Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 19 Ocak Salı günü, 19-22 Ocak’ta, İsviçre’nin Davos kasabasında gerçekleştirilecek Dünya Ekonomik Forumu’na katılacak.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Türkiye-Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti İşbirliği Cemiyeti’nden bir heyeti kabulünde yaptığı konuşmada, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri (BMGS) Ban Ki-moon ve Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’le, Davos’ta üçlü bir toplantıyla ilgili Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin henüz “bir niyet” ifade etmediğini söyledi.
Kıbrıs Türk kesiminin her zeminde görüşmekten kaçan bir taraf olmadığını, Kıbrıs dışında BM Genel Sekreteri ile üçlü görüşme yapmaktan kaçan tarafın her zaman diğer taraf olduğunu kaydeden Akıncı, “BM Genel Sekreteri’nden üçlü bir görüşme için teklif gelmesi halinde yanıt elbette olumlu olacak” dedi.
DÖRTLÜ GÖRÜŞME ÇAĞRISI
Türkiye Başbakan’ı Ahmet Davutoğlu ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’ın da, Dünyanın en tanınmış işadamları ve siyasetçilerini bir araya getiren, dünyanın en önemli sorunlarının tartışıldığı Forum için Davos’ta olacağına işaret eden Akıncı, “Dördümüzün bir araya gelip kahve içmesinden de kaçınılmaması gerektiği kanaatindeyim. Hazır orada iken hepimiz oturalım bir konuşalım. Birbirimizi anlamaya çalışalım” dedi.
BMGS Ban’ın da katılmasını memnuniyetle karşılayacağını belirten Akıncı, Birleşmiş Milletler tarafından kurgulanan bir beşli görüşmenin bulunmadığının altını çizdi.
VAROLUŞ KAVGASI DEVAM EDİYOR
Akıncı, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın anma törenine katılan heyeti kabulünde, tarihte her dönemin “kendine özgü şart ve ruhunun” bulunduğunu, Kıbrıs Türkü’nün varoluş mücadelesi lideri Dr. Fazıl Küçük ile Rauf Denktaş’ın, Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını içeren Megali Idea’ya (Büyük Ülkü) karşı, Kıbrıs Türkü’nün bu topraklarda varlığını sürdürmesi için büyük mücadeleler verdiğini söyledi.
EN ÖNEMLİ ÜÇ KONU
Bugünün koşullarının daha farklı olduğunu ancak bu topraklarda var olma kavgasının devam ettiğini belirten Akıncı, “Tüm çabamız özgürlük, eşitlik ve güvenliğimizden zerrece taviz vermeden geleceği en iyi şekilde inşa etmektir. Çünkü bu üç konu en önemli unsurdur, hem insanın bireysel hayatı hem de toplumsal hayatı bakımından” dedi.
Çözümün parametrelerinden, iki kesimlilik ve iki toplumluluk kavramının Denktaş zamanında yerleştiğini kaydeden Akıncı, geçmiş cumhurbaşkanlarının yaptıklarını bir kenara koymadığını, kendisinin geçmiş cumhurbaşkanlarının inşa ettiği zemine çatıyı inşa etmeye çalıştığını kaydetti.
Mustafa Akıncı, 75 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti’nin desteğinin çözüm sürecinde büyük bir katkı olduğunu, bunun içerisinde sivil toplum örgütlerinin öneminin de çok büyük olduğunu kaydetti.
SU, ELEKTRİK VE DOĞALGAZ BU COĞRAFYAYI FARKLI BİR HALE GETİREBİLİR
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs’ın çevresinde bulunan doğal gaz kaynaklarının, Türkiye’den gelen suyun ve bölgedeki elektrik şebekelerinin bağlanmasının, “coğrafyayı farklı bir hale getirebileceğini” söyledi.
İSRAİL’DEN KIBRIS’A ELEKTRİK KABLOSU
İsrail, Mısır ve Kıbrıs açıklarında bulunan yataklardan çıkarılacak olan doğal gazın Kıbrıs üzerinden Türkiye’ye, Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasının çok mantıklı ve ucuz bir seçenek olduğunu belirten Akıncı, İsrail-Güney Kıbrıs arasında elektrik kablosu döşenileceğini, hedefin şebekenin Girit üzerinden Avrupa’ya bağlanması olduğunu ancak,Türkiye’nin hali hazırda Avrupa’ya bağlı olduğu göz önünde tutulduğunda, kablonun Kıbrıs’tan Türkiye’ye bağlanmasının da daha akılcı olacağını kaydetti.
İŞBİRLİĞİ BU COĞRAFYAYI ÇOK DAHA FARKLI BİR HALE GETİREBİLİR
Türkiye’den gelen sudan Kıbrıs Rum Kesimi’ne verilebileceğini tekrarlayan Akıncı, “Kıbrıs’ta bir çözüm sağladığımız takdirde, su, enerji ve elektrikte işbirliği bu coğrafyayı çok daha farklı bir hale getirebilir” dedi.
Muhtemel bir çözümde oluşacak yapı hakkında da bilgi veren Akıncı, “Mesele birbirimize bir tahakküm kurmama meselesidir” dedi.
AYDOĞAN
Türkiye- Kıbrıs Türk Cumhuriyeti İşbirliği Cemiyeti Genel Başkanı Rüşat Aydoğan ise kabulde yaptığı konuşmada, Cemiyet açısından Kıbrıs’ın öneminin büyük olduğunu, pek çok şehidin burada yattığını kaydetti.
Türkiye’nin her zaman Kıbrıs Türkü’nün yanında olacağını kaydeden Aydoğan, “En büyük arzumuz, Kıbrıs Türkü’nün mutlu ve özgürce yaşamasıdır” dedi.
