Fezile A. Öksüz

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, müzakerelerde sonuca ancak “Toprak” ile “Güvenlik ve Garantiler”in yanısıra “Mülkiyet” ve “Yürütme”deki bir iki konunun eş zamanlı aynı anda bağlanmasıyla ulaşılabileceğini söyledi. Akıncı, “Referanduma giden süreç desteklenemiyorsa, en azından referandumu beklemek gerekir çünkü henüz ortada bir metin yok” dedi.

Dönüşümlü başkanlık ve kararlara etkin katılımın Kıbrıs Türk tarafının olmazsa olmazı ve bir çözümde yer alacak ana unsurlar olduğuna vurgu yapan Akıncı, “Bunlar yer almazsa, bir çözüm olmayacak. Bu kadar açık” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “ortada her şeyiyle bitmiş bir metin yokken süreci eleştirenlere” de seslenerek, referandumu beklemelerini istedi. Akıncı, “O noktaya gelene dek sabırlı, temkinli, ihtiyatlı olmak ve bana değil de Kıbrıs Türk halkına destek olmak gerekir. Kıbrıs Türk halkının bu sürecin sonunda daha iyi bir yaşama ulaşması, daha iyi bir geleceğe yol alması sanırım hepimizin ortak hedefi olmalı” şeklinde devam etti.

Sunulan haritalarla ilgili eleştirilere de değinen Akıncı, yüzde 29.2’nin üzerinde mutabakat sağlanan, Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş zamanında kabul edilmiş ve KKTC Meclisi’nden de tüm partilerin onayıyla geçmiş bir oran olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Musafa Akıncı, Cenevre’de gerçekleşen Beşli Konferans ve Kıbrıs müzakerelerinin tamamlanmasının ardından dün gece yurda dönüşünde Ercan Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi. 

Cenevre’de başlamış olan sürecin ilk ayağının tamamlanmasının ardından Lefkoşa'ya döndüklerini kaydeden Akıncı, 1 Aralık'ta varılan mutabakatın aynen uygulandığını söyledi. 9, 10 ve 11 Ocak’ta iki tarafın bir araya gelerek yürüttüğü müzakerelerde yeni ilerleme sağlandığına işaret eden Akıncı, 12 Ocak’tan itibaren de Beşli Konferans sürecinin başlatıldığını belirtti.

İlk 3 gün ikili olan sürecin, 2 Ocak’tan itibaren 3 garantör ülkenin katılımıyla ve AB’nin gözlemci olarak dahil olmasıyla devam ettiğini kaydeden Akıncı, tarafların, 1 Aralık anlaşması uyarınca haritalarını karşılıklı birbirlerine gösterdiklerini ve BM’ye teslim ettiklerini belirtti.
Akıncı, şöyle devam etti:

“Haritalara ilişkin bu modalite, bizim ısrarlı taleplerimizle gerçekleşti çünkü 12 Ocak’tan itibaren başlayacak sürecin kaç gün süreceği üzerinde mutabakat sağlanmadığı için ucu açık olması tehlikesini istemedik. O zaman süreç tehlikeye girerdi. Ancak bir günde bitmeyecek olan bir süreç olduğu da belliydi. O nedenle haritaların karşılıklı verilmesi ve ordan büyük spekülasyonların yaratılmasının doğru olmayacağı kanaati hepimizde vardı. BM'ye kilit altına verildi. Bu ancak 2 liderin kararıyla oradan çıkabilecek”

“(HARİTALAR) ORAN, RAHMETLİ DENKTAŞ'IN ZAMANINDA KABUL EDİLDİ”

Rum tarafının haritasının kabul edilemeyeceğini yineleyen Akıncı, bu konuyu BM Genel Sekreteri’ne de yazdığını söyledi. 

