Bu bölümde ilk konuşmayı Dışişleri Bakanı Emine Çolak yaptı. Çolak, Dışişleri Bakanlığı olarak en önemli önceliklerinin müzakere sürecine destek vermek olduğunu dile getirdi. Müzakerelerin başarıya ulaşması için azami gayret sarf ettiklerini söyleyen Çolak, Bakanlık olarak müzakere süreçlerine verdikleri desteği anlattı.

Çolak konuşmasında şunları söyledi:

“Dışişleri bakanlığı olarak en öncelikli hedefimiz, hükümet programında da yer alan Kıbrıs sorunun çözüme yönelik sürdürülmekte olan müzakere sürecine destek vermektir. Bakanlığımız, yeni cumhurbaşkanımızın göreve başlamasıyla son derece olumlu bir atmosferde yeniden başlayan ve hedefe yönelik yürütülen müzakerenin başarıya ulaşabilmesi için azami gayreti sarf etmektir.

Bu çerçevede görüşme heyeti içerisinde müsteşarımız da yer almakta, iki deneyimli meslek memuru da  müzakere heyetine destek sağlamaktadır”

“TEKNİK KOMİTE ÇALIŞMALARININ ALTYAPISINI DIŞİŞLERİ BAKANLIĞIMIZ OLUŞTURMAKTADIR”

Emine Çolak, liderler ve müzakereciler düzeyindeki çalışmalara paralel olarak sürdürülen teknik komite çalışmalarının altyapısını da dışişleri bakanlığının oluşturduğunu söyledi.

Çolak, “Bu kapsamda, bakanlığımızın siyasi işler müdürü geçiş kapıları teknik komitesinin; ekonomik, kültürel ve sosyal işler müdürü ise insancıl konular teknik komitesinin başkanlığını yürütmektedir. Bunun yanısıra, tüm teknik komite çalışmalarına bakanlığımız meslek memurları vasıtasıyla katkı konmakta ve kamu kurumlarının etkin bilgilendirilmesi sağlamaktadırlar” dedi.

Çolak, şöyle devam etti:

“Bakanlığımız ayrıca, iki liderin aldığı kararlar uyarınca açılması öngörülen iki yeni geçiş kapısının açılması için gerekli çalışmaları yürütmekte ve gerek ülkemizin ilgili kurum ve kuruluşları gerekse birleşmiş milletler ve Avrupa birliği gibi diğer uluslararası kurumlarla işbirliği ve koordinasyon içinde, fiziki altyapı projesinin hazırlanması ve finansmanının sağlanması ile, kapıların süratle açılması için çaba sarf etmektedir. Bunun yansıra, bakanlığımız memurları, sayın cumhurbaşkanı, sayın başbakan ve diğer bakanlarımızın yabancı diplomatlar ve ülkemizi ziyaret eden siyasilerle gerçekleştirdikleri görüşmelerde raportörlük görevlerini sürdürmektedirler”

AB İLE İLİŞKİLER

Emine Çolak, Avrupa Birliği ile ilişkilerin daha kurumsal bir hale getirilmesi için Bakanlar Kurulu kararıyla ilgili kurumlardan temsilcilerin de katılımıyla AB Uyum Grubu oluşturulduğunu söyledi.

Çolak, “ Grubun koordinatörlüğü bakanlığımıza atfedilmiştir.  Bu grup, Kıbrıslı Türklerin kapsamlı çözüme ve Avrupa Birliği’ne hazırlanmalarının yanı sıra halkımızın hak ettiği seviyede yaşam kalitesine erişebilmesi adına çok önemli bir misyonu yerine getirmek amacıyla çalışmalarına devam etmektedir” dedi.

Dışişleri Bakanı Çolak, şöyle devam etti:

“Bakanlığımızın uluslararası platformlarda diğer önemli görev ve sorumlulukları yanında, müzakerelerin yoğun bir şekilde devam ettiği bu dönemde, kurulması hedeflenen federasyonun eşit siyasi ortağı olan Kıbrıslı Türklerin çözüm yönündeki istençlerini dünyaya duyurmak; Kıbrıs sorununun çözümünün uluslararası toplumun gündemi ve öncelikleri arasında tutulmasını sağlamak ve müzakere sürecinin korunmasını teminen destek almak amacıyla yurtdışı ziyaretler gerçekleştirmektir”.

