Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara'daki terör saldırısıyla ilgili, "Şu anda terör olayının failleri konusu tümüyle aydınlanmış bulunmaktadır. Bugün elde ettiğimiz veriler ışığında, kesin bir şekilde bu saldırının Türkiye içindeki bölücü terör örgütü mensuplarıyla Suriye'den sızan YPG mensubu bir kişinin birlikte gerçekleştirdiği ortaya çıkmış bulunmaktadır" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'a makamında taziye ziyaretinde bulundu. Davutoğlu, ziyaretin ardından Ankara'daki terör saldırısına ilişkin açıklama yaptı.

Terör saldırısının, sadece vazifelerini yaptıktan sonra evlerine dönen memurlara, vatandaşlara karşı değil, bütün millete, bu toprakların bütünlüğünü savunan herkese yapıldığını belirten Davutoğlu, Türkiye'nin terör saldırılarından dünyada en çok zarar görmüş, bu acıyı en sık yaşamış ülkelerden biri olduğuna dikkati çekti.

Terörün ve hedeflerinin ne olduğunu en iyi Türkiye'nin bildiğini ifade eden Davutoğlu, "Terör bir ülkede kaos çıkarmak, ülkenin istikrarını bozmak, insanların psikolojisini olumsuz yönde etkilemek üzere yapılan haince bir eylemdir. Bu eylemler, özellikle son dönemlerde Türkiye'nin etrafındaki kriz bölgeleri arttıkça, bu bölgelerde kontrol edilemeyen gruplar ve halkına zulmeden rejimler oldukça, etkisini daha da fazla gösterebilmektedir" diye konuştu.

Ankara ve İstanbul ile bütün terör saldırılarında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar dileyen Davutoğlu, hayatını kaybedenlerin yakınlarına taziyelerini iletti.

Genelkurmay Başkanı Akar'a ve Türk Silahlı Kuvvetlerine taziyelerini iletmek üzere Genelkurmay Karargahını ziyaret ettiğini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Türk Silahlı Kuvvetleri kendilerine verilen her türlü görevi, bütün varlıklarını ortaya koyarak, fedakarca yapan kahraman askerlerimizden, komutanlarımızdan müteşekkil, milletimizle bütünleşmiş bir yapıdır ve tarihin zor aşamalarında, Silahlı Kuvvetlerimizin bu zor dönemlerde nasıl büyük kahramanlıklar sergiledikleri herkesçe malumdur. Silahlı Kuvvetlerimiz, Türkiye'ye dönük her türlü tehdidi bertaraf etmeye muktedir, milletiyle bütünleşik şekilde Türkiye'de huzurun, demokrasinin korunabilmesi için kendilerine verilen her görevi yapabilecek kapasiteye sahip, dünyanın en güçlü silahlı kuvvetlerinden biridir. Dün yapılan saldırı hem aziz milletimize hem de Silahlı Kuvvetlerimizde şerefli bir görev yürütmekte olan asker ve sivil memurlarımıza yönelik olmuştur. Silahlı Kuvvetlerimize bir kez daha taziyelerimi ifade ediyorum."

"HAKETTİKLERİ CEZAYI GÖRECEKLER"

Bu saldırı sonrasında, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında olayı değerlendiklerini, gece boyu istihbarat bilgilerini topladıklarına işaret eden Davutoğlu, ziyareti öncesi Genelkurmay Başkanı, İçişleri, Milli Savunma ve Sağlık Bakanlarıyla tekrar bir değerlendirme yaptıklarını, Adalet Bakanıyla da bir görüşme gerçekleştirdiğini söyledi.

Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Şu anda terör olayının failleri konusu tümüyle aydınlanmış bulunmaktadır. Çok kısa bir sürede bu olayın üstüne giderek aydınlatan emniyet birimlerimize ve güvenlik görevlilerimize de teşekkürü bir borç biliyorum.

Bugün elde ettiğimiz veriler ışığında, kesin bir şekilde bu saldırının Türkiye içindeki bölücü terör örgütü mensuplarıyla Suriye'den sızan YPG mensubu bir kişinin birlikte gerçekleştirdiği ortaya çıkmış bulunmaktadır.

Bu intihar saldırısını gerçekleştiren Salih Neccar isimli kişi, Kuzey Suriye'nin Amuda şehrinde 1992'de doğmuştur. Dolayısıyla saldırının doğrudan YPG irtibatı ortaya konmuştur. Gece boyu süren yoğun istihbari ve emniyet çalışmalarımız sonucunda, 9 kişi gözaltına alınmıştır.

Soruşturma derinleşerek sürdürülmektedir. Bu saldırının her aşamasında katkıda bulunan bütün unsurlar tek tek ortaya çıkartılacak ve adalete teslim edilecektir."

Davutoğlu, yeni gelişmeler olduğunda kamuoyunu bilgilendireceklerini belirterek, "Bu YPG/PYD mensubunun, bölücü terör örgütüyle birlikte, onların koordinasyonunda, örgütün Türkiye içindeki unsurlarıyla birlikte ve Kuzey Irak'tan da bu anlamda destek alan bir şekilde, organize bir suç işledikleri artık kesinleşmiş bulunmaktadır. Bütün suçlular o haince, alçakça saldırıyı gerçekleştiren, bu saldırıya dolaylı veya doğrudan katkıda bulunan kim varsa hepsi yakalanacak, adalete teslim edilecek ve hak ettikleri cezayı mutlaka göreceklerdir" diye konuştu.

