEN TOPLUMUN SESİNİ DİNLEMEYE ÖZEN GÖSTERDİK"

"AK Parti'nin zaferi hem demokrasi tarihimiz hem de dünya siyasi tarihi acısından açık bir zaferdir" diyen Çelik, "AK Parti dünya tarihinde iktidardayken gücünü koruyan, artıran bir parti olmuştur. 7 Haziran'da tek başına hükümet kurulması mümkün olmadı, bunun sebepleri üzerinde biz çok düşündük. Biz sadece muhalefetteyken toplumun sesine kulak veren ya da iktidara geldiğinde bundan vazgeçen partilerden olmamaya özen gösterdik. Biz, toplumun sesine kulak verdiğimiz gibi iktidar faaliyetinde bulunurken de toplumun sesini dinlemeye özen gösterdik. AK Parti Türkiye'de en güçlü merkez partisidir. Sayısal meşruiyeti kadar siyasal meşruiyeti de çok yüksektir. Türkiye'de her yaştan, her mezhep grubundan oy alabilen bir partidir. AK Parti, sadece siyasi güce sahip olmakla değerlendirilemez, sosyolojik olarak Türkiye'nin toplumsal omurgası durumundadır. MYK'mız bu sorumluluğun farkındadır. Daha büyük bir tevazuyla daha çok çalışarak daha özgürlükçü ilişkiler kurarak, reformları kesintisiz bir şekilde devam ettirerek, Türkiye'de en önemli şeyin birlik bilinci içinde bundan sonraki siyasi süreci sürdüreceğiz. Hiçbir vatandaşımız mahzun olmasın, AK Parti'nin zaferi onların da zaferidir. Bize oy vermeyen vatandaşlarımızın toplumsal taleplerine de bize oy verenler kadar sahip çıkacağız. Üzerimize düşeni yapmanın gayreti içinde olacağız. Milletin görevlendirmesi şereflerin en güzelidir" şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE'DE ÖTEKİ YOKTUR"

Çelik, "Türkiye'de öteki yoktur, Türkiye'de herkes biz duygusunun içindedir. Bugün Türkiye'de öteki üzerinden siyaset yapmak, ötekileştirme üzerinden siyaset yapmak en karşı olduğumuz meseledir. Türkiye'de siyasi olarak, ideolojik olarak, hayat tarzı bakımından bütün farklı kesimlerin hiçbiri Türkiye'de kiracı değildir. Bütün hayat tarzları, bütün toplum kesimleri, bütün ideolojik kesimler, diğer partilere oy veren herkes bu ülkede ev sahibidir. Bu ülkede birinci sınıf vatandaştır, hepsinin oyu kıymetlidir, hangi partiye oy vermiş olurlarsa olsunlar, onayını aldığımız vatandaşlarımız kadar bize oy vermeyenlerin rızasını almak da bundan sonraki politikalarda gözettiğimiz ana unsur olacaktır" diye konuştu.

Esas meselelerden birisinin Türkiye'nin hükümüte kavuşması olduğunu anlatan Çelik, geçici seçim hükümetinin görevinin sona erdiğini ve hükümetin görevine başlamasının milletin arzusu olduğunu ifade etti. Çelik, takvimle ilgili titiz ve ince bir çalışma yapıldığını belirterek, grup başkanvekilleriyle de değerlendirmelerin yapılacağını dile getirdi.

"ŞU KADAR ZAMANIMIZ VAR" DİYE REHAVETİN İÇİNDE OLMAYACAĞIZ"

"Önümüzdeki dönem vakit kaybetmek istemiyoruz" diyen Çelik, "Şu kadar zamanımız var" diye rehavetin içinde olmayacağız. Çözüm arayışında olacağız. Türkiye'nin büyük meselelerini çözmek için esas durduğumuz yer, kaliteli politikalar üretmek ve bu çerçeveye mutabık olduğumuz kesimlerle politikaların oluşturulmasında toplumsal kesimlerle diyalog içinde olarak ana siyasi eksenlerimizden bir tanesi olacaktır. Türkiye 7 Haziran'dan sonra kritik türbülansın içine düştü, tüm bunlar bugün itibarıyla geride kalmıştır. Türkiye önündeki büyük hedeflere yürüyecek iradeyi ortaya çıkarmıştır. Bu, Türkiye Cumhuriyeti'nin kazanımıdır. Hep beraber eşit, özgür, kardeş olmanın kararlılığındayız" açıklamasında bulundu.

