Oshan Sabırlı / Erkut Yılmabaşar

Komite, dönemin Vakıf Yöneticiler Kurulu (VYK) üyesi Ata Samioğlu, dönemin DAÜ Rektörü Abdullah Öztoprak, VYK eski üyesi Cemal Mert, DAÜ Doğu Akdeniz Üniversitesi’nde iç murakıplık görevi yürüten Hüseyin Öztürk, dönemin DAK Okul Aile Birliği Başkanı Süleyman Gürcafer, DAİ Okul Aile Birliği Başkanı Mustafa Rızaı, DAÜ-SEN Başkanı Hüseyin Özkaramanlı ve DAÜ-SEN Genel Sekreteri Ulaş Gökçe ile görüşmeler gerçekleştirdi. Raporda yapılan görüşmeler neticesinde DAÜ’ye ve bu kurumlara ciddi zarar verildiği ifade edilirken alınan görüşlerde kaleme alındı.

DEVREDİLME GEREKÇELERİ

VYK eski üyesi Cemal Mert’in bu Kurumların hesaplarının incelendiğinde açığın; taşımacılık, yemek servisi ve personel giderlerinden kaynaklandığını dile getirdiği ifade edilen raporda “bu açığın giderilmesi için okul aile birlikleri ve sendikalarla yaşanan uzun süreli tartışmalardan sonra 2006-2007 öğretim yılında eğitim ücretlerine %35, sonraki her yıl ise %10 artış yapılması kararı alındığını, ulaşım ve yemek servislerinden yararlanılması durumunda bu ücretlerin öğrenci velileri tarafından ayrıca ödeneceği şeklinde taahhütname imzalandığını kaydetti. Cemal Mert, bu Kararın uygulanmaya konarak, DAÜ-SEN’le yapılan anlaşma gereği personel maaşlarında %10 indirim yapılarak Doğu Akdeniz İlkokulunun bütçesinin denkleştiğini, Doğu Akdeniz Kolejinin bütçesinin ise çok az bir miktar açık verdiğini, kendi dönemlerindeki eğitim ücretleri ile ilgili uygulamanın devam ettirilmesi halinde Doğu Akdeniz Kolejinin bütçesinin de artıya geçeceği yönündeki görüşlerini ise 2009 Genel Seçimlerinden sonra yönetime gelen dönemin yeni Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanı ile paylaştığını ifade ederek Vakıf Yöneticiler Kurulu Başkanından, yeni yönetim tarafından eğitim ücretlerinin %10 indirileceği, yemek ve ulaşım servisinin de döner sermaye ile verileceği ve öğrenci sayısında artışa gidileceği şeklinde yanıt aldığını belirtmiştir” denildi.

Raporun “Mali Durum ile ilgili tespit ve değerlendirme” bölümünde 2009 yılında hükümet tarafından atanan VYK’nın aldığı kararlardan görevine son verilen öğretmenler ile ilgili saptamalar yapıldığı da ifade edilirken şu ifadeler kullanıldı; “2009 yılında 17 öğretmenin görevine son verilmiş, bu öğretmenlerin yerine üçüncü ülkelerden özel sözleşmelerle ve çok yüksek maaşlarla yaklaşık 10 civarında yeni öğretmen istihdam edilmiştir. 2009-2010 akademik yılına girerken bir önceki dönemde 3,117 Milyon Türk Lirası bütçe açığı olmasına rağmen öğrenci ücretlerine artış yapılmadığı, bunun yerine ücretlerin dondurulması yönünde bir karar alındığı görülmüştür” denildi.
Ayrıca raporda şu ifadelere de yer verildi;

“Yemek servisinin, DAÜ bünyesindeki Turizm Döner Sermaye Birimine verilerek, zarar eden Turizm Döner Sermaye Birimi zarar etmekten kurtarılırken, Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının ise, 2010-2011 bütçesine yansıdığı şekliyle Turizm Döner Sermaye Biriminin çok daha yüksek fiyata verdiği hizmeti finanse eder pozisyona getirildiği görülmüştür.”