“HER DÜZEYDE YURTDIŞI TEMASLARI DEVAM ETMEKTEDİR”

Bakanlığın her düzeyde yurtdışı temaslarına devam ettiğini kaydeden Çolak, “Şüphesiz ki yurtdışı temaslarımız müzakere sürecine destek verilmesi ve muhataplarımıza doğrudan bilgi verilmesi açısından büyük öneme haizdir. Bakanlığımızdan her seviyede yurtdışına gerçekleştirilen ziyaretlerde muhataplarımızın bizleri dikkatle dinledikleri ve taleplerimizi ilgili platformlarda dile getirdikleri gözlemlenmektedir” dedi.

“Bakanlığımız, uluslararası alanda Kıbrıs Türk tarafının Kıbrıs sorunun çözüm odaklı vizyonunu ilgili çevrelerin dikkatine getirmenin yanı sıra, ülkemiz içindeki çözüm vizyonunu da canlı tutabilmek adına çalışmalar sürdürmeye devam edecektir” diyen Çolak şöyle devam etti:

“Kıbrıslı Türklerin pozisyonunun yurtdışında duyurulması bağlamında, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı başta olmak üzere uluslararası örgütlerin faaliyetleri merkez ve yurtdışı uygulama birimlerimiz tarafından takip edilmektedir. Bu örgütlerin farklı düzeydeki toplantılarına ve etkinliklere katılıp dış politika hedeflerimizin ilerletilmesine yönelik girişimler yapmakta ve yazışmalar gerçekleştirmekteyiz.

Bu çerçevede bakanlığımız, ülkemizin gözlemci üyesi olduğu uluslararası örgütler olan İslam İşbirliği Teşkilatı ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ile ülkemiz arasındaki ilişkileri etkin bir şekilde yürütmektedir. Başta İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreterliği ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Sekreterya’sı olmak üzere İslam İşbirliği Teşkilatı’na bağlı faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlar ile üye ülkelerle sürekli temas içinde çalışmalarımız sürmekte ve bu kurum ve kuruluşlardan ülkemize üst düzey ziyaretlerin gerçekleştirilmesi, etkinliklerde ülkemizin temsil edilmesi ve etkinliklere,  ülkemizin ev sahipliği yapması yönünde çalışmalarımız devam etmektedir.”

“HEDEFLER ARASINDA ÜLKENİN EKONOMİK VE SOSYAL GELİŞİMİNE KATKI DA VAR”

Bakanlığın hedefleri arasında ayrıca, ülkenin ekonomik ve sosyal gelişimine katkı sağlamak olduğunu söyleyen Çolak, “Bu bağlamda, ülkemizin büyüyen ticaret, turizm ve eğitim sektörlerine çeşitli vesilelerle katkı yaparak genel ekonomik gelişimimizi güçlendirmektedir” dedi.

Çolak, şöyle devam etti:

“Bu çerçevede, bakanlığımız ve de bakan olarak bire bir yükseköğrenim kuruluşları, ekonomik çevreler, sivil toplum örgütleri ve bir çok paydaş ile yakın temaslar sürdürmekte ve bakanlığımız aracılığı ile onların etkinliğine ivme kazandırmak konusunda istişare ve işbirliği yapmaktayız.

Yükseköğrenime katkı ve dış ilişkilerini de genişletmek için her dönem 3. ülkelerde öğrencilere burs verilmekte olup, bu burslar ‘tanıtma, enformasyon ve tören giderlerine katkı’ projesi kaleminden karşılanmaktadır. Devlet bursu alan 3. ülke uyruklu öğrenciler ülkelerinde KKTC burs sisteminin birer temsilcisi olmaktadırlar.  Ayrıca, her yıl olduğu gibi bu yıl da İslam İşbirliği Teşkilatı ile varılan bir mutabakat çerçevesinde İslam İşbirliği Teşkilatı üye ülkelerden 10 öğrenciye burs imkanı sağlanmış, önümüzdeki yıl itibarıyla Ekonomik İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerden de 5 öğrenciye burs verilmesi karara bağlanmıştır”

Dışişleri ve Tanıtma Dairelerinin yanı sıra bakanlığın Enformasyon Dairesi’nin faaliyetlerine de değinen Çolak, “Kıbrıs sorunu, GKRY gündemi ve ülkenin siyasi, ekonomik ve sosyal yaşamına dair bilgiler içeren hizmete özel basın bültenini günlük olarak hazırlamak ve anılan bülteni başta yurtdışı temsilciklerimiz olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlara her gün iletmektir” dedi.

