Dikkatler de başka yöndeyken…
DAÜ’de bir dolap dönüyor.
Hoş değil…
Doğru değil…
Adil değil…
Şeffaf değil…
Bir akademik ortama yakışır şekilde değil…
DAÜ, maalesef, akademik anlamda değil ama yönetsel anlamda siyasetin tahakkümü altındadır.
Bugüne kadar yapılanlar…
Yaşananlar…
Ve şimdi yaşanmakta olanlar…
DAÜ, ekonomik anlamda büyük bir organizasyon.
Yasası gereği de, bu yetkiler Vakıf Yöneticiler Kurulu’na veriliyor.
Hele, tavla teslim, okulun hakkını savunması gerekenler de siyasete kayınca…
Bunlar yaşanmaya devam ediyor.

Ne hakkınız var?

DAÜ’ye ait, takriben değeri “5 milyon sterlin” olarak açıklanan bir arazi var.
UBP hükümeti, her şeyi “ulufe gibi dağıttığı” o kurultay zamanında, bu araziyi de Oğuz Can’a vermişti.

VYK kararı ile.
Buraya, büyük bir iş merkezi, yurtlar, dükkanlar, dinlenme alanı yapılacaktı.
Anlaşma gereği, Oğuz Can, 1 yıl içinde projeye başlayacaktı…
Başlamadı.
Ortak aradı…
Yatırımcı aradı…
Akıllı bir yatırım olarak görmedi…
Ne derseniz deyin…
2012 geldi, 2015’e dayandı…
DAÜ VYK değişti…
Ama belli ki anlayış değişmedi.
Şimdi, bu dev arazi üzerinde yeni oyunlar oynanıyor.
Birileri “hesap kitap” içinde.
DAÜ VYK’ya bu noktada sanırım ciddi bir uyarı yapılması gerekiyor.
Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’nun da konuya dikkatini çekmek istiyorum.
Çünkü, DAÜ VYK’nın buna hakkı yok…

Neye hakkı yok?
Peşrevi uzun tuttum galiba…
Esas konuya geleyim.
3 yıldır bu araziye çivi bile çakamayan Oğuz Can, “sözleşme ile haklarını devretme” yolunu seçti.

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