“Vakıf Yöneticiler Kurulu kararlarının tarihlerine bakıldığı zaman bir taraftan Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının kurtarılması için çalışmalar yapılırken diğer taraftan eski Rektör Sayın Abdullah Öztoprak’a bu kurumların devredilmesi maksadıyla Türkiye’de girişim ve görüşmeler yapması için yetki verildiği görülmüştür.”

“Komitemiz ayrıca, Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfına yapılan Devlet katkısının sadece Doğu Akdeniz Üniversitesine değil, ayni zamanda kamu hizmeti sağlayan Vakfa bağlı Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarına da yapıldığını ancak, bu Kurumların bütçelerinde bu katkının yer bulmadığına dikkat çekerek, Kurumların bütçesine oransal olarak bu katkıların aktarılmış olması durumunda sözü edilen açığın çok büyük bir bölümünün ortadan kalkmış olacağı görüşündedir.”

KURUMLARIN DEVRİ ÖNCESİ YAŞANAN GELİŞMELER

“Komitemiz, söz konusu raporda Sayın Öztoprak’ın yapmış olduğu gözlemler ve edindiği bilgilerin çok kısıtlı olduğunu, raporda yansıtılanlar çerçevesinde bu şatlar altında devir ile ilgili objektif karar üretilmesine olanak sağlayacak çalışmanın yapılmadığını saptamış ve Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının iki sayfalık bir rapora dayanılarak devredilmiş olması durumunda karar alanların, göz önünde bulundurulması gereken tüm faktörler üzerinden kamu yararı gözettiklerini söylemenin güç olacağı görüşündedir.”

“KAMU YARARINA DEMEK GÜÇ”

Komite, söz konusu raporda Doğa Grubu’na yapılan devir ile ilgili Öztoprak’ın yapmış olduğu gözlemler ve edindiği bilgilerin çok kısıtlı olduğunu, raporda yansıtılanlar çerçevesinde bu şatlar altında devir ile ilgili objektif karar üretilmesine olanak sağlayacak çalışmanın yapılmadığını saptamış ve Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının iki sayfalık bir rapora dayanılarak devredilmiş olması durumunda karar alanların, göz önünde bulundurulması gereken tüm faktörler üzerinden kamu yararı gözettiklerini söylemenin güç olacağı görüşünde vardı.

DEVRİN YETKİSİZ BİR ŞEKİLDE YAPILDIĞI İDDİASI

Üniversite Öncesi Eğitim kurumlarının devri aşamasında, Sayıştay Başkanlığı tarafından, DAÜ eski Rektörü Abdullah Öztoprak ve Vakıf Yöneticiler Kurulu eski Başkanı Eşber Serakıncı’ya hitaben yazılan 16 Haziran 2011 tarihli yazıda; Doğu Akdeniz Üniversitesi ile Doğa Okulları arasında akdedilen işletme ön protokolünün 18/1986 Sayılı Kuzey Kıbrıs Eğitim Vakfı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi Kuruluş Yasasının Vakıf Yöneticiler Kurulunun görev ve yetkilerini düzenleyen 7’nci maddesi ile bu maddenin (3)’üncü fıkrasının (A) bendi altında düzenlenen Doğu Akdeniz Üniversitesi Satın Alma ve İhale Tüzüğünde, Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının gerek kuruluşuna, gerek demirbaşları ile birlikte işletmesinin devredilebileceğine, gerekse bu gibi devir işlemlerinde izlenecek yöntemin nasıl olması gerektiğine ilişkin herhangi bir yasal düzenlemeye rastlanmadığı, yasal boşluk olmasının Vakıf Yöneticiler Kuruluna ve/veya DAÜ Rektörüne istediği şekilde hareket olanağı vermediği, böylesi bir uygulamaya gidilmeden önce bu uygulamanın esaslarının belirlenmesi ve yasal zemin haline getirildikten sonra fiiliyata geçirilmesi gerektiği hususları belirtilmiş ve ayrıca devir kararları ile bu kararlara ilişkin yasal dayanaklar ve tevsik edici belgeler talep edilmiştir.

