Toplumcu Kurtuluş Partisi Yeni Güçler Kurucu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Davulcu, hükümeti, "toplumsal kesimleri temsil eden ve demokrasinin vazgeçilmezlerinden olan" sivil toplum örgütlerinin öneri ve taleplerine kulak vermeye çağırdı.

Davulcu, “Ulusal Birlik Partisi (UBP) ve Demokrat Parti (DP) koalisyon hükümetinin sözde bağımsız milletvekillerinin desteğiyle Cumhuriyet Meclisinde ulaştığı 27 milletvekilinin parmak çoğunluğuyla halk aleyhine ve keyfi bir yönetim anlayışı içinde olduğunu” savundu.

Davulcu, yazılı açıklamasında, iş başına geldiği Nisan 2016’dan bu güne aradan geçen bir yıllık sürede, hükümetin icraatlarıyla ilgili akıllarda kalan en belirgin şeyin, kamu mallarının yasa dışı şekilde peşkeş çekilmesi olduğunu;  Bakanlar Kurulunda alelacele alınan peşkeş kararlarının daha sonra mahkemelerden döndüğünü savundu.

Çalışma yaşamının söz konusu dönemde daha da kötüye giderek, çalışma yaşamını düzenleyen yasalarla ilgili ihlallerin her zamankinden daha fazla yaşandığını da iddia eden Davulcu, başta özel sektör çalışanları olmak üzere emeğini satarak aldığı ücretle geçimini sağlayan emekçi kesimlerin mağduriyetinin “ayyuka çıktığı” görüşünü bildirdi.

Denetimsizlik yüzünden iş kazalarının, “iş cinayetine” dönüştüğünü, ay sonunda ödenmesi gereken maaşların “ödenmese de olur” mantığıyla işverenin keyfine terk edildiğini savunan Davulcu, “esnaf ve üretici kesimlerin neredeyse bütünüyle kaderine terk edildiğini, sanayici, turizmci ve ticaret kesimlerinin sadece vergi bağlamında hatırlanır olduğunu” ifade etti.

Üniversite kavramının özellikle YÖDAK bağlamında erozyona uğratılarak “ticarethaneye” dönüşmesine çanak tutulduğunu savunan Davulcu, hükümeti, bir yıldan beridir sürdürdüğünü iddia ettiği bu yanlış ve topluma zarar veren icraat anlayışını terk etmeye çağırdı.