İfade vermeye gitmediği gerekçesiyle Diyarbakır'daki soruşturma nedeniyle 4 Kasım'da tutuklanan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tutuklu olduğu Edirne F Tipi Cezaevi'nden ses ve görüntülü bilişim sistemi (SEGBİS) aracılığıyla, hakkında Mardin'de açılan ve tutuksuz yargılanacağı davanın duruşmasına katıldı. Demirtaş için 3 Şubat 2016'da Mardin'de yaptığı bir konuşmada, "Türklüğü, Cumhuriyet'i ve TBMM'yi alenen aşağılamak" suçundan 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşmasına HDP Milletvekilleri Osman Baydemir ve Meral Danış Beştaş tanık; avukatları, HDP milletvekilleri Mehmet Ali Aslan ve Ali Atalan ile DTK Eş Başkanı Leyla Güven izleyici olarak katıldı.

Kimlik tespitinden sonra söz alan avukatlar yargılamanın anayasaya aykırı olduğunu ve müvekillerinin halen dokunulmazlıkları olduğunu belirterek, yargılamanın durdurulmasını ve dokunulmazlığın kaldırılmasıyla ilgili düzenlenmenin anayasaya aykırı olup olmadığının, Anayasa Mahkemesi'ne sorulmasını istedi.

Demirtaş: Dokunulmazlık 20 Mayıs öncesi için kalktı

Avukatların bu talebi reddedilirken, SEGBİS ile savunma yapan Demirtaş, 1700 kilometre uzaklıkta ve kısıtlı imkânlarla, adil bir yargılamanın olamayacağını ifade ederek, şunları söyledi:

"Bir kısım avukatlarım yanımda, bazısı ise duruşma salonunda. Bu şekilde avukatlarımla bilgi alışverişinde bulunmam mümkün değil. Çok sağlıklı bir savunma yapma ortamı olmamasına rağmen dosyanın bulunduğu Mardin 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde savunma yapmayı kabul ediyorum. Hakkımdaki suçlamaları cevaplandırmak istiyorum. İddiannamede çözümü yapılan konuşma bana aittir. Ama bazı yerlerde deşifre ve yazım hatası vardır. Konuşmamın hangi cümlesinde Türklüğü, Cumhuriyeti ve TBMM'yi aşağıladığım somut olarak belirtilmiyor. Çünkü konuşmamın hiç bir yerinde Türk milletini veya üyesi olduğum TBMM'yi itham eden veya imâ eden bir aşağılama yoktur. Konuşmam baştan sona dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu başkanlığındaki hükümete eleştiri ve çağrı mahiyetindedir. Bu aşamada beraat kararı verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Benim ve diğer dokunulmazlığı kaldırılan milletvekilleriyle ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Parlamentonun 3'üncü büyük partisinin Eş Genel Başkanı ve grup başkanıyım. Dokunulmazlıkların kaldırılması gündeme geldiğinde görüşlerimi hem parlamento içinde, hem dışarda dile getirmiştim. 20 Mayıs itibariyle dokunulmazlıklar geriye doğru kalkmıştır. Dokunulmazlıklar 20 Mayıs'tan sonra halen devam ediyor. Yani dokunulmazlıklar geleceğe doğru değil, geçmişe doğru kaldırılmıştır. Adil yargılama ile birlikte hakkımdaki ithamlardan kurtulma fırsatı olarak görüyoruz. Yargılanmaktan kaçmak için yaptığımız manevralar değildi. Parlamentoda şu dakika itibariyle görev yapan vekillerle aramızda dokunulmazlık konusunda zerre kadar fark yoktur."

"20 Mayıs sonrası dokunulmazlığım devam ediyor"

Selahattin Demirtaş, dokunulmazlığının şu anda devam ettiğini de belirterek, "İfade vermeyi kabul etmesem de, mahkemeye gelmesem de, mahkeme benimle ilgili hiçbir tedbir alamaz. Yapılan düzenleme ile 20 Mayıs'tan sonra dokunulmazlık zırhı olduğu gibi korunmaktadır. Ülkemizde ağır aksak işlese de güç ayrılığı esastır. Hiçbir erkin, diğer erkin üzerinde kontrol vasfı oluşturma hakkı yoktur. Bir yargı mercii, dokunulmazlığı olan bir yasama üyesini, yasama faaliyetinden alıkoyamaz. Mahkeme 20 Mayıs'tan sonra devam eden mutlak dokunulmazlığı gözardı etmektedir. Yasama yetkim halk tarafından tescillenen milli irade, temsil yetkimiz zorla elimizden alınmıştır" diye konuştu.

4 Kasım'da tutuklanan Selahattin Demirtaş'ın dosyasındaki suçlamalar şöyle:

"Türkiye Cumhuriyeti'ni alenen aşağılamak, terör örgütü propagandası yapmak, Türk milletini, cumhuriyeti ve TBMM'yi alenen aşağılamak, Cumhurbaşkanına hakaret, devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılamak, terör örgütü PKK propagandası yapmak, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret, 298 sayılı kanuna muhalefet, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek, 2911 sayılı kanuna muhalefet, hakaret, suç işlemeye alenen tahrik, kanunlara uymamaya tahrik, kamu görevlisinin aleyhine iftira, suç işlemeye tahrik ve suç işlemeye azmettirme, devletin birliği ve bütünlüğünü bozmaya teşebbüs."

Mayıs ayında Meclis Genel Kurulu’nda yapılan oylamayla 50’si HDP’li 138 milletvekilinin dokunulmazlıkları kaldırıldı. 27 AK Parti, 51 CHP ve 9 MHP’li vekilin de dokunulmazlıklarının kaldırıldığı oylama sonrasında bu listede yer alan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ankara’da ifade vermeye gitmişti. Bazı CHP’li vekiller de tıpkı HDP’liler gibi ifadeye gitmeyeceklerini açıklamıştı. İfade çağrısı son olarak Bilal Erdoğan’a hakaret ettiği gerekçesiyle CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na gelmişti.

Kaynak: DHA, Al Jazeera