DEVRİN MEVZUATA AYKIRI OLARAK YAPILDIĞI İDDİASI ÖZEL OKULLAR, DERSHANELER VE KURS YERLERİ TÜZÜĞÜNE UYULMAMASI

“Vakıf Yöneticiler Kurulu ve/veya DAÜ Rektörü tarafından devir sürecinin yürürlükteki mevzuata uygun olarak yerine getirildiğini gösteren herhangi bir belge sunulmamıştır.”

“Özel Okullar Dershaneler ve Kurs Yerleri Tüzüğünün 20’nci maddesine aykırı kural içerdiği ve dolayısıyla velilerin ve öğrencilerin haklarını ihlal ettiği görüşündedir.”

“5 Mayıs 2011 tarihli Vakıf Yöneticiler Kurulu toplantısında Tüzük kurallarına aykırı olarak veli ve öğretmenlerin tepkilerini çekmeme gerekçesiyle sürecin gizli ilerlemesine, 20 Haziran 2011 tarihinde Vakıf Yöneticiler Kurulu toplantısında ise Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının kapatılmasına karar verilmiştir. Komitemiz, Özel Okullar Dershaneler ve Kurs Yerleri Tüzüğünün 20’inci maddesinde öngörülen kurallara uymadan kapatma kararı alan kurucu aleyhine yaptırımları düzenleyen 21’inci maddesini ihlal eden kurucunun ilgili yıl içinde aldığı ücreti aynen iade etmesi gerektiğinden, bu maddeye uyulmadan yapılan kapatma neticesinde 2010-2011 akademik yılında toplanan öğrenci ücretlerinin dönemin velilerine geri ödeme mükellefiyetinin ortaya çıktığı, velilerin öğretim ücretlerini geri alma haklarının halen saklı olduğu ve bu miktarın halen daha Doğu Akdeniz Üniversitesinin bütçe dengesini bozma potansiyeli taşıdığı, bu durumda bütçe dengesinin sağlanması amacıyla elden çıkarılan Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının, süreç içinde alınan yanlış kararlardan dolayı bütçe için daha karmaşık bir sorun olarak durmakta olduğu görüşünü taşımaktadır.”

İHALEYE ÇIKILMAYARAK MEVZUATA UYMAMA

Komite, yaptığı incelemelerde, DAÜ Rektörü ve/veya Vakıf Yöneticiler Kurulunun Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının devrinden veya binalarının kiralanmasından önce Merkezi İhale Komisyonunun herhangi bir şekilde ihale düzenlemediğini, bunun yerine Vakıf Yöneticiler Kurulunu tarafından DAÜ Rektörü Abdullah Öztoprak’a, Türkiye’deki eğitim kurumlarıyla görüşme yapma yetkisi verildiğini, yapılan görüşmelerden ve hazırlanan Rapordan sonra kurumların Doğa Okullarına devri ve/veya kiralanması kararlaştırılarak 3 Haziran 2011 tarihinde Doğa Okulları ile DAÜ arasında söz konusu binaların kiralanması için ön protokol imzalandığını tespit etti.

İŞLETME SÖZLEŞMESİNİN İÇERİĞİNİN DAÜ’YE ZARAR VERMESİ

İşletme Sözleşmesini inceleyen Komite, söz konusu sözleşmenin ayrıntılı raporda belirtilen “değerlendirme ve sonuç” maddeleri ve belirtilen gerekçelerle DAÜ’ye zarar verici nitelikte olduğu kanaatine vardı.