Cumhurbaşkanı Akıncı, haritayla ilgili Türk tarafının pozisyonuna ilişkin bazı iddialar ortaya atıldığına işaret ederek, şöyle devam etti:

“Yüzde 25'e ineceğimiz, ya da Annan Planı haritasından daha kötü olacağı gibi bazı iddialar var. Bu söylenenler kesinlikle olmayacak. Bırakın yüzde 25’i,  Rum tarafı zaten yüzde 28.2’den daha aşağıya bir oranda herhangi bir harita teklifi sunamaz. Bizim oranımız da yüzde 29.2’dir. Bu, üzerinde mutabak sağlanan orandır. Bu oran, rahmetli Denktaş'ın zamanında kabul ettiği ve bizim KKTC Meclisi’nden de tüm partilerin onayıyla geçmiş bir orandır. Bunu da hatırlatmakta yarar görüyorum.”

“KONFERANS BEŞLİYDİ.. 2 TARAFIN POZİSYONU BUGÜNE KADAR NASILSA O ŞEKİLDE SÜRDÜ

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 12 Ocak’ta başlayan konferansın beşli bir konferans olduğuna vurgu yaparak, konferans öncesindeki tartışmalarda Kıbrıs Türk tarafının gerçeği ifade ettiğinin bir kere daha görülüp, anlaşıldığını belirtti.

Akıncı, “Bu tam anlamıyla 5'li bir konferans oldu. 2 taraf da eşit statüde yer aldı. Güvenlik Konseyi daimi üyeleri yer almadı, Kıbrıs Cumhuriyeti temsiliyeti diye birşey olmadı. BM gözetiminde bugüne dek yürütülen süreçte 2 tarafın pozisyonu neyse o şekilde başladı ve sürdü” dedi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, AB'ye gözlemci statü verilmesinin de 2 tarafın onayıyla olduğunu ve bundan sonra da AB'nin statüsünün bu şekilde devam edeceğini kaydetti.

Bu gibi süreçlerde şeklin önemli olduğunu ancak sonuçların çok daha önemli olduğunu söyleyen Akıncı, “Biz sonuç odaklı olarak bu sürecin ilerletilmesini ve sonuçlanmasını başından beri arzuluyoruz ve bundan sonra da bunu bu şekilde sürdüreceğiz” dedi.

“YUNANİSTAN'IN TAVRI NEDENİYLE HEMEN ÇALIŞILMAYA BAŞLANAMADI”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının eşit statüde yer aldığı konferansta BM Genel Sekreteri’nin açılış konuşmasının ardından Kıbrıs’taki tarafların liderleriyle 3 garantörün Dışişleri Bakanları olmak üzere 5 tarafın konuştuğunu kaydetti.

Yunanistan'ın tavrı nedeniyle hemen ertesi günden çalışma gruplarının göreve başlamasının mümkün olmadığını anımsatan Akıncı, Yunanistan hariç diğer tarfların hemen ertesi gün, yani 13 Ocak’tan itibaren sürecin devam etmesini ve sonuç odaklı olarak hızlı bir şekilde sonuçlanmasını arzu ettiğini vurguladı.

Akıncı, “Bu konferans, basit çoğunlukla karar alan bir organ değil. Burada konsensus önemlidir. Ortak açıklama da konsensusla açıklandı. Bu konferanslarda çalışmalar bu şekilde yapılıyor” dedi.

“ÇALIŞMA GRUPLARI 5 TARAFLI OLUŞTURULUYOR”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, konferans çerçevesinde çalışmalarda bulunacak çalışma gruplarının yine 5 taraflı olarak oluşturulacağını söyledi.

18 Ocak'ta çalışmalarına başlayacak çalışma grupları sürecinde Kıbrıs Türk tarafını Müzakereci Özdil Nami başkanlığındaki bir grubun temsil edeceğini belirten Akıncı, konferansın Mont Pelerin’de gerçekleşeceğini kaydetti.