Enformasyon Dairesi bünyesinde faaliyet gösteren web sayfasının, iki dilde yayınlar yaptığını ve ayda ortalama 7 bin kişi tarafından ziyaret edildiğini kaydeden Çolak, 2016 yılı içerisinde ülkenin, ürünlerinin ve hizmet sektörünün tanıtımı, ülkedeki yatırım imkanları ile ülkedeki turizm ve yüksek öğrenim konularında ilk elden bilgi verilmesi amacıyla çeşitli ülkelere yönelik bir dizi ziyaretler gerçekleştirilmesinin öngörüldüğünü belirtti.

“DÜNYAYLA ENTEGRE ÇALIŞMALARIMIZ TÜM HIZIYLA DEVAM EDECEK”

Çolak, Kıbrıslı Türklerin müzakere sürecine ilişkin pozisyonlarını ortaya koymak ve seslerini duyurmak amacıyla bakanlıkla yürütülen yurtdışı temasları kapsamında yurtdışı geçici görev yollukları kalemi yetersiz kaldığını kaydetti.

Dışişleri Bakanlığı’nın hükümet programı uyarınca izlemekte olduğu çözüm odaklı siyasetin önümüzdeki dönemde de devam etmesinin öngörüldüğünü kaydeden Çolak, yeni ikili ilişkiler kurulması ve yurtdışı temaslarının artarak devam etmesinin planlandığını belirtti.

Çolak, “Tüm bu çalışmaların en önde gelen hedefinin, Kıbrıslı Türklerin sesi ile çözüm istencinin tüm ilgili taraflara duyurulması ve üzerimize empoze edilen haksız izolasyon ve ambargoların kaldırılmasına yönelik politikamızı en etkin şekilde yürütmektir. Kıbrıslı Türklerin dünya ile entegre olması ve uluslararası platformda hak ettikleri yeri almasına yönelik çalışmalarımız tüm hızıyla önümüzdeki yıl da devam edecektir” dedi.

Emine Çolak, önemli başkentlerde yeni temsilcilikler açılması yönündeki çalışmaların sürdüğünü ve bu bağlamda Helsinki temsilciliğinin kısa bir süre önce faaliyete geçtiğini kaydetti.

“BÜTÇEMİZİN GENEL BÜTÇE İÇİNDEKİ PAYI YÜZDE 1’İN ALTINDA”

Dışişleri Bakanlığı’na, içinde bulunulan bu çok önemli müzakere süreci döneminde devlet genel bütçesi içinden ayrılan payın yüzde 0.92 , yani yüzde 1’in altında olduğuna işaret eden Çolak, “Dışişleri Bakanlığımızın bütçesi hem Güney Kıbrıs, hem de birçok ülkenin gerisinde kalmakta ve gerek bakanlığımızın gerekse sayısı bugün 24’e ulaşan yurtdışı uygulama birimlerimizin faaliyetlerini layıkıyla yerine getirmelerine ciddi bir engeldir” dedi.

Çolak, şöyle devam etti:

“Dışişleri Dairesi’ne 2008, Tanıtma ve Enformasyon Dairelerine 2003 yılından bu yana meslek memuru istihdamı yapılmamıştır. Bu hem yurtdışı uygulama birimlerimize diplomat görevlendirirken bakanlığımıza büyük zorluk yaratmakta, hem de bakanlığımızın merkezdeki faaliyetlerini daha verimli bir şekilde yürütülmesinin önünde ciddi bir engeldir. Yurtdışı uygulama birimlerimizde son dönemde birçok yerel personelimizin yaş haddinden dolayı emeklilik veya başka sebeplerle görevden ayrılmaları sonrasında da henüz boşalan yerel kadrolara istihdam yapılması mümkün olmamıştır.

Doğal olarak bu durum yurtdışı uygulama birimlerimizin faaliyetlerini olumsuz yönde etkilemektedir.

