Melin DOBRAN

Girne’de faaliyet gösteren 18 Yaş Üstü Engelli Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Ali Rıza Göksu, önceki gün sabah saatlerinde seramik eğitmeni Yener Doğan tarafından darp edildiğini iddia etti. Göksu, okuldaki darp olayının ilk kez yaşanmadığını, Doğan’ın, sürekli olarak engelli çocuklara zarar verdiğini ve geçmişte bir personele sandalye savurduğunu iddia etti. 

Konuyla ilgili olarak Diyalog’a konuşan Yener Doğan ise, darp olayının yaşanmadığını ve karşılıklı olarak itiş kakış olduğunu söyledi. Merkezdeki sistemi doğru bulmadığı için öğretmenler tarafından sevilmediğini ifade eden Doğan, kendisine iftira atıldığını söyledi.

“Aramızda husumet yoktu”

Müdür Ali Rıza Göksu ise olayı şöyle anlattı:

“Sabah saatlerinde merkezin koridorunda yürüyordum. Yener’in ana şalter kutusunu açtığını gördüm.  Orada şalterin fotoğrafını çekiyordu. Ben yanına gittiğim zaman ‘seramik fırını bozuktur’ dedi. Ben de ‘evet fırın bozuktur. Şalteri attırdığından dolayı biz kabloları söktük ve sosyal hizmetler dairesi müdürüne bilgi verdik’ dedim. Müdüre bilgi verdiğimizi duyunca hemen bana saldırdı. Boğazıma sarıldı ve yumruk attı. Başımı kolunun arasına alarak vurdu. Yere düştüm, ayağa kalktım yine vurmaya çalışıyordu. Birkaç kez düşüp kalktım ve beni koridorda sürükledi. Olaya bazı öğrenciler de şahit oldu. Hatta olaydan dolayı etkilenen bazı öğrenciler okula gidemedi. Daha önce aramızda herhangi bir çatışma ya da kavga olmadı. Bu eğitmen yaklaşık bir yıldan beridir görevini yapmıyor. Bir aydan beridir okula doğru düzgün gelmiyor. Devamsızlığı var.”

“Darp raporu istedi”

“Yener beni yumrukladıktan sonra Girne Dr. Akçiçek Hastanesi’ne gittik. Yüzümün röntgenini çektiler. Ben şeker ve tansiyon hastasıyım. Tansiyonum 27’ye çıktı. Felç geçirme ve ölüm tehlikesi olduğundan dolayı beni müşahede altına aldılar. Doktor, burnumun kırık mı, çatlak mı olduğunu söylemedi ama bir zedelenme olduğunu biliyoruz. Olaydan dolayı burnum, sağ gözüm ve ayağım şişti. Ben hastaneye gittikten sonra, o da merkezden ayrılmış ve kuruma bir saat sonra gitmiş. Olaydan 3 saat sonra da herhangi bir darp almamasına rağmen, hastaneye iki kişiyle gelerek, darp edildiğini ve darp raporu almak istediğini söylemiş. Polis hem benim hem Yener’in, hem de görgü tanıklarının ifadesini aldı.”

“Yaşanan darp değil kavgaydı”

Merkezde görevli eğitmen Yener Doğan, olayla ilgili şunları aktardı:

“Ben okulda Pazartesi günleri eğitim veriyorum. Sabah okula gittiğimde seramik fırının çalışmadığını fark ettim ve bana fırının bozuk olduğunu söylediler. Ben de şalter kutusuna baktım. Ben elektrik işinden anlıyorum. Fırına giden kabloları katlanmış ve bantlı bir şekilde gördüm. Bunun kasıtlı olarak yapıldığını sosyal hizmetler müdürüne kanıtlamak için fotoğrafını çektim. O sırada Ali Rıza Bey geldi ve fotoğraf çektiğim için bana kızdı. Sözlü olarak tartışmaya başladık. İlk olarak o bana vurdu. Ben de ona karşılık verdim. Karşılıklı itişme kakışma oldu fakat çevrede kimse yoktu. Okuldaki sisteme karşı olduğum ve kişilerin çocuklara davranış şekillerini pedagojik açıdan doğru bulmadığım için orda istenmeyen biriyim. Bu yüzden kimseyi şahit gösteremem. Çocuklar orada değildi. Gürültü çıktığı zaman herkes koridora geldi. Ben onun tansiyon ve şeker hastası olduğunu biliyorum. Normal zamanda da onun burnu patlıyor. Burnunun patlaması itişme kakışmadandır.”

“Eşimi doktora götürmek için merkezden ayrıldım”

“Benim eşim 5 aylık hamile olduğu için, onu doktor kontrolüne götürmek üzere, kavgadan sonra merkezden ayrıldım. Kendimi iyi hissetmediğim ve dudağımın iç taraftan yarıldığını fark ettiğim için arkadaşımdan beni hastaneye götürmesini rica ettim. Eşim her şeyden önemli olduğu için önce onu doktora götürdüm daha sonra ben hastaneye gittim. Tansiyonum yükselmişti. Ben de Ali Rıza Bey’in darp raporu alacağını duyduğum için ben de almak istedim. Bu yapılanlar komplo gibi. İşin içinde yalan var. Hepsi saptırımdır. Ben çocuklara karşı duyarlıyım. Kesinlikle hiçbir zaman onlara zarar vermedim.”