“KİMSEDE BU İŞİ İLA NİHAYE İNCİR İPİ GİBİ UZATMA TAVRI YOK”

Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:

“Orada yapılacak olan güvenlik ve garanti başlığı altında bizi sonuca götürecek bir modaliteyi, yani bir takım soruları sormak suretiyle tarafların pozisyonlarını ortaya çıkaracak bir çalışmanın ardından nihai kararı siyasi seviyede yeniden toplanacak konferansın vermesiyle bir sonuca gideceğiz. Bunun tarihi henüz belli değil ama ifade şudur: Bu çalışma grubunun çalışmasının birkaç gün süreceği anlaşılıyor. Bunun ardından uzak olmayan bir tarihte konferansın toplanması söz konusu olacak. Kimsede bu işi ila nihaye incir ipi gibi uzatma tavrı yoktur. Umarız ki kimse bu tavıra girmez çünkü Yunansitan'ın 10 gün erteleme talebi bile rahatsızlık yarattı. Hem genel sekreterlikte, hem AB’da, hem Türkiye’de, hem İngiltere’de, hem de Kıbrıs Türk tarafında. Yani kimse bu durumdan memnun olmadı”

“ÜST DÜZEY KONFERANSIN OCAK SONU OLMASI BÜYÜK OLASILIK”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, çalışma grupları çalışması şeklinde devam edecek konferansın üst düzeyde yeniden ocak sonu toplanmasının söz konsu olabileceğini söyledi.

Akıncı, şöyle devam etti:

“Şunun altını çizmek isterim: Başlamış olan konferans bitmemiştir.  Bu konuşuldu daha evvel. Konferans başlayacak ve sonuçlanacak şeklinde ilerleyecek. Ara verilebilir, nitekim bu ara oldu. Düzeyler farklılaşabilir. Şimdi çalışma grupları, bakanlar ya da liderler düzeyinde değil, biraz daha alt düeyde gerçekleşiyor ama konferans daha sonra üst seviyeye çıkacak. Eğer her şey yolunda gider ve bir çözüme doğru evrilecekse bu çalışmalar, Dışişleri Bakanları seviyesine, Başbakanlık seviyesine de çıkabilir. Bu önümüzdeki toplantıda da olabilir, daha sonra da olabilir.”

“KONFERANS YA ÇÖZÜM, YA DA BAŞARISIZLIKLA SONUÇLANACAK”

Konferansın artık ya bir çözümle biteceğini, ya da başarısızlıkla sonuçlanacağını kaydeden Akıncı, “Bunun başka alternatifi yoktur” dedi.
Akıncı, neredeyse 50 yıldır devam eden Kıbrıs müzakerelerinde 1960'tan sonra ilk defa 5'li konferans aşamasına gelindiğini ve bunda Kıbrıs Türk tarafının ciddi katkısı olduğunu söyledi. 

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Mont Pelerin olgusunu da, ondan sonra 5li konferans olgusunu da yaratan Türk tarafı oldu. Sonuç odaklı çalıştığımız, Kıbrıs Türk halkını bu belirsizlikten kurtarmak istediğimiz ve bunun dışında başka yol olmadığı için hedefimiz çözümdür” dedi.

Süreçle ilgili ihtiyatlı iyimserliğini sürdürdüğüne işaret eden Akıncı, 1 Aralık’ta varılan mutabakatın aynen uygulanmasından dolayı memnun olduğumu ifade etti. Sürecin kesinlikle belirsizliğe itilmediğini ve başarısızlığa uğramadığına vurgu yapan Akıncı, “Bu çalışmaların başarıyla biteceğine dair yüzde 100 garanti var mı? Orada ihtiyatlı iyimserliğimi korumaktayım. Bunu bugünden söylemek mümkün değil. O yönde olması için yani başarıyla sonuçlanması için, haklarımızı koruyarak yolumua devam edeceğiz” şeklinde devam etti.

“6 BAŞLIK DA MASADA ARTIK.. TARAFLAR PARALEL MASALARDA EŞ ZAMANLI SONUCA GİTMEYE ÇALIŞACAK”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, konferansın ardından müzakerelerdeki 6 başlığın da artık masada olduğuna işaret ederek, “Bizi zaten sonuca götürecekse bu götürecektir”  dedi.

Rum tarafındaki toprakta azamiyi alıp, ondan sonra güvenlik ve garantilere bakma anlayışının başarıya götürmeyeceğinin Mont Pelerin’de yaşanarak öğrenildiğine işaret eden Akıncı, tarafların paralel masalarda eş zamanlı olarak sonuca gitmeye çalışacağını söyledi.