Eminim ki, birçoğunuzun yapmakta olduğu resmi yurtdışı seyahatlerinizde, gittiğiniz yerlerdeki temsilciliklerimizin ihtiyaçlarınıza yanıt vermek için sarf ettiği üstün gayretleri ve de olanak eksikliklerinden dolayı yaşadıkları zorlukları gözlemlemektesiniz.

Bu çerçevede, dışişleri dairesine acil olarak en az 20 meslek memuru istihdam edilerek hizmet içi eğitimden geçmeleri büyük önem arz etmektedir. Bir diplomatın kolay yetişmediği göz önüne alındığında, içinde bulunduğumuz müzakere sürecinin federal bir yapı kurulmasıyla neticelenmesi halinde Kıbrıslı Türklerin bu yapının eşit ortakları olarak donanımlı ve güçlü bir şekilde kurulacak ortaklığa hazır olabilmeleri için bakanlığımızın bu istihdamları bir an önce gerçekleştirmesi elzemdir. 
Dışişleri dairesine ilaveten enformasyon ve tanıtma dairelerine de istihdam yapılması elzemdir.

Bunların yanı sıra, bakanlığımızın çağdaş dünya standartlarını yakalaması ve personelinin elverişli teknolojik bir ortamda verimli hizmet verebilmesi için hizmet içi çalışmalar da eş zamanlı olarak aksatılmadan devam etmektedir.

Bakanlığımızın güncellenen internet sitesi, gerek bakanlığımızın gerekse temsilciliklerimizin faaliyetlerinin dünyaya etkin bir şekilde duyurulması ve yurtdışındaki çeşitli çevrelere Kıbrıs konusunda yaşanan son gelişmeler ile ilgili bilgi aktarılması yönünde faaliyet göstermektedir”.  

ALT YAPI ÇALIŞMALARI

Dışişleri Bakanı Çolak, bakanlığın altyapısının güçlendirilmesine yönelik atılan en büyük adımın ise, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile bilişim alanında işbirliğine ilişkin imzalanan mutabakat muhtırasının ardından, bakanlıkta güvenli haberleşme ağı yaratılarak arşiv sisteminin elektronik ortama alınması ve personelin bu hizmetten yararlanabilmesi için gerekli altyapı çalışmalarının başlatılması olduğunu söyledi.

Çolak, şöyle devam etti:

“Bu çalışmaların yeni yılda tamamlanması öngörülmektedir. Böylece bakanlığımızın arşiv sistemi elektronik ortama alınacak, kurulacak olan yeni sistemle geçmişe ait belgelere erişim çok kolay bir hale gelecek ve yeni yıldan itibaren tüm yazışmalar sayısal ortamda yapılmak suretiyle çevre dostu ve kağıtsız işlem yapan çağdaş bir uygulama olacaktır. Türkiye cumhuriyeti dışişleri bakan yardımcısı sayın Naci Koru tarafından şahsen takip edilen bu proje için sayın koru ile hem bakanlığımızda hem de Ankara’da bir çok görüşme gerçekleştirilmiştir”

Çolak, Dışişleri Bakanlığı olarak izlediği proaktif ve girişimci siyaset kapsamında 5 ay gibi kısa bir süre zarfında başta Ankara olmak üzere, New York, Washington, Paris, Brüksel ve Londra’ya ziyaretlerde bulunarak, Avrupa Birliği kurumları yetkilileri de dahil olmak üzere, birçok temaslarda bulunulduğunu söyledi.

Bu çalışmaların 2016 yılında da etkin bir şekilde devam edeceğini dile getiren Çolak, şöyle devam etti:

“Dışişleri bakanlığı benden önceki bakanlar ve bizden önceki hükümetlerin çalışmaları ile devlet dairelerimiz arasında takdir hak eden güçlü bir alt yapı ve insan kaynağına sahiptir. Ancak bugünkü koşullarda bir o kadar daha güçlendirilmesi gerekmektedir. Bu sunuşumuzda çözüm odaklı olduğumuzu sıkça vurguladık. Ancak dış dünyaya Kıbrıslı Türklerin vitrini ve  sesi olan dışişleri bakanlığını daha da  aktif,  etkin ve çağdaş bir hale getirmek, çözüm olsa da,  olmasa da, bizi ileriye taşımak çok büyük bir ihtiyaçtır.”

