Başbakan Davutoğlu, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Genel Kurulu Toplantısı'nda konuşma yaptı. 

Konuşmasında Türkiye’den Suriye’ye sarin gazı gittiğine yönelik iddialara tepki gösteren Başbakan Davutoğlu şunları söyledi: 

'YAZIKLAR OLSUN DİYORUM' 

“(Sarin gazı iddiası) Bu alçakça bir iddia. Türkiye, kitle imha silahı üretmemiştir, kullanılmamasına da izin vermemiştir. Türkiye’den sarin gazı gittiğini kim söylüyorsa yalan söylüyor, iftira atıyor. Ben sadece yazıklar olsun diyorum.” 

Başbakan Davutoğlu’nun Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Genle Kurulu Toplantısı’nda yaptığı konuşmadan öne çıkan detaylar şöyle: 

'THY ATİNA-İZMİR SEFERİNE BAŞLAYACAK' 

Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ile Brüksel'de yaptıkları görüşmede, bundan sonraki Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısını şubat ayının ilk yarısında İzmir'de yapmaya karar verdik. İnşallah Türk Hava Yolları da Atina-İzmir seferini başlatacak ve ilk ağırlayacağı da Yunanistan Başbakanı Çipras olacak. 

'SAVUNMA GÖREVİMİZİ YAPTIK' 

Rusya ile bu siyasal krizi masa etrafında çözmeye gayret ederken, ekonomik yaptırımlar üzerinden ilişkilerimizin bozulmasına, doğasının değişmesine izin vermemeliyiz. Türkiye'nin sınırlarını, hava sahasını, deniz sınırlarını korumak, bu ülkenin yönetimi olarak bizim için hem bir hak hem de onurlu bir görevdir. Savunma görevimizi yaptık ve uluslararası hukuka göre bu bizim en tabii hakkımızdır. 
Rusya ile görüşmeye, her türlü fikir alışverişinde bulunmaya hazırız. Ancak bize bir şey dikte ettirmesine asla izin vermeyiz. 

SURİYE KONUSU 

BM Genel Kurulu'nda kabul edilen karar ile birlikte Suriye'deki krizin çözümü yolunda kritik bir eşiğe gelindiğini de görüyoruz. Şunu açıkça söylemek isterim ki Suriye'deki krizin çözümü, Esed'in yerini meşru bir hükümete bırakmasıyla mümkündür. Meşruiyetini tümüyle kaybetmiş bir yönetimin varlığını sürdürmesini öngören bir girişimin Suriye'ye barış ve istikrar getirmesi mümkün değildir. 

GÜNEYDOĞU'DAKİ OPERASYONLAR 

Hükümet olarak diyoruz ki hiçbir vatandaşımızı terörün, şiddetin kucağına, insafsızlığına bırakmayacağız. Evlerini terk eden vatandaşlarımız, dükkanlarını açamayan esnafımız, okullarına gidemeyen öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz müsterih olsunlar, Türkiye Cumhuriyeti devleti ve hükümeti güçlüdür ve daima yanlarındadır. 

HDP'YE: NEYİN MÜCADELESİ? 

Bir taraftan halk bu ıstırapları yaşarken, bu terör faaliyetlerine karşı duracağına HDP, milletin huzurunu bozan, eğitim hakkını engelleyen, ekmeğine kasteden, evini terk etmesine sebep olan bu şehir eşkıyalarına 'Dur' diyeceğine, 'Biz milletten hendek kazmak, barikat kurmak için değil, siyaset yapmak için oy istedik' diyeceğine, terör çetelerine omuz veriyor ve 'Mücadeleyi büyüteceğiz' diyor. Neyin mücadelesidir bu? Eğer mücadele bu şehirlerde kaos çıkarmaksa buna izin vermeyiz. Buradan açık bir çağrıda bulunmak istiyorum. Vatandaşlarımız emin olsunlar. Türkiye, hukuktan, demokrasiden, adaletten geriye hiçbir adım atmayacaktır.