DÖNÜŞÜMLÜ BAŞKANLIK VE KARARLARA ETKİN KATILIM

Akıncı, dönüşümlü başkanlık ve kararlara etkin katılımın Kıbrıs Türk tarafının olmazsa olmazı ve bir çözümde yer alacak unsurlar olduğunu belirterek, “Yer almazsa bir çözüm olmayacak. Bu kadar açık” dedi.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in basın toplantısında verdiği mesaja değinen Akıncı, “Gerçeğin ne olacağını herkesin bilmesini sağlamam lazım. Durum nettir, açıktır. Bunlar Kıbrıs Türklerinin siyasi eşitliğini alakadar etmektedir. Bu konuda tereddüte, şüpheye düşmeye gerek yoktur.  Bunlar bütünün önemli parçalarından olacaktır” ifadesini kullandı.

SONUCA GÖTÜRECEK OLAN..

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bizi sonuca götürecek olan, Toprak, Güvenlik ve Garantilerle Mülkiyet ve Yürütme’deki bir iki konunun eş zamanlı aynı anda bağlanması olacak. Bütün konuları bir yana  bırakıp Güvenlik ve Garantileri bitirelim. Bu olmayacak.” dedi.

Tarafların hassasiyetleri ve bunların aynı anda karşılanması meselesi bulunduğuna vurgu yapan Akıncı, şöyle devam etti:

“Biz bunun öteden beri olacağını biliyorduk. Bunun için çalıştık. Bu noktaya gelmek için çok uğraştık ve geldik.Gelinen noktada, ortak açıklamada da dile getirildiği gibi, eğer taraflarda politik kararlılık ve isteklilik olacaksa ve herkes de çözümün zamanının şimdi olduğu noktasında hem fikirse ki 3 garantör ülke, biz, Türk tarafı, Rum tarafı öyle olduğunu söylüyor. AB da şimdiden bazı fonları ayırarak destekleyeceğini belirtiyor.”

BM GENEL SEKRETERİ’NE TEŞEKKÜR

Akıncı, görevine yeni başlayan BM Genel Sekreteri’ne, görevinin ilk günlerinde zaman ayırıp, emek koyduğu için teşekkür etti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Gerçekten süreci çok iyi yönetti. Oradaki varlığıyla, taraflar arasında izlediği tutumla bu konuda ciddi bir genel sekreterlik yapacağını algılamamıza yardımcı oldu. İnanıyorum ki onun da varlığıyla bu çalışmalar sonuca gidecek” dedi.

Konferans sonunda ortak paydada buluşularak, çözüme ulaşılması ve çözümün ana unsurlarının yerine oturması halinde sürecin Anayasa hazırlığı, federal yasaların yapılması gibi çok yoğun teknik çalışmalar gerekeceğini kaydeden Akıncı, referandum için geri sayımın başlamasıyla referandum öncesinde varılan çözümü anlaması için halka gereken zamanın ayrılması gerekeceğini söyledi.

“BUNDAN SONRA UCU AÇIK SÜREÇ YOK”

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Çözüm bulunamaz ve bu süreç de başarısızlıkla sonuçlanırsa, bir daha böyle bir şans ne zaman gelir onu taktirlerinize bırakırım. Şimdi olumlu senaryoya odaklanalım ve sonuca ulaşmak için elimizden geleni yapalım” dedi.

Akıncı, bu  noktadan sonra ucu açık bir süreç olmadığını, süreklilik ve sonuç odaklılık olduğunu kaydetti.

“TÜRKİYE İLE YAKIN İSTİŞARE İÇİNDE OLDUK”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, sürecin başında beri Türkiye ile yakın diyalog ve istişare içinde olduklarını, bundan sonra da bunu böyle devam edeceklerini belirtti.