"MESAJI ALDIK DEMİŞTİK, MESAJI ALIYORUZ, ALMAYA DEVAM EDİYORUZ"

Çelik, açıklaması sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, seçim sonuçlarına ilişkin sorusuna Çelik, "AK Parti kadrolarının toplumla ilişki kurma konusunda samimiyetini gösterdiğini herkes gördü. Bu kadar seçim geçirmiş olmasına rağmen her kesimden vatandaşımız kucak açtı bize. Mesajı aldık demiştik, mesajı alıyoruz, almaya devam ediyoruz, sürekli olarak kendimizi güncelleyeceğiz. Diğer partilerle ilgili değerlendirme yapmak zorunda değiliz, AK Parti'nin en temel yaklaşımı bir pozitif siyaset üzerinden toplumla ilişki kurmaktır. Kuşkusuz, diğer partiler kendi değerlendirmelerini yapacaklardır. Onların kendi değerlendirmelerini yapmak yerine AK Parti'yi suçlayan yaklaşımlarda bulunmamalarını isterdik. Üslup sataşmalarına ya da hırçınlığa gerek yok, barışçıl bir dil kullanarak yüksek kaliteli bir dil kullanarak herkes derdini anlatabilir. Böylece herkes topluma kendisini daha iyi anlatma fırsata bulur. Biz, hiçbir zaman rakiplerimizin zayıflığından güç alan bir parti olmak istemedik, tam tersine rakiplerimiz güçlü olsun ki biz kendimizi daha da güçlendirelim, daha da zinde hale gelelim ve Türkiye'de siyasetin standartları yükselsin. Çünkü, Türkiye'de siyasetin standartlarının yükselmediği bir ortamda kaliteli işler üretemezsiniz. Her parti kaliteli işler yapsın, ciddi rekabet edelim, hiç kimse ile bir rövanş duygusu içinde değiliz, biz bir rövanş partisi değiliz. Biz, Türkiye'yi yönetme sorumluluğu içinde gereken olgunlukla hareket eden bir partiyiz. Rövanş siyaseti, negatif dil, rövanş dili bizim kitabımızda yer almaz" karşılığını verdi.

Seçim sonuçlarının hatırlatılması üzerine Çelik, AK Parti'nin bu sonuçlara alışık bir parti olduğunu belirterek, "Kendi içimizde bu sonuçları bilen arkadaşlarımız oldu. Bu sefer havanın farklı olduğunu, bu rakamın bir iki aşağısını ifade eden arkadaşlarımız oldu. Tek başına iktidar çıkacağımızı artık son haftalarda görmeye başlamıştık" dedi.

Türkiye'de iktidar-muhalefet diyalektiğinin işlemesi için muhalefetin daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğinin ortaya çıktığına dikkati çeken Çelik, AK Parti'nin kendisini güncelleyen bir parti olarak ortaya çıktığını ifade etti.

Seçim beyannamesinde söz verilen hususlarla ilgili yasal düzenlemelerin yerine getirilmesi için gereken çalışmalara başladığını anlatan Çelik, "Hükümet programıyla ilgili çalışmalar bu sabah itibarıyla başlamıştır. Reformlar konusunda hangi adımlar atılacak onunla ilgili çalışmalar bu sabah itibarıyla başlamıştır. Beyanname ile ilgili vaatlerin yerine gelmesi, sahada yapılacak çalışmaların yapılması bakımından" şeklinde konuştu.

ÇELİK'TEN YENİ ANAYASA KONUSUNDA PARTİLERE ÇAĞRI

Yeni anayasa konusunda partilere çağrıda bulunan Çelik, "Bütün siyasi partilere çağrı yapıyoruz, gelin Türkiye'yi, sivil vatandaş odaklı, çağdaş, Türkiye'yi geleceğe taşıyacak yeni bir anayasa yapalım. Bu sefer millet bu anayasayı yazsın, anayasa hukukçuları anayasa tekniği açısından formüle etsinler ve bu şekilde bu anayasayı Türkiye'ye kazandıralım. Siyasi partilerin bu konudaki her türlü karşılıklı diyalog geliştirme mekanizmalarına açığız" açıklamasında bulundu.

ÇÖZÜM SÜRECİ

Çözüm sürecine ilişkin bir soru üzerine Çelik, "Türkiye ve bu bölge bundan sonrasında bu silahlı unsurlara şimdiye kadar olduğu gibi kesinlikle tahammül etmez. Çözüm süreci konusunda samimi olanların yapması gereken iki şey var, bir siyasi olarak bunu söyleyenlerin kesinlikle terör faaliyetlerine karşı olduklarını ilan etmeleri. İkincisi de eli silahlı unsurların da yapacakları tek şey bu silahları gömmektir. Türkiye'de siyasi katılım yolları bellidir. Hiç kimsenin çözüm sürecini bahane ederek kamu düzenini yaralamasına müsaade etmeyiz. Hem kamu düzeni hem demokratikleşme birbirini besleyen iki unsur olarak bundan sonra da devam edecektir. Kamu düzeni sağlandıktan sonra, kamu düzeni konusunda tam hakimiyet sağlandıktan sonra buzdolabı meselesi yeniden gündeme alınabilir, buzdolabından çıkarılabilir" dedi.

Başkanlık sistemine ilişkin bir soruya ise Çelik, "Türkiye'nin daha geniş normlara ihtiyacı var. Türkiye bu yüksek normları tartışırken, ifade hürriyetine kadar tartışacağı pek çok konu var. Tüm bunlar tartışılmalı. Anayasa ile ilgili çalışma yapan STK'lar da çalışma yapmıştı. Onlar çok iyi çalışmalardı tüm meselelerin topluca ele alınması gerek. Siyasi partilerin bir araya gelmesini, frenleyici değil yeni anayasanın önünü açıcı bir çalışma yapmalarını çok arzu ederiz" cevabını verdi.