SANER

UBP Milletvekili Ersan Saner, söz alarak, Çolak’tan, özel mülkiyet konusunda bazı ilerlemeler olduğu konusunda basına yansıyan haberlerle ilgili bilgi istedi.

“Benim gözlemim bu konuda küçük küçük ilerlemeler var” diyen Çolak, bu görüşü tüm milletvekillerine açık olan tutanakları okuyarak ortaya koyduğunu kaydetti.

DENKTAŞ: “DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI BÜTÇESİ DÜŞÜK”

DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş da söz alarak, Dışişleri Bakanlığı bütçesini düşük bulduğunu dile getirdi. Denktaş, KKTC’nin daha güçlü bir ses ortaya koyabilmesinin yolunun Dışişleri Bakanlığı’na destek vermekten geçtiğini anlattı.

Ülkede basının asıl besleyicisi olarak tanımladığı TAK’a da değinen Denktaş, TAK’ın meclis haberlerini eleştirdi.

TAK’ın yayınladığı meclis haberlerini ertesi gün okuduğunda “ben böyle söylememiştim” dediğini söyleyen Denktaş, buna özen gösterilmesi gerektiğini kaydetti. Denktaş, “TAK devlet ajansıdır. Devlet de iktidarın değildir. Söylediklerimiz doğru yansıtma konusunda öncelikli görev TAK’a düşüyor” dedi.

TAK çalışanlarının “devlet memuru” olması nedeniyle bazı dezavantajlar yaşadığını söyleyen Denktaş, TAK çalışanlarının gittikleri haberlerde soru sormadığını, sorgulamadığını ifade etti.

Denktaş bunun basının geneliyle ilgili bir sorun olduğunu kaydetti.

TAK’ta mesai ücretlerinin zamanında ödenmediğini dile getiren Denktaş, haberin saatinin belli olmadığını, TAK personelinin günün her saati haber yaptığını ancak fazla mesai konusunda sorun yaşandığını dile getirdi.

Öte yandan yasada yaşanan bir yorum sorunu nedeniyle bazı görevlerdeki personelin yaptıkları görevin maaşını alamadığını anlatan Denktaş bunun motivasyon sorunu yarattığını vurguladı. 

“Yıllardır TAK’ta çalışan bir sürü çalışanın motivasyonu bu nedenle kalmadı. Artık ortada bile görmüyoruz onları” diyen Denktaş, TAK’ın aynı zamanda görsel haber dağıtma imkânına ulaşması için gerekli adımları atması gerektiğini söyledi.

Bir dönem basına katkı olsun diye TAK’ın abonelik ücretlerinin devlet tarafından ödenmesi kararı alındığını ancak bu gelirlerin TAK’a ödenmediğini kaydeden Denktaş, TAK’ın kendi gelirleri varken bu gelirleri alamadığı için bütçe sorunu yaşadığını anlattı.

Enformasyon Dairesi’nin TAK’la yarışan bir konuma getirildiğini ve bunun yanlış bir yaklaşım olduğunu söyleyen Denktaş, Enformasyon Dairesi’nin görevinin bilgileri dışarıya aktarmak, dışarıdan gelen misafirleri bilgilendirmek olduğunu dile getirdi.

Dış temsilciliklerde, temsilcilerin arabalarının ve oturduğu evlerin devleti temsil ettiği bilinciyle kullanılması gerektiğini söyleyen Denktaş, bazı temsilciliklerin bu açıdan büyük sıkıntı yaşadığını kaydetti.

Dış göreve talip olmaların gittikçe azaldığını anlatan Denktaş, bunun tasarruf tedbirlerimden kaynaklandığını ancak yurt dışında yaşam maliyelerinin yüksek olduğunu dile getirdi. Yaşam giderlerinin bir elçiye yakışır şekilde düzenlenmesi gerektiğini söyleyen Denktaş, çalışanların düzenlerini bozup, yurt dışı görevine talip olmadıklarını anlattı.

Dış göreve gönderilen personelin her türlü ihtiyacının karşılanması gerektiğini anlatan Denktaş, Dışişleri Bakanlığı’na destek vermeye hazır olduğunu söyledi.

