Avukat Mustafa Ulaş, 19 Nisan'da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimine aday olacağının sinyallerini geçtiğimiz günlerde vermişti. Ulaş, bugün yayınladığı yazılı basın açıklamasıyla Cumhurbaşkanlığı'na aday olduğunu açıklarken, neden bu göreve aday olduğununa da açıklık getirdi.

İşte Cumhurbaşkanlığı için yarışa dahil olan Av. Mustafa Ulaş'ın yayınladığı o açıklama:

"NEDEN CUMHURBAŞKANLIĞINA ADAY OLUYORUM

1-Cumhurbaşkanlığına aday olan diğer adaylar,sanki DÜNYA liderliğine aday oluyor gibi bir hava estiriyorlar.ve KIBRIS SORUNUNU sadece kendileri çözecekmiş gibi kendilerini DÜNYANIN MERKEZİNE koyuyorlar.

a-Biz Kıbrıs Sorununu çözemeyiz

b-Biz ve Türkiye istese bile bu sorun çözülmez

c.Dünyadaki etkin aktörlerin çıkarı uyuşmadıkça bu sorun çözülmez.Biz,Türkiye ve Rumlar anlaşsak dahi bu aktörler istemezse KIBRIS LÜBNANLAŞIR ama bu sorun yine çözülmez,ölüm üreten bir yer haline gelir.

d-O zaman Dünyaya yön veren bu aktörler ile bizim ve Rumların istekleri kesiştiği zaman bu sorun çözülür.

e-Bizim “Liderler” sorunu çözemez ama içinden çıkılmaz hale getirebilir.Örneğin Dünyanın hiçbir Federal Ülkesinde görülmeyen “TEK EGEMENLİK” kabul edilerek.

2-Ülkenin her alanında bir REFORMA gerek var

A:

a-Başkanlık sistemi olmalı

b-Bakanlar dışardan atanmalı ve atanan bakan 5 yıl ara vermeden milletvekili veya belediye başkanlığına aday olmamalı

c-Milletvekilliği seçiminde ülke geneli TEK SEÇİM BÖLGESİ olmalı.

d-Bakanların ,belediye başkanlarının ve diğer makamların izaz ikramı kaldırılmalı,bu izaz ikramı o kişi cebinden ödemeli,bunun için de o makamın aylığı gerçekçi bir biçimde artırılmalı

B:

a-Kamuya istihdam yazılı genel sınavla yapılmalı.O sınavı geçen bir daha sınava girmeden kazanılmış hak elde etmeli ve kamuya girmek için sırada beklemeli,sırası gelince de başka bir şeye gerek olmadan istihdam edilmeli.

b-Müşavirlik müsteşar,bakanlık müdürü ve özel kalemle sınırlandırılmalı

c-İlçe içinde çalışanların yer değiştirmesi,çalışanların kıdemine ve siciline göre müdürleri tarafından ,mahkeme denetimine tabi olarak, yapılmalı.

d-Ombudsmanın şu an bir işlevi yok,kaldırılmalı

e-Özelleştirme tekel yaratmayacak ve keyfi zamma tabi tutuılmayacak şekilde yapılmalı

f-Özel sektörde 5 kişiden fazla kişi çalışıyorsa sendika üyeliği zorunlu hale getirilmeli ve böylece denetim de tam sağlanmış olmalı

g-Sendikalar sadece zam ve başkan ve yönetim ideolojisinin bir aleti değil,nasıl daha kaliteli ve çok üretim ve hizmet yapılırın peşinde koşmalı

C:

a-Türkiye ile ilişkilerde,her zaman,çözüm olsa ve AB’ye girsek bile ( Rum ve Yunanistan’ı hatırlayın),Türkiye’ye ihtiyacımız olacağını ve Türkiye’nin Anavatanımız olduğunu unutmadan,oradaki hükümet kim olursa olsun iyi ilişkiler içinde olmalıyız.

b-Türkiye’nin iç sorunlarını burada tartışma konusu yapmadan,ikili ilişkilerimizde veye KIBRIS konusundaki tutumu nedeniye bilimsel eleştiri sınırlarını aşmadan eleştiri hakkımız saklı olarak konuşabilmeliyiz.

c-Bizim sorunlarımızı Türkiye’nin bildiğini sanıyoruz ama bu doğru değil.Kendi sorunlarımızı ve özellikle ekonomik alandaki öneri ve çıkış noktalarımızı çok iyi ve gerekirse ısrarla anlatmalıyız.Çünkü bunu başta yapmıyoruz; sonra da GÖÇ yasasını Türkiye yaptı diyoruz.

D:

a-Yargıda davalar çok uzun sürüyor.Geçiken adalet adalet değildir,bunu bilerek ve Yüksek Mahkemenin ve Baroların görüşlerini alarak acil çözüm üretmeliyiz.

b-Mahkeme karar verse bile, haklı çıksak bile alacağımızı alamıyoruz veya mahkeme kararı icraya dönüşmüyor tam bir zulme dönüşüyor.Bu nedenle çok acil etkin çalışabilecek bir İCRA DAİRESİ oluşturmalıyız.Bu icra dairesine alacaklar için mahkemeye gitmeden de başvurabilmeli ve alacaklar,tazminatlar,tahliye,nafaka alacakları çok hızlı şekilde sonuçlanmalı.Bunu da Yüksek Mahkeme ve Barolarla çalışarak yapmalıyız.Çünkü orada AVUKATLARIN bazı itirazları olacak: Avukatların işi elinden alınıyor diye.Oysa o İCRA işlerini de AVUKATLAR yapacak.

c-Hakimler ve Savcılar Üst Kurulu oluşturulmalı.Bu kurula seçilenler,bu kurul üyeliğ süresince seçilmeden önceki işini bırakmalı,kurul üyeliği bitince yine eski görevine dönmeli.Bu kurul hakim ve savcıların atanması,yükselmesi,disiplini ve yargının diğer ihtiyaçlarını giderme iş ve işlemlerini yapmalı.

d-Hakim ve savcı alımında yazılı sınav yapılmalı.Çünkü bu konu kamuoyuna pek yansımıyor ama çok konuşuluyor; YARGIMIZ yıpranmamalı.

e-Bizdeki yasal mevzuatın yüzde 90’ı İngiliz döneminden kalma .Ne yazık MECLİSİMİZ bu konuda sınıfta kalmıştır.ve yine ne yazık ki,Meclisin yapması gereken işlerin yükünü de YÜKSEK MAHKEMEYE yüklemiş durumdayız.Zaten işleri başlarından aşkın,bir de Mahkeme Tüzüklerinin yapılması işini onlara bırakmış durumda MECLİS.

f-Barolarımız,bir nevi vesayet altındadır ama bundan çıkmak için de hiç çabaları yok.Allah için BARO SINAVI,adı üstünde “BARO” , bu sınavı Yüksek Mahkeme yapıyor.Ne alak...Diyeceksiniz ki,neremiz doğru ki...O da doğru.Bir de Yüksek Mahkeme yapmaz da bu sınavı BARO yaparsa TORPİL girmez mi ? O da başka bir durum... Ama sınav anı kura çekerek sınavlar oluşturulabilir"