Demokrat Parti Ulusal Güçler (DPUG) Genel Başkanı Serdar Denktaş Avrupa Komisyonu’nun Bölgesel Politikalardan Sorumlu Üyesi  Corina Cretu’nun Kıbrıs’ı  ziyareti sırasında AB Kıbrıs Temsilciği tarafından yapılan açıklamayı eleştirerek, “Üzüntüyle şahit olurken, kabul edilemez bu tavrı şiddetle kınıyoruz” dedi.

“KKTC, AB KURUMLARIYLA İLİŞKİLERİNİ YENİDEN YAPILANDIRMALI”

DPUG Genel Başkanı Serdar Denktaş yaptığı yazılı açıklamada, AB kurumlarıyla ilişkilerin sağlıksız geliştiği ve sürdürülemez olduğuna ilişkin  bir süre önce rapor hazırladıklarına işaret ederek, “AB Kıbrıs Temsilciliği’nin Sayın Cretu’nun ziyareti vesilesiyle yapmış olduğu bu açıklama da maalesef AB ile olan ilişkilerimizde gelinen noktanın ne kadar sağlıksız olduğunu bir göstergesidir. KKTC acilen AB kurumlarıyla olan ilişkilerini yeniden yapılandırmalıdır” dedi.

Denktaş,  tüm kurumlarla AB içerisinde yer almanın  savunulması  ve AB ile ilişkileri kurumsallaştırmak için  gerekli adımların atılması gerektiğini belirtti.

AB’nin Kıbrıs Türklerine ilişkin 26 Nisan 2004 tarihinde açıkladığı politikaya değinen Denktaş, bu politikaya bağlı olarak Komisyon’un Yeşil Hat Tüzüğü ile Mali Yardım Tüzüğü’nü geliştirdiğini ve yürürlüğe koyduğunu,  AB ile kurumsal ilişkilerin de büyük ölçüde bu iki tüzük etrafında şekillendiğini anlattı.

AB KOORDİNASYON MERKEZİ 

 Yeşil Hat Tüzüğü’nün uygulanmasında Ticaret Odası işlev yüklenirken Mali Yardım Tüzüğü’nün uygulanmasının koordinasyonunu da Başbakanlığa bağlı AB Koordinasyon Merkezi’nin üstelendiğini hatırlatan Denktaş şöyle devam etti:

“Ancak süreç içerisinde, KKTC olarak zamanında doğru politikaları üretemememizin sonucu olarak, AB ile siyasi ilişkilerimizi de teknik bir birim olan AB Koordinasyon Merkezi’ne devretmiş olduk. Bu birim AB ile siyasi ilişkilerimizi geliştirecek kapasiteye sahip değildir.  
Görevi AB Yardım Tüzüğü’nün uygulanmasını koordine etmektir.”
 
Denktaş, bürokrasinin kendi içindeki güç dengeleri ve işleyiş mekanizması sonunda KKTC’nin neredeyse AB ile tüm ilişkilerinin bu Merkeze ve neredeyse şahıslara bağımlı kılındığını, bu yapının aşılarak  siyasi alandaki ilişkilerin kurumsallaştırılması gerektiğini kaydetti.

 1 Mayıs 2004 sonrası gelişen ortamda AB’nin, Kıbrıslı Türklere yönelik politikanın uygulama sorumluğu dönemin Genişleme Müdürlüğü’ne verdiğini, bu karar ve uygulamanın Kıbrıslı Türkler açısından çok önemli olduğunu belirten DPUG Genel Başkanı Serdar Denktaş, Avrupa Birliği Genişleme Müdürlüğü’ne bağlı olmanın, Kıbrıs’ın AB’ye katılım sürecinin tamamlanmadığını ve bu sürecin ancak bir çözüm sonrasında Kıbrıslı Türklerin de etkin katılımı ile gerçekleşeceği mesajını taşıdığını aktardı.

DPUG Genel Başkanı Serdar Denktaş açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Şapkayı önümüze koyup düşünmek ve geçmişte yapılan hataları veya alınmayan önlemleri görmek düzeltmek gerekmektedir.

Kıbrıs Türk Masası’nın Genişleme Müdürlüğü’nden alınıp, Bölgesel Politikalar Müdürlüğü’ne taşınması, Kıbrıs’ın artık genişleme sürecini tamamladığı mesajını vererek AB’nin bizimle olan ilişkisini toplumsal bir ilişki dışında, bir coğrafi ilişki olarak tanımlamak anlamını taşımaktadır.

 Kıbrıslı Rumların uzun bir süreden beridir ısrarla istemiş olduğu bu politik değişiklik gerçekleşene kadar ne haberdar olduk ne de müdahale edebildik. Çünkü bu müdahaleyi yapabilecek yapıları kurmadık.”

 Karar açıklandıktan sonra KKTC Dışişleri Bakanlığı’nın tavrının da ilginç bir seyir gösterdiğini ifade eden Denktaş,  “Dışişleri’nin önce sert tepki koyduğunu  sonra ikna edildiğini açıkladığını , ancak nasıl ikna olunduğu konusunda  bilgi sahibi olmadıklarını” belirtti.

“CUMHURBAŞKANLIĞI BÜNYESİNDE BİRİM OLUŞTURULMALI”

Yaşanan gelişmelerin AB ilişkilerini kurumsallaştıramamanın doğal sonucu olduğuna değinen Denktaş, AB ile ilişkilerin yıllardır AB Koordinasyon Merkezi ile götürülmeye çalışıldığını ve gelinen durumun başarısızlık olduğunu öne sürdü.

AB Koordinasyon Merkezi’nin insan kaynakları olarak AB Mali Yardım Programı’nı koordine edebilecek, uzman ve teknik kapasitesi yüksek insan kaynaklarına sahip olduğunu kaydeden Denktaş  bu birimin kapasitesinin bu kadarla sınırlı olduğunu,  AB ile siyasi ilişkilerin başka bir uzmanlık alanına girdiğini vurguladı.

“AB ile ilişkilerimizi artık kişiye endeksli yürütmeye çalışmaktan vazgeçmeliyiz” diyen Denktaş, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde  AB Siyasi Temsilciği veya birimi oluşturularak  AB ile siyasi süreç ve ilişkilerin adresinin de burası olması gerektiğini belirtti.

 AB tarafından Kıbrıs Türk Liderliği olarak tanınan Cumhurbaşkanlığı bünyesinde AB ile siyasi ilişkileri kurumsallaştırmak gerektiğini anlatan Denktaş, açıklamasını şöyle tamamladı:

 “Cumhurbaşkanlığı nezdinde oluşturulacak siyasi mekanizma, AB ile ilgili siyasi temsilcilik işlevini yürütürken, hükümetlerin de AB kurumları ve üye ülkelerle ilişkilerini yürütecek Bakanlık düzeyinde oluşuma ihtiyaç olacaktır. Bununla ilgili önerimiz de Dışişleri Bakanlığı’nın, AB ve Dışişleri Bakanlığı olarak isimlendirilip, Dışişleri Bakanlığı’nın ileriye dönük personel gereksinmelerinde AB uzmanlık alanlarına öncelik vermesi, var olan diplomatik personelin de AB konusunda gerekli eğitimlerden geçmesidir”