Bugün sabaha karşı Girne limanına çıkarılan çoğunluğu Suriyeli ve aralarından Iraklı vatandaşların da olduğu tespit edilen 300’e yakın mültecinin insanlık dramını medyadan canlı canlı takip ettik. Günümüzün vazgeçilmezi olan göç ve özellikle ‘zorunlu göç’ göz ardı edemeyeceğimiz bir konudur. Bu doğrultuda mülteci hakları en temel insan haklarından olup, İnsan Hakları Beyannamesi Madde 14’te de zulüm altındaki herkesin başka ülkelere sığınma ve sığınma olanaklarından yararlanma hakkı olduğu belirtilmiştir.

Bugün adamıza sığınmış olan mültecilerin sağlık kontrollerinden sonra adadan tasfiyesi başlamıştır. Mültecileri güvenli bir üçüncü ülkeye göndermenin mümkün olması yanında Türkiye’nin bugünkü durumu göz önünde bulundurulduğunda sığınmacılar için güvenli olup olmadığı tartışmaya açık bir konudur.

Bulunduğu coğrafya itibariyle ülkemizin kendini bu konudan soyutlaması kabul edilemez. Bu konu artık göz ardı edilmemesi ve toplumsal ve hükümet düzeyinde tartışılması insanlığa karşı olan görevlerimizden biridir. Mülteci hakları ve sığınma ile ilgili KKTC’nin ivedilikle insan haklarına uygun bir politika belirlemesi gerekmektedir.