Cumhurbaşkanı Akıncı, 1963’ten alınırsa 53, 1974’ten alınırsa da 42 yıldır adada 2 toplumun bir türlü bir araya gelip bir çözüm üretemediğini dile getirdi.

“15 Temmuz’da cunta darbesi olmasaydı 20 Temmuz olmazdı” diyen Akıncı, “Güney’de 15 Temmuz’u unutup tarihi 20 Temmuzla başlatan insanlar var. Gerçekçi olarak bakmak lazım. Gönlümüz arzu eder ki bu topraklarda ne 15 Temmuz ne de 20 Temmuzlar olsun” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Akıncı, adadaki halkların birbirlerinin haklarına saygılı olması ve geçmişten de dersler çıkarması halinde geleceğin yeniden yaratılabileceğini vurguladı.

Kıbrıs’ta çözüm sürecinde 2016 yılının ilk defa iki liderin üzerinde mutabık kaldığı bir yıl olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, katedilen mesafeyi dikkate alarak her şeyin bitmediğini söyledi.

Akıncı “Zorluklarımız var, daha hiç konuşmadığımız, toprak, güvenlik, garanti konuları var ama diğer dört başlık, ekonomi, AB, mülkiyet, yönetim ve güç paylaşımı ile ilgili başlıklarda önemli adımlar attık… 2016’da bütün ayrıntıları ile her şey bitmeyebilir ancak çözümün genel çerçevesi ortaya çıkar. Eğer 2016’da bu genel çerçeve çizilirse ayrıntılar 2017’nin ilk aylarına da sarkabilir ancak gidilecek köyün minareleri görülür, bu çözüm artık gerçekleşiyor o zaman o ayrıntılar da halledilebilir” dedi.

2017’de Güney Kıbrıs’ta seçim kampanyalarının başlayacağını hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bu ortamda çözüm müzakereleri yapmak çok sıkıntılı.

Sayın Anastasiadis’in bir karar vermesi gerektiğini düşünüyorum. Ya çözüm için toplumuna liderlik yapacak yada 2018’in bir adayı olmayı kendine yeterli görecek” şeklinde konuştu.

2017’de bazı uluslararası şirketlerin Doğu Akdeniz’de doğal gaz aramak için yeniden sondaj çalışması planladığını kaydeden Akıncı, bunun yeni gerginliklere yol açacağının aşikâr olduğunu söyledi.

Müzakerelerin geldiği aşamaya ilişkin soruları da yanıtlayan Akıncı, Ağustos’un ikinci yarısından itibaren yeni bir döneme girileceğini söyledi.

İlk kez liderlerin de müzakereciler gibi konuları ayrıntılı bir şekilde ele almaya başladıklarını belirten Akıncı, “iyi giden, aksayan, daha çok çalışılması gereken yönler var” dedi.

Akıncı, üzerinde mutabık kalınan noktalarda o mutabakatı bozmamanın önemine de dikkat çekti ve bu yönde bazen sorun yaşadıklarını dile getirdi.

29 Temmuzla birlikte bütün konuların üzerinden geçilmiş olacağını, ancak garantiler ve güvenlik başlığının 5’li konferansta ele alınacağını hatırlatan Akıncı, toprak konusunda ise harita, yer adı ve yüzdeliğin konuşulmayacağı konusunda mutabık kaldıklarını belirtti.

Akıncı, bu konunun herhangi bir spekülasyona yol açmayacak bir şekilde seri bir ortamda yapılması gerektiğini söyledi.

Güven artırıcı önlemler konusunda, bir yıl önce liderlerin elektrik şebekelerinin birbirine kalıcı olarak bağlanmasını ve mobile telefonlarının karşılıklı iki tarafta kullanılabilir olması konularında taahhütlerin olduğunu hatırlatan Akıncı, bu dönemde konuların hala çözümlenememiş olmasının akıl işi olmadığını söyledi.

Lefke Aplıç ve Derinya kapıları konusundaki son gelişmeleri de anlatan Cumhurbaşkanı, ihaleye başvuruların sona erdiğini, yapılacak değerlendirmenin ardından yolların yapımına başlanacağını dile getirdi.

Rumların kuzeydeki dini ibadetleri konusunda geçmişte esnek bir politika izlendiğini ancak son zamanlarda bu konuda şikayetlerin artmasından kaygı duyduğunu belirten Cumhurbaşkanı, “Cumhurbaşkanı olarak eğer herhangi bir fiziki engel yoksa, ibadet yapılacak olan yer askeri bölgede değilse mümkün olan esnekliği dini ibadetler için göstermek lazım, izin vermek lazım. Engellediğimiz her dini ibadet ayağımıza sıkılmış bir kurşundur” ifadelerini kullandı.

Ekonomi, sağlık, eğitim, çevre, taş ocakları, trafik gibi konularda KKTC’de yapılacak çok şey olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı AB normlarının ülkeye çok şeyler katacağını anlattı.

Akıncı, “AB’yi kurallı yaşama geçiş olarak algıladığım için destekliyorum yoksa AB’nin de birçok zaafı var.

Kurallı yaşama geçiş bize çok şey kazandıracak ancak sihirli değnek yoktur. Biz evimizin içini ne kadar erken düzeltmeye başlarsak gelecekteki bir çözümde AB’deki yerimizi çok daha sağlıklı bir şekilde alacağız” dedi.

Cumhurbaşkanı bir başka soru üzerine idama karşı olduğunu ifade ederek, Türkiye’de bu konunun yeniden gündeme gelmesini doğru bulmadığını sözlerine ekledi.