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ

Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının kapatılarak devredilmesini ekonomik, sosyal ve hukuki boyutuyla inceleyen Komitemiz,

Bu kurumlarda öğrenci ücretlerine sadece hayat pahalılığı oranında artışlar yapılması durumunda bile söz konusu bu açığın rahatlıkla kapatılıp bütçe fazlası verebileceği;

Yukarıda edinilen bilgi ve veriler ışığında, 2009-2010 ve 2010-2011 akademik yıllarında öğrenci ücretlerinin önce dondurulmasının ve ardından %10’un üzerinde bir indirim yapılmasının bu kurumlarda mali açıdan büyük sıkıntılara yol açtığı;

Vakıf Yöneticiler Kurulunun ekonomik yönetimden yoksun öngörüleri, yanlış idari kararları ve kötü yönetimden dolayı Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının mali açıdan zarara uğratıldığı;

Tüm yanlış kararlara rağmen zararın iddia edildiği gibi kapatılamayacak ölçüde olmadığı;

Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının devredilmesi yerine öğrenci ücretlerine yapılacak %15 oranındaki artış ve çalışanların maaşlarının bir yıl süreyle dondurularak bütçenin açık vermeyecek bir duruma getirilebileceği;
görüşündedir.

İdare hukuku ilkelerine göre hiçbir organ, makam veya mercinin, kaynağını Anayasadan veya yasadan almayan bir yetki kullanamayacağına, yetki unsurunun yine idare hukuku ilkelerine göre dar yorumlanmasının idarenin yetkisiz işler yapmasının önlenmesine yönelik olduğuna vurgu yapan Komitemiz, Vakıf Yöneticiler Kurulu ve DAÜ Rektörünün yetkilerini 18/1986 Sayılı Yasa ve bu Yasa altında çıkarılan mevzuattan almadan idari bir işlem gerçekleştirmiş oldukları görüşünü taşımaktadır.

DAÜ Yönetiminin, yürürlükteki mevzuat gereği Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarını kapatacağına dair Milli Eğitim Bakanlığına ve kamuoyuna bir bildirimde bulunmadığı, bu bildirimin gereği olarak da Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarında eğitim alan öğrencilerin benzeri okullara yerleştirilmesi için herhangi bir önlem alınmadığı, sürecin gizli tutularak yürütüldüğü, öğrencilerin benzeri okullara yerleştirilmesi için önlem almak bir yana, üniversite öncesi eğitim alanında beş yıl süreyle faaliyette bulunulmayacağına dair Doğa Okulları ile sözleşme imzalanarak taahhütte bulunulduğu, Doğa Okullarının sunduğu hizmet ile ilgili bir sorun çıkması durumunda DAÜ’nün eğitim görevini yerine getirmek için Mağusa halkına bu alanda alternatif yaratmak istese bile yasal prosedürü yerine getirmediği gerekçesiyle bir şey yapamayacağı, Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının Doğa Okullarına devredilmesinin çalışanların hakları açısından da olumsuz sonuçlar doğurduğu, Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının devri aşamasında DAİ ve DAK eski çalışanlarının ücret, çalışma koşulları ve sosyal hakları ile ilgili Vakıf Yöneticiler Kurulu tarafından herhangi bir önlem alınmaması ve dolayısıyla çalışanların sendikasızlaştırılmaları ve kazanılmış haklarındaki geriye gidişler, yine çalışanlar açısından ortaya çıkan olumsuzluklar olarak görülmektedir.

Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının kapatılarak devredilmesinde yalnızca ekonomik hedeflerin ön planda tutulduğu, yapılan usule aykırı ve/veya yetkisiz işlemin sosyal açıdan doğuracağı tahribatın Vakıf Yöneticiler Kurulu üyeleri ve Rektör tarafından göz önüne alınmadığı görülmektedir.

