Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara'daki terör saldırısının arkasında DAEŞ ve PKK'nın olma ihtimalinin yüksek görüldüğünü söyledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov ile yaptığı otak basın toplantısında soruları yanıtladı. Davutoğlu, Türkiye'nin PYD konusundaki tutumuna ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:
"Türkiye 20 Temmuz'dan itibaren DEAŞ, PKK ve DHKP-C'nin sistematik saldırısı ile karşı karşıyadır. Bu saldırının soruşturmasını derinleştirdikçe özelikle twitter hesapları ve bazı IP adreslerinden hareketle ulaştığımız sonuçlarda görüyoruz ki bu saldırılarda hem DEAŞ, hem PKK etkin rol oynama ihtimalleri yüksek örgütler. 20 Temmuz'dan bu yana PKK Türkiye'nin her yerinde sivil vatandaşlarımızı askerimizi, polisimizi hedef almış ve onlarcasının şehitliğine sebebiyet vermiştir. Hiçbir terör örgütüne müsemma gösterilemez. Çağdaş bir hukuk devleti terör örgütlerine nasıl muamele ediyorsa Türkiye de o şekilde etmiştir, devam edecektir."
ABD YÖNETİMİNE SERT TEPKİ
PYD ile PKK arasındaki organik bağın herkesçe bilindiğine dikkat çeken Davutoğlu, "Kuzey Irak'a yönelik yaptığımız operasyonlardan kaçanların bazılarının PYD'ye gittiklerini de biliyoruz. Türkiye'ye savaş açmış terör örgütlerine karşı tutumumuz açık nettir. Bu örgütlerin bağlantılarına karşı da aynı tutuma sahibiz. Nasıl ABD El Kaide ile mücadele ederken bağlantılı örgütlerle de mücadele etmişlerse, Türkiye de PKK ile bağlantılı bütün örgütlerle mücadele etmekte kararlıdır. Nasıl müttefik ülkeler El Kaide ile irtibatlı gruplara silah yardımını mazur görmezse, Türkiye de PKK ile irtibatlı gruplara silah yardımını mazur görmez. Nasıl ABD'nin iyi niyetle Irak ordusuna verdiği silahlar DEAŞ'ın eline geçmiş ve hepimize karşı kullanılıyorsa, bugün PYD'nin eline geçen silahların da yarın PKK'nın elinde geçerek Türkiye'ye karşı kullanılmayacağının garantisini kimse vermez. Biz Suriye ve Irak'taki terör ve kaosun Türkiye'ye yansıtılmasına, silah stokunun Türkiye'ye sokulmasına izin vermeyiz. Onun için tutumumuz açık ve nettir. Bu tutum ABD ve Rusya federasyonuna da iletilmiştir" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, ABD Büyükelçisi'nin Dışişleri Bakanlığına çağrılarak Türkiye'nin tutumu ile ilgili gerekli bilgilerin aktarıldığını kaydetti.
"MÜLTECİLERİN ARASINDA ART NİYETLE GİRMİŞ BAZI TERÖRİSTLER OLABİLİR"
Bulgaristanlı bir gazetecinin sorusu üzerine mülteci krizini de değerlendiren Davutoğlu, "Bu büyük bir sınav hepimiz için. Bir taraftan Suriye rejiminin ve teröristlerin saldırılarından kaçan milyonlarca insan var. Onlara kapılarımızı açmak zorundayız. Aksi takdirde hayatlarını kaybedecekler. Bu insani bir görev. Türkiye dünyada en fazla mülteci kabul eden ülke durumunda. Eğer biz bunları kabul etmemiş olsaydık insani görevimizi yapmamış olur ve dünya tarafından eleştirilirdik. Ama bu mültecilerin arasında art niyetle girmiş bazı saldırgan ya da teröristler olma ihtimali her zaman söz konusu olabilir. Bunu engelleyecek tek şey sağlam bir istihbarattır. Bunun için de başta Bulgaristan olmak üzere bütün komşu ülkelerle istihbarat işbirliğine önem veriyoruz. Ama bunun da yetersiz kaldığı anlar olur. Nihai olarak bunu önleyecek olan husus Suriye'deki krizin son bulmasıdır. Bu konuda görev Türkiye ile Bulgaristan'dan daha çok BM'nin 5 daimi üyesine düşmektedir. Bugün krizin bu kadar derinleşmesinin sebeplerinin başında BM güvenlik konseyinin Suriye rejiminin savaş suçlarına karşı açık bir karar alamamış olmasıdır. Her halükarda Türkiye ile Bulgaristan arasında yakın bir işbirliği vardır, bunu daha da derinleştirmeye karar verdik" ifadelerini kullandı.
GÖREVDEN UZAKLAŞTIRMALAR
Görevden uzaklaştırmalar konusunda ise Başbakan, "İdari soruşturmada da bazı ön araştırmalar yapıldı. Olayın gelişim seyri içerisinde herhangi bir idari anlamda zaaf söz konusu olmuşsa bu da inceleniyor. Soruşturmanın selameti bağlamında Ankara Emniyet Müdürü, İstihbarat Şube Müdürü ve Güvenlik Şube Müdürü açığa alındı. Türkiye bir hukuk devletidir ve demokratik hukuk devleti kuralların içerisinde hem hukuki hem idari soruşturma yürütülecektir" diye konuştu.