Türkiye’nin bu süreci desteklemesinin çok önemli olduğunu ve Kıbrıs Türk halkı açısından öneminin yadsınamaz olduğunu kaydeden Akıncı, Yunanistan ile Rum tarafının da yakın ilişki içinde çalıştığını bizzat gözlemlediğini söyledi.

SÜRECİ DESTEKLEMEYENLERE “REFERANDUMU BEKLEYİN” ÇAĞRISI

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, şöyle devam etti:

“Hangi görüşten olursak olalım hep birlikteyiz. Görüşlerimizi olumlu ya da olumsuz yansıtma hakkımız var. Belki dozunu iyi ayarlayarak yerini zamanını ayarlamak söz konusu olabilir ancak herkesin bir yoğurt yiyişi var biz ona karışamayız ancak Türkiye ile yakın diyalog içinde sabırla yürütülen bir süreç var. Cumhurbaşkanı olarak sorumluluğumun ağırlığının bilinci içinde gelecek kuşakları düşünerek, her adımda vicdan muhasebesi de yaparak ilerlettiğim bir süreç var. Bu süreç şöyle ya da böyle bir noktaya geldi. Yıllardır belirsizlik içinde devam eden, daima ertelenen, herzaman uzatılan ve Kıbrıs Türk halkına yeter artık dedirten bir süreçten bahsediyoruz. Artık garantörleri de sürecin içine alarak hep birlikte sonuç alma heyecanını yaşarken sabırlı olmak ve referanduma giden bu süreci desteklemek, desteklenemiyorsa en azından referandum gününü beklemek gerekir çünkü henüz ortada her şeyiyle bitmiş ve benim bile ‘evet tamamdır, hade sandıklara gidip, evet diyelim’ diyeceğim bir metin henüz ortaya çıkmış değil. O noktaya gelene dek sabırlı, temkinli, ihtiyatlı olmak ve bana değil de Kıbrıs Türk halkına destek olmak gerekir. Kıbrıs Türk halkının bu sürecin sonunda daha iyi bir yaşama ulaşması, daha iyi bir geleceğe yol alması sanırım hepimizin ortak hedefi olmalı. Ben bu duygularla gittim, geldim. İhtiyatlı iyimserliğimi koruyorum. Bu yöndeki çabalarımızı bıkmadan usanmadan sürdüreceğim.”

Cumhurbaşkanı Akıncı, konuşmasının sonunda, Çözüm ve Barış Platformu, KTTO ve İŞAD  olmak üzere sürece Cenevre’ye gelerek destek verenleri  yanısıra davetine icabet edip, zirveye giden siyasi partiler ve süreci takip eden gazetecilere ve halka teşekkür etti.

ERDOĞAN’IN AÇIKLAMASI

Soruların da yanıtlayan Akıncı, TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son açıklamarının anımsatılması üzerine, sürecin Türkiye ile yakın istişare içinde ve elbirliğiyle götürüldüğünü yineledi.

Demeçlerle ilgili polemiklere girmekten yana olmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, tarafların sunduğu ve BM tarafından kilit altına alınan haritalarla ilgili bilgi vermesinin doğru olmayacağını söyledi.

Akıncı, Kıbrıs Türk halkının çok açık ve net Türkiye’nin güvencesinin devamlılığını istediğine vurgu yaparak, 1960-2017 arasında geçen zaman dilimi göz önüne alındığında yeni şartlara adaptasyonun şart olduğunu da kaydetti. Akıncı, “Uyarlanması ne şekilde olabilir ki bir tarafın güvenlik ihtiyacı, diğer taraf için tehdit olmasın. Bu konferansın ortak açıklamasında yer alan bir unsurdur. Bunu eskiden ben söylerdim şimdi konferansın söylemi haline geldi” dedi.

Akıncı, “Eğer bir taraf gelir sıfır asker sıfır garanti derse, çözümü unutun.Diğer taraf da noktası virgülü değişmez, ne varsa odur ders, gene bir anlaşma olmaz” şeklinde devam etti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, AB’nin çözüm finansmanı sözüne ilişkin bir soruyu yanıtında, AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’in finansman konusundaki desteği Cenevre’de yinelediğini söyledi.