Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN) ile Doğu Akdeniz Üniversitesi Birlik ve Dayanışma Sendikası (DAÜ BİR-SEN), Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst’ü eleştirerek, DAÜ Vakıf Yöneticiler Kurulu (VYK) ve Rektörlüğün yetkilerini kullanmasını engellemeye çalışmakla suçladı.

Konuyla ilgili ortak açıklama yapan iki sendika, Dürüst’ün, DAÜ VYK Başkanı’na ve DAÜ Rektörü’ne 23 Temmuz günü birer yazı göndererek, karar almamalarını istediğini savundu. Açıklamada, “Sayın Dürüst, VYK üyelerinin bazılarının yakında değişeceği gerekçesiyle, bu oluncaya kadar personelin görev yeri değişikliklerine ilişkin karar alınmaması; alınmış olan kararların da geri çekilmesi için her iki yöneticiye talimat vermeye kalkmıştır” denildi.

DAÜ-SEN ile DAÜ BİR-SEN, Dürüst’ü, “yasaların açıkça DAÜ Rektörlüğü ve VYK’ya verdiği yetkileri gasp etmeye yeltenmekle” suçlayarak, kınadı.

Hükümet programında DAÜ’nün özerk bir yapıya kavuşturulması sözü verildiğine işaret edilen açıklamada, Başbakanı Ömer Kalyoncu, CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat ve UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’e “verdikleri sözü yerine getirme” çağrısı yapıldı. Sendikalar ayrıca

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dan konuya bir an önce müdahil olmasını istedi.

DAÜ-SEN ve DAÜ BİR-SEN’in açıklaması şöyle devam etti:

“Meclis’ten geçerek, yasalaşmak üzere olan ‘Özerk ve Demokratik’ DAÜ Yasasının çıkarılmasına engel olacak girişimde bulunurlarsa; Peşkeş çekildiği Meclis Araştırma Komite raporu ile de belirlenen DAİ ve DAK’ın TC’den gelen özel bir eğitim kurumu ile olan sözleşmesinin uzatılmaması ve geri alınıp Mağusa halkına iade edilmesi yönünde vermekte olduğumuz mücadelede karşımızda olurlarsa; İmzalanan Toplu İş Sözleşmesi ve Protokollerin tek bir maddesine bile uyulmaz ise; Geçmiş UBP hükümeti ve Rektör Abdullah Öztoprak döneminde hukuksuz olarak alınan kararlara karşı açmış olduğumuz davalar neticesinde ortaya çıkan tazminat yükünü sorumlulara değil de vatandaşa ve/veya DAÜ çalışanlarına ve/veya öğrencilerimize ödetmeye kalkarlarsa;, Uzun yıllardan sonra ilk kez Mağusa halkının, öğrencilerimizin ve çalışanlarımızın huzur içerisinde olduğu bu ortama baskıcı anlayışları ile partizanca ve teslimiyetçi bir zihniyetle davranarak zarar verirlerse demokratik haklarımızı, özellikle de Mağusa halkının ve tüm Kıbrıslı Türklerin desteğini de alarak kullanacağız”