Üniversite Yönetim Kurulunun o dönemde yaşanan mali krizin aşılması için tüm paydaşları (DAÜ, DAÜ-SEN, veliler ve Eğitim Bakanı) bir araya getirerek bir çözüm süreci başlatma için harekete geçtiği ve bu yönde karar alıp girişimde bulunduğu halde, Vakıf Yöneticiler Kurulunun Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının kapatılarak devredilmesi kararının, ilgili paydaşlarla herhangi bir görüş alışverişi yapılmadan, şeffaflıktan uzak bir şekilde, Vakıf Yöneticiler Kararına dayanarak Rektörün inisiyatifinde alındığı görülmektedir.

Sayıştay Başkanlığının, Kurumların devri ile ilgili Hukuk Dairesinden hukuki görüş istemiş olmasına rağmen, Hukuk Dairesinin bu konuda herhangi bir görüş vermeyerek görevini yerine getirmediği görülmektedir.

Komitemiz, bir kez daha aşağıdaki hususların altını çizmek istemiştir:

Anayasa gereği, tüm idari işlemlerde ve idari makamların faaliyetlerinde kamu yararı gözetilmeli, kamu yararı amacı güdülmesi genel bir kural olmalıdır. İdare, karar alma aşamasında göz önünde bulundurulması gereken tüm faktörleri göz önünde bulundurmalıdır. Ne yazık ki zaman zaman kişisel amaç, siyasal amaç ve üçüncü kişiye yarar sağlama amaçları gibi amaçlarla kamu menfaati göz ardı edilebilmektedir. İdarenin kamu yararını gözetmeden hareket ettiğinin ispatlanması her zaman kolay olmamakla birlikte, eldeki veriler yapılan söz konusu idari işlemlerde kamu menfaatinin gözetildiği konusunda bazı şüpheler uyandırmaktadır. Vakıf Yöneticiler Kurulu tarafından Üniversite Öncesi Eğitim Kurumları binalarını kiralandığı iddia edilmektedir. Böyleyse, söz konusu binaların bir eğitim kurumuna veya başka herhangi bir gerçek veya tüzel kişiye devredilmesiarasında bir fark yoktur. Çünkü bu devirle, Doğu Akdeniz Üniversitesi beş yıl süreyle ilk öğretim ve orta öğretimden çekilmiştir. Bu düşünce doğrultusunda alınan kararla eğitim-öğretim alanında kullanılma zorunluluğu olmayan binaları kiralayacak olan gerçek veya tüzel kişinin iyi bir eğitim kurumu olup olmaması herhangi bir fark yaratmamaktadır. DAÜ yönetimi zaten almış olduğu kararla üniversite öncesi eğitim alanında faaliyetlerini durdurduğunu ve önceliği Üniversiteye verdiğini açıkça ilan etmiştir. Bununla birlikte Vakıf Yöneticiler Kurulu ve Rektörlük, ihaleye çıkılmamasının ana sebebi olarak öğrencilerin eğitim kalitesini düşündüklerini iddia etmişlerdir. Komitemiz, böylesine önemli bir kararı alırken değerlendirme ölçütlerinin sadece 1-2 sayfalık yüzeysel raporlar olduğunu tespit etmiştir.

Yukarıda belirtilen tüm uygulamaları bir arada değerlendiren Komitemiz, Üniversite Öncesi Eğitim Kurumlarının kapatılarak Doğa Okullarına devredilmesinin; şeffaf olmayan, iyi idare ilkelerine uyulmadan, mevzuata aykırı, yetkisiz veya yetki aşılarak yapılmış olduğu kanaatine varmıştır.
Komitemiz, Raporu oyçokluğuyla kabul etmiştir. Komite Başkan Vekili Sayın Dr. Erdal Özcenk ile Komite Üyesi Sayın Dursun Oğuz, yapılan son toplantıda, konu ile ilgili hukuki görüş istemiyle Başsavcılığın davet edilip dinlenmesi için bir toplantı daha gerçekleştirilmesi taleplerinin reddedildiği gerekçesiyle Rapora ret oyu kullanmışlardır.
Genel Kurulun bilgi ve değerlendirmesine sunulur.