Dışişleri Bakanlığı’nın en büyük eksikliğinin diasporayla olan ilişkiler olduğunu söyleyen Denktaş, yurt dışında yaşayanlara seçme seçilme hakkı verilmesinin bu insanların çok daha etkin kullanılmasına imkân sağlayacağını dile getirdi.

Kıbrıs sorununa da değinen Denktaş, iki kesimliliğin ilelebet garanti edilmesi için KKTC’nin devlet olarak federasyonun taraflarından biri olmak zorunda olduğunu anlattı. Denktaş, “Olmayan bir şeyi talep etmiyoruz Avrupa Birliği’nin uyguladığı sistemi istiyoruz” diye konuştu.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “Rumlaştığını” anlatan Denktaş, bunun yurt dışına gidip Kıbrıslıyım diyenlerin Rum varsayılmasından anlaşılabileceğini ifade etti.

“Bireysel mülkiyet hakkı bariz şekilde görülmektedir ki sorun yaratacak” diyen Denktaş, Türk ordusuna duyulan tepkiye de değindi.

1974’ten bu yana Türk ordusunun her hangi bir sorun yaşatıp yaşatmadığını soran Denktaş, ordunun adadaki Türklerin güvenliği için burada olduğunu dile getirdi.

“Rum tarafı yaşayabilir bir çözüm kurmakta samimiyse, bunun bir tek koşulu vardır. Devletimin tanınması çünkü o zaman benim tanınmış devletimin sınırları da kabul edilmiş olur” diyen Denktaş, bu gerçeklerin üzerinde durmanın zamanı geldiğini söyledi.

“1974’e kadar Rumlar evlerinde oturmuyordu. ellerinde silahlar insan avlıyorlardı” diyen Denktaş, Kıbrıslı Rumların, Kıbrıslı Türklerin kendilerine tabi olmayı ve Rumların hakimiyetini kabullenmeyi onaylamasını beklediğini dile getirdi.

Kıbrıslı Rumların Kıbrıslı Türklere bakışının ortada olduğunu anlatan Denktaş, elle tutulur bir güven artırıcı önlemin hayata geçirilmediğini; bunca yıldır müzakereler devam ettiği halde ortak bir çözüm algısı olmadığını dile getirdi.

Kıbrıs Türkünün büyük bir çoğunluğunun talebinin Türk askerinin adadaki varlığının devamı yönünde olduğunu dile getiren Denktaş, bunda BM’nin çatışma dönemindeki pasif tutumunun payı olduğunu kaydetti.

İngiliz üslerinden yapılan bombalamaların endişe verici olduğunu anlatan Denktaş, bunların neden gündeme gelmediğini sordu.

Denktaş, geçmişte yaşanan acılardan ders alınması gerektiğini dile getirdi. Dışişleri Bakanının “küçük de olsa ilerlemeler” gördüğünü söylediğini ancak kendisinin gerilemeler gördüğünü söyleyen Denktaş, taksim politikasına da karşı olduğunu kaydetti.

“Ben bu ada sakinliğinden kaynaklanan haklarımla kurduğum devletimle bir çözüm arıyorum” diyen Denktaş, iki eşit cumhuriyet üzerinden ilerlemenin önemine değindi.

Denktaş, yeni kurulacak federasyonda Futbol Federasyonu, Merkez Bankası gibi kurumlarının da yeniden kurulması gerektiğini anlattı.

“Devletimize sahip çıkmalıyız bunu yaptığımız sürece başarılı olacağız” diyen Denktaş aksi halde gelecekte Kıbrıs Türk halkının elinin zayıf olacağını kaydetti.

Geçiş kapılarına itirazı olmadığını ancak geçiş kapılarından itibaren yolun nereden geçeceğine Kıbrıslı Rumların karar veremeyeceğini anlatan Denktaş bu konulara dikkat edilmesini istedi. Denktaş “Buna Rum’un karışmaya hakkı yok” dedi.

Nüfusun sınırlandırması konusuna da değinen Denktaş, “Aşk hayatımıza da mı karışacaklar? Bekleyeceğim 4 tane Rum çocuk doğsun da 1 tane de ben mi doğurtayım” diye sordu.