Deniz ABİDİN

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Okan Dağlı, ülkede çok az ilaçta reçete zorunluluğu olduğunu belirterek, uyuşturucu veya uyku veren bazı ilaçlarda yeşil reçete; bazı hormon, ciltte sivilce tedavisinde kullanılan ve son dönemde de doğru bir kararla reçete kapsamına alınan antibiyotiklerde reçete zorunluluğu olduğunu söyledi. Dağlı, sadece tehlike arz etmesi değil, gereksiz kullanım, milli servet kaybı ve ilaçlara tolerans ya da direnç gelişmesi açısından da bakılması gerektiğini belirterek,

Dünya Sağlık Örgütü'nün tahminlerine göre tüm ilaçların yarısından fazlasının  uygunsuz şekilde reçete edildiğini, dağıtılmakta ya da satılmakta olduğunu kaydetti.

Dağlı, dünyada artık "akılcı ilaç kullanımından" bahsedildiğinin altını çizerek,  akılcı ilaç kullanımının, "hastaların klinik ihtiyaçlarına uygun ilaçları, kişisel gereksinimlerini karşılayan dozlarda, yeterli bir süre boyunca, kendilerine ve topluma en az maliyet ile kullanmaları" olarak tanımlandığını belirtti.  Akılcı ilaç kullanımını sağlamak için çoğu zaman yasal önlemler almak gerektiğini ifade eden Dr. Dağlı, komşu, akraba ve eczacı tavsiyesiyle ilaçkullanıldığını söyledi.

"Protein tozları gereğinden fazla satılıyor"

Dağlı, şunları söyledi, "Hastanın teşhisi konmadan, geçmişte var olan hastalıkları bilinmeden verilen, yaygınlığı açısından çok önemlidir, öksürük şurupları dahi tansiyon, şeker ya da kalp hastalığı olan kişilerde oldukça sıkıntılara sebep olabilmektedir.Örneğin hem ülkemizde hem dünyamızda ama özellikle reçetesiz ilaç kullanan ülkelerde ciddi bir antibiyotik direnciyle karşı karşıyayız. Bu sorun gelecekte bizi mikrobik enfeksiyonlara karşı savunmasız bırakacaktır. Şu anda bile geçmişte basit ve ucuz şekilde tedavi edilen akut tonsillit yani bademcik enfeksiyonları çoğu zaman pahalı ve ikili antibiyotiklerle ya da hastanede yatırılarak tedavi edilme noktasına gelmiştir. Bunun dışında bir başka örnek gereksiz vitamin kullanımı hem maddi kayıplara yol açmakta hem de bazılarının vücutta birikmesi nedeniyle bir takım hastalıklara neden olmaktadır. Özellikle A, D, E ve K vitaminleri yağ dokusunda eriyerek vücudda birikmektedir. Fazlasının doku ve organlarımızda birikmesi de mümkündür"

Dr. Dağlı, çok tartışılan konulardan biri olan protein tozlarının denetimsiz ve çoğu zaman bilinçsiz kullanıldığına şahit olunduğunu belirterek,  spor salonlarında, vücut geliştirme merkezlerinde gençlere protein tozlarının gereğinden fazla satıldığına tanık olduğunu kaydetti.

"Sağlık amacı ile kullanılmıyorlar"

"Protein tozları yani içerikleri bakımdan aminoasitler, göründükleri kadar masum değildirler"diyen Dağlı,  vücut geliştirme için salona gidenlerin eline bir süre sonra “hocaları” tarafından önerilip, özellikle spor salonlarında kiloluk kutularda satın alınarak tüketilmeye başlandığına dikkat çekti. Dağlı, bir kova büyüklüğünde kutularda satılanların  en çok arzu edilenler olduğunu söyleyerek,  bu tozların  genelde sağlık amacı ile kullanılmadıklarını belirtti. Dağlı,  bu tozların çok nadiren beslenme bozukluğu, ağızdan gıda alamayan hastalarda ve doğumsal bir takım hastalıklarda kullanıldığını kaydetti.

"Depresyon, kaslarda gerilme ve çarpıntı yapabiliyor"

Dağlı, şöyle devam etti, "Bunlar sağlıklı ve iyi beslenen gençlerde üzerlerinde önerilen dozlarda bile kullanıldığında anksiyete, depresyon, kaslarda gerilme, tedirginlik, uykusuzluk, çarpıntı yapabilmektedir. Oluşan fazla protein vücutta depolanmadığından, vücut enerji kaynağı olarak bunu yağ şeklinde depolar ve yağ miktarının artmasına neden olur. Fazla proteinler ayrıca kalp-damar hastalıklarını ileri yaşlarda artırmakta, proteinler parçalanırken de oluşan ürik asitler böbrek taşlarını oluşturmaktadır. Ayrıca aminoasitler vücutta herpes virüsünün çoğalmasını tetiklemekte, yüksek tansiyona da neden olmaktadır"

"Sınırlama getirilmeli"

Dr. Dağlı, bu konunun çok istismar edilen bir konu olduğunu ifade ederek, geçmişte bu tozlara ilaveten kas yapmak amacıyla testosteron hormonlarının da reçetesiz satılmakta ve salonlara giden gençlere yapılmakta olduğunu anımsattı. Dağlı, "Şimdi bu hormon ilaçları reçete kapsamına alındı ve çok doğru da yapıldı. Protein tozları da şu anda ilaç kapsamında olmadığından heryerde satılabilmektedir. Devlete düşen görev bu tozları ilaç kapsamına alarak hatta reçeteye tabi tutarak ithaline ve kullanımına bir nebze de olsa sınırlama getirmektedir"diye konuştu.