"GÜVENLİK GÜÇLERİMİZ BÜYÜK ÇABA İÇİNDELER"

Türkiye'nin zor bir coğrafyada yer aldığına, etrafında idare edilme kapasitesini kaybetmiş 6-7 devletin bulunduğuna dikkati çeken Davutoğlu, Suriye, Irak, Ukrayna, Yemen, Lübnan, Libya'nın da bulunduğu birçok çok ülkede fiili merkezi otoritenin, ülke topraklarının bir kısmını kontrol edemez durumda olduğunu hatırlattı.

Başbakan Davutoğlu, bunların getirdiği birçok riskin bulunduğunu belirterek, şöyle dedi:

"Bunun getirdiği risklerin ülkemizdeki huzuru, istikrarı ve demokrasiyi etkilememesi için yoğun bir çaba sarfediyoruz. Bütün milletimin bilmesini arzu ettiğim husus şudur ki, emniyet birimlerimiz, güvenlik güçlerimiz, gece, gündüz gayret sarf ederek, Türkiye'nin sınırlarını korumak, Türkiye içindeki muhtemel terör faaliyetlerine karşı her türlü tedbiri almak için büyük bir çaba içindedirler.

Hepimizin asli görevi, milletimize ve tarihe karşı sorumluluk hissettiğimiz ana vazifemiz; bu ülkenin birliğini, bütünlüğünü koruyarak, bu ateş çemberinin içerisinde varlığını sürdürmesi, güçlenmesi ve bütün bu zorluklarla mücadele edecek kudrete erişmesidir. Buradaki bu kudretin en önemli kaynağı da milletimizin bitmez, tükenmez inancı, kendisine olan özgüvenidir. Terör faaliyetleri temelde bu özgüveni hedef almaktadır ama şu ana kadar özgüvenimizi, milletimizin devletine duyduğu güveni, kendisine duyduğu özgüveni sarsamamıştır, sarsamayacaktır."

"TBMM'NİN ÇALIŞMASI TAKDİRE ŞAYAN"

Türk Silahlı Kuvvetlerinin, 23 Temmuz'dan bu yana yürütülen huzur ve demokrasi operasyonunda, büyük fedakârlıklar yaparak, emniyet birimleriyle şehitler vererek, bu zor coğrafyada Türkiye'nin istikrarını korumayı gaye edindiğini vurgulayan Davutoğlu, güvenlik güçlerinin, bundan sonra da kendilerine verilen görevi yerine getirmeleri konusunda hiçbir tereddüt taşımadıklarından emin olduğunu bildirdi.

Böyle dönemlerde, Silahlı Kuvvetlerin, güvenlik birimlerinin gayretlerini yanında siyasi kuruluşların ve sivil toplum kuruluşlarının da teröre karşı birleşmesi gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, "İkinci çağrım, siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarınadır. Terör karşısında, kaynağı ne olursa olsun, piyonu kim olursa olsun, omuz omuza vermeliyiz" dedi.

Terör saldırısının TBMM'ye çok yakın bir yerde olmasına rağmen, Meclisin çalışmalarını sürdürmüş olmasının "takdire şayan" olduğunu ifade eden Davutoğlu, grup başkanvekilleriyle yaptığı istişarede, "Tam da terör odaklarının temel hedefi Türkiye'de siyasi, sosyal hayatı dumura uğratmak, yavaşlatmak, durdurmaktır. Her ne suretle olursa olsun, TBMM kendisine milletimizin tevdi ettiği görevi yerine getirmek üzere oturumlarına ara vermeyecektir, bu görevi yerine getirmek için ne gerekiyorsa yapacaktır" talimatını verdiğini aktardı.

Davutoğlu, TBMM'nin yakınında gerçekleşen bu terör olayına rağmen, buradaki çalışmaların devam etmesini sağlayan siyasi partilere teşekkür ederek, özledikleri tavrın bu olduğunu söyledi.

"KINAMAYANLARIN 'DEMOKRASİDEN' BAHSETME HAKKI YOKTUR"

Bütün dünyaya ve öncelikle de terör örgütlerine, hep beraber, bütün siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin, "Biz buradayız. Bu topraklardayız. Ebediyen burada kalacağız. Nerede ve ne şekilde haince planlar yaparsanız yapın, bizim bu konudaki irademizi sarsamayacaksınız" deme gücünü göstermesi gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Ancak maalesef TBMM bu şekilde faaliyetini sürdürürken, ortak bir deklarasyon yayınlama konusunda bir partinin gösterdiği uzlaşmaz tutumu da buradan şiddetle kınıyorum. Terör konusunda dahi tavrını ortaya koyamayan, masum, akşam çocuklarıyla oturmak üzere görevini yapıp evine dönmek üzere olan insanlara bu saldırıyı kınamayanların 'insanlık vicdanından, demokrasiden' bahsetme hakları yoktur."