Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Birleşik Krallık Dışişleri ve Commonwealth Bakanı Philip Hammond ile yaptığı görüşmenin verimli geçtiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Hammond’la yaptığı görüşme sonrası basına açıklamalarda bulundu. 

İngiltere’nin hem AB üyesi hem de garantörlerden biri olduğunu ifade eden Akıncı, “İngiltere’nin, Kıbrıs’la ilgili uzun bir geçmişi var. Dışişleri Bakanlığı seviyesinde bu ziyaret önemlidir. Kendisiyle 1 saate yakın iyi bir görüşme yaptık. Kıbrıs konusunun geldiği aşama hakkında kendisine bilgi verdik. Onların görüşlerini dinledik. Bu çerçevede iyi bir görüşme oldu” dedi.

Hellim konusunda basının sorularını da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Akıncı, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“ULUSLARARASI BİR DENETİM FİRMASI OLACAK”

“Biliyorsunuz ki, AB’ye bir çözümle birlikte iki taraf da aynı anda üye olamadı. 10 yıl önce biz çözüme ve AB üyeliğine evet dediğimiz halde ne yazık ki AB’ye giremedik.  Rum tarafının hayır oyuyla bunun dışında kaldık. Rum tarafı hayır demesine rağmen bütün Kıbrıs adınaimişcesine AB’ye üye oldu. Dolayısıyla AB ile resmi ilişkilerde şu anda maalesef sadece Rum tarafı yetkili konumda. Ancak Rum tarafının Kuzey Kıbrıs’ta yetkisinin geçerliliği yok. Dolayısıyla ara formüller üretiliyor. Hellim konusunda da; normalde diğer ülkelerde olan, o üye ülkenin Tarım Bakanlığının denetiminin olmasıdır. Ama bizim ülkemizde, çözümü olmadığı koşullarda Güney Kıbrıs’ın Tarım Bakanlığı’nın Kuzey’de herhangi bir etki ve yetkisi olamayacağı açıktır. Bu nedenle Kuzey’de Bureau Veritas isimli bir uluslararası denetim firması görev yapacak. 

“ÜRETİCİMİZE VE HALKIMIZA HAYIRLI OLSUN” 

Kuzey Kıbrıs’taki üreticilerle ilişkileri bu firmanın yürüteceğine dikkat çeken Akıncı, söz konusu firmanın raporlarını AB’ye de göndereceğini söyledi.

Kuzey’deki üretimin denetimiyle ilgili Bureau Veritas’ın yetkili olacağını ve AB Komisyonu  ile ilişki içinde çalışacağını olacağını belirten Cumhurbaşkanı, “bizi ilgilendiren konu budur” dedi.

Akıncı şöyle devam etti:

“Bir noktanın altını çizmek istiyorum. Yakın bir gelecekte umduğumuz bir çözümden sonra bütün bunlar bir sorun olmaktan çıkacaktır. Bunlar hep bir ara dönem düzenlemesidir. Ama burada üreticimizi korumak zorundaydık. Bize de ait olan bir ürünü korumak zorundaydık. Bunu başardık. Sonuçta bu yıllardır konuşulan bir şeydi. Bir çözüm üretilememişti. Bu çözümü üretmiş olmaktan ben mutluluk duyuyorum. Üreticimize ve toplumumuza hayırlı olsun. Bu tescil yalnızca “halloumi” ismiyle değil, “hellim” adıyla da yapılmaktadır ve bu “hellim” sadece Güney’de değil, Kuzey’de de üretilmektedir. AB gözetiminde bir denetim firmasının da onayını alarak onun da süzgecinden geçerek dünya piyasasına girecektir. Şu nokta çok çok önemlidir. Bu tescilden sonra hellim sadece Kıbrıs’a ait bir ürün olacaktır.  Çünkü hellimi, başka ülkeler de aynı isimle üretmektedir. Bunlar artık yapılamayacaktır. Dolayısıyla üretimimizin de daha da artması ve elbette ihracatımızın da çok daha iyi noktalara gelmesini bekliyoruz. Bu ekonomimize de ciddi bir katkı yapacaktır. Şunun da altını çizmek istiyorum. Hellim üretimimiz iyidir, kalitelidir. Ancak bu gelişmeden sonra eksikler varsa bu konuda da gerekli girişimler yapılmalı ve kalite korunarak, AB denetim süzgecinden geçeceği de bilinerek çalışılmalıdır.